English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | granddaughter n. | torun | ||
My granddaughter is skilled at photography. Torunum fotoğrafçılıkta yeteneklidir. More Sentences |
||||
General | granddaughter n. | kız torun | ||
Tom has three granddaughters. Tom'un üç kız torunu var. More Sentences |
||||
General | granddaughter n. | (kız) torun | ||
His granddaughter surprised him with a handmade birthday card. Torunu adama el yapımı bir doğum günü kartı ile sürpriz yaptı. More Sentences |
English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | great granddaughter n. | torununun kızı |
General | great-granddaughter n. | torunun kız çocuğu |