Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
French - English
Hide
Details
Clear
History :
get off!
lanyard
making of
fabric thickness
bofada
j'ai froid
dolu gövdeli alçı bölme blok
evinde
History
Sentences
Meanings of
"evinde"
in English Turkish Dictionary : 4 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
evinde
chez
prep.
2
General
evinde
with
prep.
3
General
evinde
by [dialect]
prep.
Idioms
4
Idioms
evinde
under your roof
expr.
Meanings of
"evinde"
with other terms in English Turkish Dictionary : 125 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
kendi evinde
at home
adv.
They are a really powerful team, especially
at home.
Özellikle
kendi evinde
çok etkili bir takım.
More Sentences
2
General
yaşlılar evinde yaşayan yatalak olmayan kişiler
ambulant residents
n.
3
General
yaşlılar evinde yaşayan yatalak durumdaki kişiler
bed-bound resident
n.
4
General
hastaya kendi evinde verilen bakım hizmeti
domiciliary care
n.
5
General
hastaya kendi evinde verilen bakım hizmeti
home care
n.
6
General
sayfiye evinde oturan kimse
cottager
n.
7
General
kendi evinde oturan kimse
home owner
n.
8
General
kendi evinde oturan kimse
owner-occupant
n.
9
General
kendi evinde oturan kimse
owner-occupier
n.
10
General
müşterisini kendi evinde kabul eden escort kız
incall escort
n.
11
General
ölen bir kişinin cenazesi öncesi merhumun evinde toplanılması
wake
n.
12
General
cenaze evinde cenaze işlerinin yürütüldüğü oda
chapel
n.
13
General
düşkünler evinde kalan kimse
beadsman
n.
14
General
düşkünler evinde kalan kimse
bedesman
n.
15
General
fakirlere yardım için arkadaşlarını fakir birinin evinde içkiye davet etmek
bidale
n.
16
General
yeni evli çiftin kadının ailesinin evinde yaşaması
matrilocality
n.
17
General
kişinin kendini evinde gibi hissettiği yer
home away from home
n.
18
General
kişinin kendini evinde gibi hissettiği yer
home from home
n.
19
General
şef ve tebaasının kiracıların evinde kalma hakkı
coshery [ireland]
n.
20
General
sayfiye evinde oturan kimse
cotman [scotland]
n.
21
General
köy evinde yaşayan kimse
cottage dweller
n.
22
General
otelde kalmak yerine web sitesi üzerinden anlaşarak başkalarının evinde kalma
couchsurfing
n.
23
General
önemli birinin evinde verdiği sosyetik davet
saloon
n.
24
General
evinde kalmak (pansiyoner/kiracı)
lodge with
v.
25
General
bir başkasının evinde uyumak
crash out
v.
26
General
birini birinin evinde tanıştırmak
have over
v.
27
General
evinde hissetmek
make oneself at home
v.
28
General
evinde bulunmayan bir tanıdığın evine göz kulak olmak
housesit
v.
29
General
evinde bulunmayan bir tanıdığın evine göz kulak olmak
house-sit
v.
30
General
dayısının evinde saklanmak
hide at one’s uncle's house
v.
31
General
amcasının evinde saklanmak
hide at one’s uncle's house
v.
32
General
evinde ölü bulunmak
be found dead in her/his house
v.
33
General
evinde ölü bulunmak
be found dead at her/his house
v.
34
General
evinde ölü bulunmak
be found dead at her/his home
v.
35
General
evinde ölü bulunmak
be found dead in her/his home
v.
36
General
ceza evinde yargılanmayı beklemek
await trial in prison
v.
37
General
birinin evinde geçici olarak konaklayıp yemek yemek
board
v.
38
General
birinin evinde misafir olarak kalmak
guesten
v.
39
General
(astroloji evinde) gezegen konumunu belirlemek
domify [obsolete]
v.
40
General
evinde titiz
house-proud
adj.
41
General
evinde titiz
houseproud
adj.
