forced - Turkish English Dictionary

forced

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "forced" in Turkish English Dictionary : 10 result(s)

English Turkish
Common Usage
forced adj. zoraki
It was a forced smile.
Zoraki bir gülümsemeydi.

More Sentences
forced adj. mecbur
Tom was forced to do that.
Tom bunu yapmaya mecbur tutuldu.

More Sentences
General
forced adj. zorunlu
In fact, the Member States now want forced repatriation to be paid for from the Refugee Fund.
Aslında Üye Devletler artık zorunlu geri dönüşlerin Mülteci Fonundan karşılanmasını istiyor.

More Sentences
Computer
forced adj. zorlanmış
When will monasteries and convents be forced to be mixed?
Manastırlar ve manastırlar ne zaman karma olmaya zorlanacak?

More Sentences
General
forced adj. mecburi
forced adj. termal
forced adj. basınçlı
forced adj. zorlama
forced adj. cebri
Law
forced adj. rıza dışı

Meanings of "forced" with other terms in English Turkish Dictionary : 255 result(s)

English Turkish
General
forced landing n. zorunlu iniş
The plane made a forced landing.
Uçak zorunlu iniş yaptı.

More Sentences
be forced to v. mecbur kalmak
I was forced to lie.
Ben yalan söylemeye mecbur kaldım.

More Sentences
be forced to v. zorunda bırakılmak
I was forced to do that.
Bunu yapmak zorunda bırakıldım.

More Sentences
forced to adj. mahkum
Inmates were forced to sleep in one cell, often sideways.
Mahkumlar tek bir hücrede, çoğu zaman yan yatarak uyumaya zorlanmıştır.

More Sentences
Trade/Economic
forced labour n. zorla çalıştırma
Many of these new facilities have been built using forced labour.
Bu yeni tesislerin birçoğu zorla çalıştırma kullanılarak inşa edilmiştir.

More Sentences
Law
forced labour n. zorla çalıştırma
The ILO must be given access to all areas where forced labour is going on.
Uluslararası Çalışma Örgütü'nün zorla çalıştırmanın devam ettiği tüm alanlara erişimine izin verilmelidir.

More Sentences
forced prostitution n. zorla fuhuş
There can be no talk of voluntary prostitution and therefore no talk of forced prostitution either.
Gönüllü fuhuştan söz edilemeyeceği gibi zorla fuhuştan da söz edilemez.

