English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | essentially adv. | aslında | ||
This is essentially what the far-right trades on. Bu aslında aşırı sağın ticaretini yaptığı şeydir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | essentially adv. | özünde | ||
This description of events is completely exaggerated, even if it's essentially true. Olayların bu açıklaması, özünde doğru olsa bile tamamen abartılıdır. More Sentences |
||||
General | essentially adv. | temelde | ||
Our document is essentially based on three principles. Belgemiz temel olarak üç ilkeye dayanmaktadır. More Sentences |
||||
General | essentially adv. | esasen | ||
The Italian word for what is essentially going on in Chechnya is not "but". Çeçenistan'da esasen olup bitenler için kullanılan İtalyanca kelime "ama" değildir. More Sentences |
||||
General | essentially adv. | esas olarak | ||
I would like to focus essentially on section 1 of the Commission communication. Esas olarak Komisyon bildirisinin 1. bölümüne odaklanmak istiyorum. More Sentences |
||||
General | essentially adv. | aslen | ||
General | essentially adv. | gerçekte | ||
General | essentially adv. | özde | ||
General | essentially adv. | haddi zatında | ||
General | essentially adv. | öncelikli olarak | ||
General | essentially adv. | gerekli olarak | ||
General | essentially adv. | gerekerek | ||
General | essentially adv. | belli başlı |
English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | essentially contested concept n. | üzerinde muhalif tanımların olduğu kavram |
Technical | ||
Technical | engineering method in an essentially free field over a reflecting plane n. | esas olarak bir yansıtma düzlemi boyunca açık bir alanda kullanılan mühendislik metodu |
Construction | ||
Construction | operating essentially under gravity adj. | esas olarak cazibe ile çalışan |
Medical | ||
Medical | essentially similar products n. | temel benzer ürün |