42
General
insana evinde gibi hissettiren
homely
adj.
43
General
kendi evinde rahat
under one's vine and fig tree
adv.
Phrasals
44
Phrasals
evinde ağırlamak
welcome someone into something
v.
45
Phrasals
evinde ağırlamak
welcome someone in
v.
46
Phrasals
birisinin evinde kalmak
crash with someone
v.
47
Phrasals
birini evinde yaşamasına izin vermek
take somebody in
v.
48
Phrasals
geceyi bir başkasının evinde geçirmek
crash with someone
v.
49
Phrasals
geceyi başkasının evinde geçirmek
sleep over
v.
50
Phrasals
(birini) evinde (bir şeye) davet etmek/çağırmak
have (someone) over (for something)
v.
51
Phrasals
birinin evinde kalmak
lodge with
v.
52
Phrasals
bir süreliğine birinin evinde konaklamak
lodge with
v.
53
Phrasals
-in evinde kalmak
crash with
v.
54
Phrasals
geceyi bir başkasının evinde geçirmek
crash with
v.
55
Phrasals
(birini) evinde/iş yerinde bulmak
find (one) in
v.
56
Phrasals
(birini) yerinde (ofisinde, evinde) bulmak
find (one) in
v.
57
Phrasals
(birinin) evinde kalmak/yaşamak
shack up (with someone)
v.
Colloquial
58
Colloquial
geceyi bir başkasının evinde geçirmek
shack
v.
59
Colloquial
başkasının evinde kalmak
spend the night
v.
60
Colloquial
geceyi başkasının evinde geçirmek
spend the night
v.
61
Colloquial
başkasının evinde yatıya kalmak
spend the night
v.
62
Colloquial
başkasının evinde kalmak
stay the night
v.
63
Colloquial
geceyi başkasının evinde geçirmek
stay the night
v.
64
Colloquial
başkasının evinde yatıya kalmak
stay the night
v.
65
Colloquial
(köy evinde) basma kumaşla yapılan dekora özgü
chintzy [uk]
adj.
66
Colloquial
(birinin) evinde kalan/yaşayan
shacked up
adj.
67
Colloquial
kendi evinde hisset
mi casa(,) (es) su casa
expr.
68
Colloquial
ile evinde
at home with
expr.
69
Colloquial
biriyle/bir şeyle evinde
at home with someone or something
expr.
Idioms
70
Idioms
(bir takımın) evinde oynanan oyun/yapılan maç
home game
n.
71
Idioms
birinin evinde misafir kalmak
crash at someone's place
v.
72
Idioms
birinin evinde yiyip içip eğlenmek
have around
v.
73
Idioms
birinin evinde istenilenden daha uzun süre kalmak
outstay one's welcome
v.
74
Idioms
birinin evinde eğlenmek
have around
v.
75
Idioms
evinde oynamak
be at home
v.
76
Idioms
evinde gibi güvenli/güvende olmak
be as safe as houses [uk/australia]
v.
77
Idioms
yoksullar/düşkünler evinde kalmak
be in the poorhouse [dated]
v.
78
Idioms
(birinin) evinde kalmak
eat salt with (someone) [uk]
v.
79
Idioms
evinde yaşamak
live next door (to one)
v.
80
Idioms
birini/bir şeyi evinde istememek
not give somebody/something houseroom [uk]
v.
81
Idioms
evinde sözü geçen kişi olmak
wear the pants in the house
v.
82
Idioms
evinde sözü geçen kişi olmak
wear the pants in one's house
v.
83
Idioms
kendi evinde
on one's home ground
expr.
84
Idioms
(birinin) kendi evinde
on (one's) home patch
expr.
85
Idioms
(birinin) kendi evinde
on (one's) home turf
expr.
86
Idioms
(birinin) evinde
under (one's) roof
expr.
87
Idioms
düşkünler evinde
in the poorhouse [dated]
expr.