More Sentences
General
forced landing n. mecburi iniş
forced labour n. angarya
forced labor n. zorla çalıştırma
forced pump n. basma tulumba
one who uses forced labor n. angaryacı
forced labor n. angarya
forced convection n. zorlanmış taşınma
forced crop n. turfanda ürün
forced entry n. zorla içeri girme
forced sale n. mecburi satış
forced marriage n. zorunlu evlilik
forced marriage n. zorla evlilik
forced marriage n. mecburi evlilik
forced choice n. zorunlu seçme
forced choice n. zorunlu tercih
forced choice n. zorunlu seçim
forced competition n. zorunlu rekabet
forced marriage n. zoraki evlilik
forced wedding n. hamilelik vb. gibi nedenlerle yapılan mecburi evlilik
forced wedding n. zorunlu evlilik
forced perspective n. zorlama perspektif
forced perspective n. zorlanmış perspektif
forced diversity n. zorlama çeşitlilik
forced dialog n. zorlama diyalog
forced dialog n. doğal gelmeyen diyalog
forced dialogue n. zorlama diyalog
forced dialogue n. doğal gelmeyen diyalog
be forced v. mecbur olmak
(be forced) pass time idly v. sinek avlamak
be forced to resign v. istifaya zorlanmak
be forced to compete v. rekabete zorlanmak
be forced to disembark at the port v. limanda zorla gemiden indirilmek
be forced to v. mecbur bırakılmak
be forced v. mecbur edilmek
be forced into doing something v. bir şey yapmaya zorlanmak
be forced into doing something v. bir şey yapmak zorunda kalmak
Speaking
nobody forced me expr. kimse beni zorlamadı
there's no sign of a forced entry expr. zorla girildiğine dair bir işaret yok
Trade/Economic
forced labor n. angarya
forced loan n. cebri istikraz
forced labour n. cebri çalıştırma
forced labor n. cebri çalıştırma
forced and compulsory labor n. cebri ve zorunlu çalışma
forced sale value n. cebri satış değeri
forced and compulsory labour n. cebri ve zorunlu çalışma
forced savings n. cebri tasarruf
forced sale n. cebri satış
forced sale by auction n. icra yoluyla cebri satış
forced loan n. mecburi borçlanma
forced billing n. malın tesliminde ödemeyi sağlamak için kullanılan bir belge
forced loan n. mecburi istikraz
forced sale value n. tasfiye değeri
forced saving n. zorunlu tasarruf
forced sale n. zorunlu satış
forced conversion n. zorunlu değişim
forced savings n. zorunlu tasarruf
forced saving n. zorunlu tasarruf
forced loan n. zorunlu borç
forced loan n. zorunlu borçlanma
forced choice appraisal n. zorlanmış tercih değerlendirmesi
forced and compulsory labour n. zorla ve zorunlu çalışma
forced causes n. zorlayıcı nedenler
forced and compulsory labor n. zorla ve zorunlu çalışma
forced sale n. zorunlu veya acele satış
forced sale value n. zorunlu satış değeri
forced choice rating n. zorunlu cevaplama yöntemi
Law
forced disappearance n. cebri kaybolma
forced sale n. cebri satış
attempted forced entry n. haneye tecavüz girişimi
forced entry victim n. haneye tecavüz kurbanı
forced entry n. haneye tecavüz
forced execution office n. icra dairesi
forced heir n. mahfuz hisseli mirasçı
forced migration n. zorunlu göç
forced sexual exploitation n. zorla alıkoyarak fuhuş
forced saving n. zorunlu tasarruf
forced pregnancy n. zorla hamile bırakma
forced prostitution n. zorla alıkoyarak cinsel istismar
forced prostitution n. zorla alıkoyarak fuhuş ya da cinsel istismar
forced displacement n. zorla yerinden edilme
forced prostitution n. zorla alıkoyarak fuhuş
forced loan n. zorunlu tasarruf
forced sexual exploitation n. zorla alıkoyarak cinsel istismar
forced eviction n. zorla tahliye
forced disappearance n. zorla kaybolma
do a forced military service v. zorla askerlik yapmak
forced labour v. zorla çalıştırmak
forced labor v. zorla çalıştırmak
no sign of forced entry expr. zorla girme belirtisi yok
Politics
forced migration n. zorla göç ettirme
forced resettlement n. zorla yerleştirme
forced emigration n. zoraki göç
forced exchange n. zorunlu mübadele
forced migration n. zorunlu göç
forced disappearances n. zorla kaybedilenler
forced labour v. zorla çalıştırmak
Technical
forced draught n. aspiratörlü baca çekişi
forced convection lehr n. basınçlı havalı soğutma tüneli
forced pump n. basma tulumba
forced cooling n. basınçlı soğutma
forced feed n. basınçlı yağ ile besleme yöntemi
forced circulation boiler n. basınç dolaşımlı kazan
forced air quenching n. basınçlı havayla su verme
forced convection n. basınçlı ısı taşınımı
forced chemical vapor infiltration n. basınçlı kimyasal buhar sızdırma
forced circulation n. basınçlı dolaşım
forced circulation n. basınç dolaşımı
forced lubrication n. basınçla yağlama
forced draught n. basınçlı hava çekişi
forced air n. basınçlı hava
forced circulation n. basınçla dolaşım
forced circulation cooling n. basınçlı dolaşımlı soğutma
forced lubrication n. basınçlı yağlama
forced vibration n. basınçlı titreşim
forced ventilation n. basınçlı havalandırma
forced circulation system n. basınçlı dolaşım sistemi
forced air cooling n. basınçlı havayla soğutma
forced convection air cooling unit n. cebri konveksiyonlu hava soğutma ünitesi
forced draught furnace n. cebri çekişli ocak
forced draught burner n. cebri çekişli brülör
forced-feed oil system n. cebri yağlama devresi
forced circulation n. cebi dolaşım
forced oscillation n. cebri osilasyon
heating boiler with forced draught burner n. cebri çekiş brülörlü kazan
forced convection air heater n. cebri konveksiyonlu hava ısıtıcı
forced feed oiling n. cebri yağlama
forced lubrication n. cebri yağlama
forced warm air furnace n. cebri sıcak havalı fırın
forced circulation air-cooling and air-heating coils n. cebri dolaşımlı hava soğutma ve hava ısıtma serpantinleri
forced-convection oven n. cebri konveksiyonlu fırın
forced-air cooling n. cebri havalı soğutma
forced circulation n. cebri sirkülasyon
forced draught condenser n. cebri çekişli kondenser
forced draft fan n. cebri draft fanı
forced circulation n. cebri dolaşım
forced circulation boiler n. cebri sirkülasyonlu kazan
forced-draught water cooling tower n. cebri çekişli soğutma suyu kulesi
forced vibration n. cebri titreşim
heating boiler with forced drought burner n. cebri çekişli sıvı yakıt brülörlü kazan
forced-circulation air cooler n. cebri sirkülasyonlu hava soğutucu
forced draught cooling n. cebri çekişli soğutma
forced draught gas burner n. cebri çekişli brülör
forced draught gas burner n. cebri çekişli gaz brülörü
forced exhaust n. cebri egzoz
forced ventilation n. cebri havalandırma
forced convection n. cebri konveksiyon
forced draught n. cebri çekiş
forced air n. cebri hava
forced-draught combustion chamber n. cebri çekişli yanma odası
forced ventilation oven n. cebri havalandırmalı etüv
forced convection air cooled refrigerant condenser n. cebri konveksiyonlu hava soğutmalı soğutucu madde yoğuşturucusu
forced-circulation lubrication n. cebri sirkülasyonlu yağlama
forced convection air heater n. cebri konveksiyonlu hava ısıtıcısı
forced-convection grill n. cebri konveksiyonlu ızgara
forced thermal convection n. cebri konveksiyon
forced programming n. en az erişim süreli programlama
electric forced convection oven n. elektrikli cebri konveksiyonlu fırın
forced ventilation n. fanlı havalandırma
forced oscillation n. güdümlü salınım
forced production n. hızlandırılmış üretim
forced degradation n. hızlandırılmış degradasyon
forced draft n. kuvvetlendirilmiş baca çekmesi
forced lubrication n. kuvvetlendirilmiş yağlama
forced feed lubricator n. mekanik yağdanlık
forced feed lubricator n. lubrikatör
forced draft fan n. taze hava vantilatörü
forced air supply n. vantilasyon havası sağlanması
forced feed lubricator n. yağ otomatiği
oil-fired forced convection air heater n. yağ yakan cebri konveksiyonlu hava ısıtıcısı
forced feed n. zorla besleme
forced circulation evaporator n. zorlamalı sirkülasyonlu evaporatör
forced draft n. zorlamalı çekiş
forced draught n. zorlu çekiş
forced lubrication n. zorunlu yağlama
forced convection oven n. zorlamalı konveksiyonlu fırın
forced landing n. zorunlu iniş
forced convection n. zorlamalı ısıyayınımı
forced vibration analysis n. zorlanmış titreşim analizi
forced ventilation n. zorunlu havalandırma
forced response n. zorlanmış tepki
forced feed n. zorla verme
forced draft cooling tower n. zorlamalı çekişli soğutma kulesi
freezer cooled by internal forced air circulation n. zorlamalı iç hava dolaşımı ile soğutulan soğutucu
forced circulation n. zorlamalı dolaşma
forced ventilation n. zorlamalı havalandırma
forced-draft fan n. yüksek emişli fan
forced feed n. zorlamalı besleme
forced vibration n. zorlanmış titreşim
food freezers cooled by internal forced air circulation n. zorlamalı iç hava dolaşımı ile soğutulan soğutucular
natural or forced adj. tabii veya zorlamalı
forced air quenching expr. basınçlı havayla suverme
Computer
forced abort n. durdurma
forced programming n. en az erişim süreli programlama
forced oscillation n. güdümlü salınım
forced commit n. işlem dışı teslim etme
forced commit n. tamamlanmaya zorlanan
forced line breaks n. zoraki satırbaşları
forced ec n. zorunlu ec
forced caption n. zorunlu altyazı
forced hardware n. zorlanmış donanım
forced completion n. zorlamalı sona erdirme
Telecom
forced foreground n. zorunlu önplan
forced disconnect n. zorunlu iskonto
forced download n. zorunlu indirme
Electric
forced outage hours n. zorunlu kesinti süresi
Construction
forced circulation mixer n. tahrikli sirkülasyon
Automotive
forced circulation n. basınçlı dolaşım
forced induction n. basınçlı emme
forced convection n. basınçlı konveksiyon
forced feed lubrication n. basınçlı yağlama
forced drying n. cebri kurutma
forced circulation cooling n. cebri dolaşımlı soğutma
fuel injection and forced induction n. yakıt enjeksiyonu ve güçlendirilmiş emme
Aeronautic
forced landing n. acil iniş
forced landing field n. mecburi iniş alanı
forced landing n. mecburi iniş
forced parachute jump n. mecburi paraşüt atlayışı
forced landing n. zorunlu iniş
forced oscillation n. zorlamalı salınım
forced vibration n. zorlamalı titreşim
Marine
forced plume n. basınçlı jet akımı
forced wave breaking n. zorlanmış dalga kırılması
forced vortex n. zorlanmış girdap
forced waves n. zorlanmış dalgalar
Medical
voluntary and forced extension n. volenter ve zorlu ekstansiyon
forced inspiration n. zorlu inspirasyon
forced expiratory volume n. zorlu ekspiratuvar volümü
forced expiratory volume n. zorlu ekspirasyon volümü
Dentistry
forced eruption n. diş sürdürme
Optics
forced duction test n. cebri düksiyon testi
Food Engineering
forced convection n. itimli taşınım
forced convection n. zorlamalı taşınım
Physics
forced vibration n. artmış titreşim
forced oscillation n. güdümlü salınım
forced convection n. zorlanmış taşınım
forced oscillation n. zorla salınım
forced vibration n. zorla titreşim
Marine Biology
forced swimming n. zorunlu yüzme
forced migration n. zorunlu göç
Agriculture
forced cultivation n. cebri ziraat
forced crop n. turfanda mahsul
Linguistics
forced performance n. ettirilme
forced-choice item n. zorunlu yönlendirici madde
Environment
transmission by forced main n. terfi hattı ile iletim
Military
forced march n. cebri yürüyüş
forced issue n. mecburi dağıtım
forced crossing n. sulardan zorla geçiş
Star Wars
forced retirement home n. mecburi emekli evi