galley - Turkish English Dictionary

galley

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "galley" in Turkish English Dictionary : 27 result(s)

English Turkish
Common Usage
galley n. kadırga
The galley sailed across the Mediterranean.
Kadırga, Akdeniz boyunca yelken açtı.

More Sentences
General
galley n. kuzine
The chef prepared delicious meals in the galley.
Aşçı, kuzinede lezzetli yemekler hazırladı.

More Sentences
galley n. gale
The printer carefully arranged the type in the galley.
Matbaacı, dizgiyi galede dikkatlice düzenledi.

More Sentences
Printery
galley n. ilk düzelti
The author reviewed the galley proof for any errors.
Yazar, herhangi bir hata olup olmadığını görmek için prova amaçlı ilk düzeltiyi inceledi.

More Sentences
Common Usage
galley n. kalyon
General
galley n. gemi mutfağı
galley n. roma kürek gemisi
galley n. çektirme
galley n. uçak mutfağı
galley n. arma üzerindeki kadırga şekli
Trade/Economic
galley n. gemi mutfağı
Technical
galley n. içeceklerin konulup hazırlandığı bölüm
galley n. mutfak
galley n. uçaktaki yiyecek bölümü
Aeronautic
galley n. uçak içerisindeki mutfak, uçak mutfağı
galley n. uçak içerisindeki mutfak
Marine
galley n. çektirme
galley n. gemi aşhanesi
galley n. gemi mutfağı
galley n. küçük kamara
galley n. uçakta ya da gemide yiyeceklerin hazırlandığı bölüm
galley n. yelkenli tekne
Art
galley n. cotswold morris dansında ayakla çizilen daire
Printery
galley n. dizgi teknesi
galley n. gale
galley n. gemi mutfağı
galley n. baskıda kullanılan dikdörtgen tepsi

Meanings of "galley" with other terms in English Turkish Dictionary : 30 result(s)

English Turkish
General
galley slave n. kürek mahkumu
composing galley n. gale
galley slave n. forsa
galley proof n. ilk dizgi
galley-slave n. forsa
galley proof n. (son) prova baskı
galley slave n. ağır ve zor işler yapan kimse
galley slave n. amele
knock galley-west v. yere sermek
in this galley adv. bariz bir şekilde garip olan bu yerde
in this galley adv. bariz bir şekilde uyumsuz olan bu grupta
galley-west adv. tarumar vaziyete
Idioms
knock galley west v. yere sermek
Technical
galley roller n. deneme merdanesi
composing galley n. gale
liquid-fuelled galley stove n. sıvı yakıtla çalışan mutfak ocağı
Computer
galley view n. galeri görünümü
Aeronautic
galley service n. mutfak servisi
Marine
ship's galley n. gemi mutfağı
ship's galley n. gemi kadırgası
ships galley n. gemi kadırgası
a type of small galley used during ottoman empire period n. kalyata
ship's galley n. küçük kamara
liquid-fuelled galley stove n. sıvı yakıtla çalışan mutfak ocağı
Printing
galley slice [obsolete] n. geniş bir galeye açılan kaymalı sahte taban
galley slug n. harf dizileri üzerine geçici konan kısa başlık
Printery
galley proof n. ilk düzelti
galley proof n. ilk tashih
Ornithology
galley-bird n. yeşil ağaçkakan
Entomology
galley-worm n. iulus ve akraba cinslere ait çok ayaklı böcek