English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Medical | ||||
Medical | epinephrine n. | adrenalin | ||
Epinephrine is also known as adrenalin. Epinefrin adrenalin olarak da bilinir. More Sentences |
||||
Medical | epinephrine n. | epinefrin | ||
Epinephrine can save someone's life by relaxing the muscles around the airways and preventing them from closing completely. Epinefrin, solunum yollarının etrafındaki kasları gevşeterek ve tamamen kapanmalarını önleyerek birinin hayatını kurtarabilir. More Sentences |
||||
Psychology | ||||
Psychology | epinephrine n. | epinefrin | ||
Tom carries an epinephrine injector at all times. Tom her zaman bir epinefrin enjektörü taşır. More Sentences |
||||
Physiology | ||||
Physiology | epinephrine n. | fiziksel veya zihinsel baskıya tepki olarak adrenal meduladan salgılanan bir hormon | ||
Chemistry | ||||
Chemistry | epinephrine n. | bazı memelilerin böbreküstü bezinden elde edilen ve ilaç yapımında kullanılan beyaz-kahverengimsi bir kristalin bileşik | ||
Biology | ||||
Biology | epinephrine n. | adrenalin |
English | Turkish | |
---|---|---|
Medical | ||
Medical | subcutaneous epinephrine n. | derialtı epinefrin |
Medical | epinephrine hydrochloride n. | epinefrin hidroklorid |
Medical | epinephrine treatment group n. | epinefrin tedavisi uygulanan grup |
Medical | epinephrine kit n. | epinefrin kiti |
Medical | intracavernous epinephrine n. | intrakavernöz epinefrin |