füzyon - Turkish English Dictionary

füzyon

Meanings of "füzyon" in English Turkish Dictionary : 16 result(s)

Turkish English
Common Usage
füzyon fusion n.
We shall then have to consider how to deal with the fusion issue.
Daha sonra füzyon konusunu nasıl ele alacağımızı düşünmemiz gerekecektir.

More Sentences
Trade/Economic
füzyon fusion n.
It would also be wise to interpret fusion in an even more positive manner.
Ayrıca füzyonu daha da olumlu bir şekilde yorumlamak akıllıca olacaktır.

More Sentences
Technical
füzyon fusion n.
Therefore the fusion budget is a financial black hole in pursuit of an ever-receding holy grail of fusion energy.
Bu nedenle füzyon bütçesi, füzyon enerjisinin sürekli uzaklaşan kutsal kasesi peşinde koşan finansal bir kara deliktir.

More Sentences
Physics
füzyon fusion n.
The second issue which I would like to address briefly is fusion research.
Kısaca değinmek istediğim ikinci konu ise füzyon araştırmalarıdır.

More Sentences
Military
füzyon fusion n.
I wish to voice my clear support for the funding of fusion research.
Füzyon araştırmalarının finanse edilmesine yönelik açık desteğimi dile getirmek istiyorum.

More Sentences
General
füzyon amalgamation n.
füzyon merger n.
füzyon fn abrev.
Trade/Economic
füzyon absorption merger n.
füzyon combination n.
füzyon amalgamation n.
füzyon merger n.
Law
füzyon amalgamation n.
Technical
füzyon scaffolding n.
Construction
füzyon hot shoe n.
Physics
füzyon fn. (fusion) n.

Meanings of "füzyon" with other terms in English Turkish Dictionary : 69 result(s)

Turkish English
Physics
füzyon enerjisi fusion energy n.
It would be justified to direct more funds into the research of fusion energy than what the Commission is proposing.
Füzyon enerjisi araştırmalarına Komisyonun önerdiğinden daha fazla fon aktarılması doğru olacaktır.

More Sentences
nükleer füzyon nuclear fusion n.
I believe that nuclear fusion can be developed as a future-proof technology.
Nükleer füzyonun geleceğe dönük bir teknoloji olarak geliştirilebileceğine inanıyorum.

More Sentences
General
kontrollü füzyon controlled fusion n.
füzyon anlamına gelen ön ek syn- pref.
Trade/Economic
füzyon katılma yoluyla birleşme merger n.
füzyon yapmak fuse v.
füzyon yapmak fuze v.
füzyon yapmak amalgamate v.
Politics
birleşme (füzyon) antlaşması merger treaty n.
füzyon olacak malzemesi doldurulmuş reaktör batch loaded reactor n.
füzyon anlaşması merger treaty n.
Technical
atalet kısıtlamalı nükleer füzyon internal confinement fusion n.
çoklu algılayıcı füzyon multi-sensor fusion n.
füzyon kaynağı fusion welding n.
füzyon boşlukları fusion voids n.
füzyon reaktörü fusion reactor n.
füzyon bombası fusion bomb n.
soğuk füzyon cold fusion n.
füzyon kandili teknolojisi fusion candle technology n.
nükleer füzyon için kütlesi gerekenden küçük olan substellar adj.
Automotive
tamamlanmamış füzyon incomplete fusion n.
Medical
anterior füzyon anterior fusion n.
füzyon materyali fusion material n.
füzyon inhibitörü fusion inhibitor n.
interbody füzyon interbody fussion n.
intermetakarpal füzyon intermetacarpal fusion n.
lateral ve vertikal füzyon defektleri lateral and vertical fusion defects n.
müllerian füzyon ve migrasyon anomalisi müllerian fusion and migration defect n.
minimal invaziv spinal füzyon minimally invasive spinal fusion n.
posterolateral füzyon posterolateral fusion n.
posterior interbody füzyon posterior interbody fusion n.
spinal füzyon spinal fusion n.
transforaminal lumbar interbody füzyon transforaminal lumbar interbody fusion n.
füzyon uygulamak perform fussion v.
Pathology
labial füzyon fusion of labia n.
Optics
füzyon amplitüdü fusional amplitude n.
panum füzyon alanı panum fusional area n.
Physics
nükleer füzyon reaksiyonu nuclear fusion reaction n.
nükleer füzyon nuclearfusion n.
füzyon reaktörü thermonuclear reactor n.
enerji üretirken kontrollü olarak nükleer füzyon kullanan reaktör thermonuclear reactor n.
enerji üretirken kontrollü olarak nükleer füzyon kullanan reaktör fusion reactor n.
füzyon kaynağının kökünden yüzüne olan minimum mesafe throat n.
füzyon noktası fusing point n.
füzyon ünitesi fusion unit n.
füzyon ısısı heat of fusion n.
füzyon reaktörü fusion reactor n.
füzyon veya patlama sebebiyle oluşan şok yüzeyi mach stem n.
füzyon veya patlama sebebiyle oluşan şok yüzeyi mach front n.
nükleer füzyon sırasında plazmayı hapsetmek için kullanılan manyetik alan magnetic bottle n.
nükleer füzyon reaktöründe reaksiyonları meydana getiren enerji ile reaksiyonların ortaya çıkardığı enerjinin eşit olması breakeven n.
atalet füzyon inertial fusion n.
eylemsizlik sınırlamalı füzyon inertial confinement fusion n.
kütlesi çekirdekte nükleer füzyon sürdürmeye yetmeyen gök cismi substellar object n.
nükleer füzyon içeren thermonuclear adj.
Chemistry
üç alfa parçacığı ile yapılan termonükleer füzyon reaksiyonu triple alpha process n.
(kimyasal element) füzyon geçirmek burn v.
Biology
iki kutup çekirdeği ve bir sperm çekirdeğini içeren füzyon triple fusion n.
Astronomy
yıldızlarda meydana gelen nükleer füzyon ile hafif parçacıklardan daha ağır elementlerin oluşumu nucleosynthesis n.
Environment
füzyon reaksiyonu fusion reaction n.
döngüsel bir termonükleer füzyon reaksiyonları zinciri bethe cycle n.
Military
gücünü kontrolsüz nükleer füzyon veya fisyondan alan bomba nuclear bomb n.
füzyon silahı fusion weapon n.
füzyon bombası superbomb n.
Star Wars
füzyon bulutu fusion cloud n.
tartaglia füzyon bulutları fusion clouds of tartaglia n.
sancak 5 füzyon reaktörü tesisi starboard 5 fusion reactor complex n.
sancak 6 füzyon reaktörü tesisi starboard 6 fusion reactor complex n.
vallt deneysel füzyon tesisi vallt experimental fusion facility n.