88
Idioms
fakirler evinde
in the poorhouse [dated]
expr.
89
Idioms
yoksullar evinde
in the poorhouse [dated]
expr.
90
Idioms
(birinin) kendi evinde
on (one's) own ground
expr.
91
Idioms
kendi evinde
on (your) home ground
expr.
92
Idioms
kendi evinde
on own ground
expr.
93
Idioms
kendi evinde
on your own ground
expr.
94
Idioms
yoksullar/düşkünler evinde yaşamak
live in the poorhouse
95
Idioms
yoksullar/düşkünler evinde yaşamak
end up in the poorhouse
Speaking
96
Speaking
evinde kaç oda?
how many rooms are there in your house?
expr.
97
Speaking
evinde kaç oda var?
how many rooms does your house have?
expr.
98
Speaking
kendini evinde hisset
make yourself feel at home
expr.
99
Speaking
kendini evinde hisset
make yourself comfortable
expr.
Law
100
Law
mahkeme kararıyla suç işlemiş bir çocuğun ıslah evinde tutulması
detention in a reformatory
n.
101
Law
feodal sistemde toprak sahibine kiracısının evinde barınıp yemek yeme hakkı veren bir ayrıcalık
coshering
n.
Tourism
102
Tourism
misafir yabancı öğrencinin ev sahibi bir ailenin evinde yaşadığı dönem
homestay [us]
n.
Architecture
103
Architecture
japon evinde çiçek aranjmanı sergilemekte kullanılan niş
tokonoma
n.
104
Architecture
eski romalıların evinde bulunan bir tarafı açık oda
tablinum
n.
105
Architecture
(antik roma evinde havuz suyu için kullanılan) su deposu
impluvium
n.
Medical
106
Medical
uzun süreli bakıma ihtiyacı olan hastaya evinde yardım eden kimse
home health aide
n.
Agriculture
107
Agriculture
(yün deposu veya kırkım evinde) kesilen yünleri taşımakta kullanılan bir el arabası
dobbin [new zealand]
n.
108
Agriculture
(avustralya'da) yün kırkım evinde çalışan işçi
shedhand
n.
Education
109
Education
postayla gönderilip öğrencinin evinde yürütülen eğitim programı
home study
n.
110
Education
okul müdürünün evinde yatılı kalan bir grup erkek öğrenci
schoolhouse
n.
History
111
History
göl evinde yaşayan kimse
lake dweller
n.
112
History
göl evinde yaşayan kimse
lake-dweller
n.
113
History
düşkünler evinde yaşamayan fakirlere verilen para
out-relief
n.
114
History
düşkünler evinde yaşamayan fakirlere verilen para
outdoor relief
n.
Religious
115
Religious
düşkünler evinde kalan kadın
beadswoman
n.
116
Religious
(budizm'de) birçok japon evinde bulunan ve genellikle aile tanrısı ve atalara ait isim tabletlerini bulunduran küçük sunak rafı
butsudan
n.
Art
117
Art
1820 ve 1830'larda sör walter scott’ın abbotsford'daki evinde bulunan gotik mobilyalar için kullanılan terim
abbotsford period
n.
Archaic
118
Archaic
başkasının evinde yaşayan
inmate
adj.
Slang
119
Slang
ceza evinde ruhsal tedaviye ihtiyaç duyan hükümlü
cat-j
n.
120
Slang
ceza evinde akıl hastalarının tutulduğu bölüm
ding wing
n.
121
Slang
ceza evinde cinsel tacize uğrayan güçsüz kimse
catcher
n.
122
Slang
ceza evinde ruhsal tedaviye ihtiyaç duyan hükümlü
j-cat
n.
123
Slang
otel yerine tanıdıkların evinde kalma
couch surfing
n.
British Slang
124
British Slang
kira vermeyip arkadaşlarının evinde kalma
sofa surfing
n.
125
British Slang
düşkünler evinde kalan kimse
dorser
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of evinde
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy