exclude - Turkish English Dictionary

exclude

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "exclude" in Turkish English Dictionary : 43 result(s)

English Turkish
Common Usage
exclude v. dışlamak
Kids should be taught not to exclude others.
Çocuklara diğer insanları dışlamamaları öğretilmelidir.

More Sentences
exclude v. hariç tutmak
Excluding water treatment and distribution for the time being seems to me to be a wise policy.
Su arıtma ve dağıtımını şimdilik hariç tutmak bana akıllıca bir politika gibi görünüyor.

More Sentences
exclude v. dahil etmemek
Names were excluded from the evaluation papers.
Değerlendirme kağıtlarına isimler dahil edilmemiştir.

More Sentences
General
exclude v. dışında tutmak
It is right that perishable goods, and foodstuffs in particular, should be excluded from the restrictions.
Çabuk bozulabilen malların ve özellikle de gıda maddelerinin kısıtlamaların dışında tutulması doğrudur.

More Sentences
exclude v. hariç tutmak
The reason was that the electronic commerce directive excluded all issues relating to data protection.
Bunun nedeni, elektronik ticaret direktifinin veri koruma ile ilgili tüm konuları hariç tutmasıydı.

More Sentences
exclude v. çıkarmak
That does not, however, mean that imprisonment and deportation should be excluded as punishments for serious crimes.
Ancak bu, hapis ve sınır dışı edilmenin ciddi suçların cezası olmaktan çıkarılması gerektiği anlamına da gelmiyor.

More Sentences
exclude v. dışta bırakmak
The central budget submitted to Parliament excludes revolving funds and extra-budgetary Funds.
Parlamentoya sunulan genel bütçe, döner sermayeli fonları ve bütçe dışı fonları dışta bırakmaktadır.

More Sentences
exclude v. kapsam dışında bırakmak
Furthermore, in the Council we have debated whether or not to exclude the Hörbranz Pass, the Lindau-St.
Ayrıca Konsey'de Hörbranz Geçidi'nin, Lindau-St. Geçidi'nin kapsam dışında bırakılıp bırakılmayacağını tartıştık.

More Sentences
exclude v. dışarı bırakmak
Is cultural exception really sufficient if we only exclude the audiovisual sector?
Sadece görsel-işitsel sektörü dışarıda bırakırsak kültürel istisna gerçekten yeterli midir?

More Sentences
exclude v. dışarıda bırakmak
We should not therefore be looking to make savings with this regulation and from these small farms by excluding them.
Bu nedenle bu yönetmelikle ve bu küçük çiftlikleri dışarıda bırakarak tasarruf yapmaya çalışmamalıyız.

More Sentences
exclude v. kovulmak
He was excluded for bad behavior.
Kötü davranışları yüzünden kovuldu.

More Sentences
exclude v. elemek
Detectives have excluded drowning as a cause of death.
Dedektifler ölüm nedenleri arasından boğulmayı elemişlerdir.

More Sentences
Law
exclude v. hariç tutmak
In other words, in this exceptional case, we are deliberately excluding competition.
Başka bir deyişle, bu istisnai durumda rekabeti kasıtlı olarak hariç tutuyoruz.

More Sentences
Technical
exclude v. dahil etmemek
You say that you want more transparency and consultation, but whom are you excluding and whom are you including?
Daha fazla şeffaflık ve istişare istediğinizi söylüyorsunuz ancak kimi dışlıyor ve kimi dahil ediyorsunuz?

More Sentences
General
exclude n. dıştalamak
exclude v. hesaba katmamak
exclude v. içeri sokmamak
exclude v. içeri almamak
exclude v. kovmak
exclude v. atmak
exclude v. önlemek
exclude v. kapsama almamak
exclude v. kabul etmemek
exclude v. kapsama sokmamak
exclude v. engel olmak
exclude v. kapsamdan çıkarmak
exclude v. saymamak
exclude v. engellemek
exclude v. hariç bırakmak
exclude v. girişini engellemek
exclude v. menetmek
exclude v. reddetmek
Law
exclude v. geçerliliğini reddetmek
exclude v. doğruluğunu kabul etmemek
Technical
exclude v. kabul etmemek
Computer
exclude v. dışta tutmak
exclude expr. atanmış adresleri çıkar
exclude expr. dışla
exclude expr. çıkar
exclude expr. dışında tut
Medical
exclude v. ekarte etmek
Education
exclude v. okuldan uzaklaştırmak
exclude v. okuldan atmak

Meanings of "exclude" with other terms in English Turkish Dictionary : 36 result(s)

English Turkish
General
exclude from v. dışında bırakmak
No form of transport, however, should be excluded from the programme.
Bununla birlikte hiçbir ulaşım şekli programın dışında bırakılmamalıdır.

More Sentences
exclude authority n. dışlama yetkisi
exclude from the list v. liste dışı bırakmak
exclude from membership v. üyelikten çıkarmak
exclude from society v. toplumdan dışlamak
exclude from the process v. sürece dahil edilmemek
excl (exclude) abrev. dışlamak
excl (exclude) abrev. hariç tutmak
Phrasals
exclude (someone or something) from (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyden) dışlamak
exclude (someone or something) from (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyin) dışında bırakmak
exclude (someone or something) from (something) v. (birini/bir şeyi bir şeye) dahil etmemek
exclude (someone or something) from (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyden) hariç tutmak
exclude (someone or something) from (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyin) dışında tutmak
exclude (someone or something) from (something) v. (birini/bir şeyi) hesaba katmamak
exclude (someone or something) from (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyden) çıkarmak
exclude (someone or something) from (something) v. (birini/bir şeyi bir şey) kapsamından çıkarmak
exclude from v. -den dışlamak
exclude from v. -in dışında bırakmak
exclude from v. -e dahil etmemek
exclude from v. -den hariç tutmak
exclude from v. -in)dışında tutmak
exclude from v. -i hesaba katmamak
exclude from v. -den çıkarmak
exclude from v. kapsamından çıkarmak
Trade/Economic
our prices exclude vat expr. fiyatlarımıza kdv dahil değildir
Computer
exclude list n. dışlama listesi
exclude file types n. dışlanacak dosya türü
exclude files expr. dosyaları dışla
confirm exclude expr. dışlamayı onayla
exclude row expr. satır dışla
exclude col expr. sütun dışla
exclude col expr. sütunu dışla
exclude row/col expr. satır/sütun dışla
exclude row expr. satırı dışla
exclude path expr. yolu dışarıda bırak
Medical
exclude infectious agents v. enfeksiyon ajanlarını ekarte etmek