ebeveyn - Turkish English Dictionary

ebeveyn

Meanings of "ebeveyn" in English Turkish Dictionary : 9 result(s)

Turkish English
General
ebeveyn parents n.
Whatever his nationality, he has the right to live with his parents.
Uyruğu ne olursa olsun, ebeveynleriyle birlikte yaşama hakkına sahiptir.

More Sentences
Law
ebeveyn parent n.
As every parent knows, young children put absolutely everything in their mouths.
Her ebeveynin bildiği gibi, küçük çocuklar ağızlarına kesinlikle her şeyi koyarlar.

More Sentences
Medical
ebeveyn parent n.
Let us hope that this parent will in future bear other children like this report.
Bu ebeveynin gelecekte bu rapor gibi başka çocuklar da doğuracağını umalım.

More Sentences
General
ebeveyn natural parent n.
ebeveyn oldie [australia] n.
Colloquial
ebeveyn folk n.
Law
ebeveyn parentage n.
Biology
ebeveyn reproductive n.
Slang
ebeveyn parental unit n.

Meanings of "ebeveyn" with other terms in English Turkish Dictionary : 125 result(s)

Turkish English
General
üvey ebeveyn stepparents n.
Tom learned to accept the love his stepparents gave him.
Tom üvey ebeveynlerinin kendisine verdiği sevgiyi kabul etmeyi öğrendi.

More Sentences
büyük ebeveyn grandparent n.
Does 'family' mean father, mother, children, along with parents and grandparents?
'Aile' demek, baba, anne, çocuklar, ebeveynler ve büyük ebeveynler mi demek?

More Sentences
ebeveyn yatak odası master bedroom n.
Tom sleeps in the master bedroom.
Tom ebeveyn yatak odasında yatıyor.

More Sentences
genç ebeveyn young parent n.
Young parents often indulge their children.
Genç ebeveynler genellikle çocuklarını şımartırlar.

More Sentences
ebeveyn eğitimi parental education n.
There is a clear link between child mortality rates and the level of parental education.
Çocuk ölüm oranları ile ebeveynlerin eğitim düzeyi arasında açık bir bağlantı vardır.

More Sentences
ebeveyn bulmak parent v.
He found his parents.
O, ebeveynlerini buldu.

More Sentences
Phrases
her iki ebeveyn both parents n.
She has lost both parents.
O her iki ebeveynini de kaybetti.

More Sentences
Trade/Economic
ebeveyn izni parental leave n.
We have incorporated the right to paid maternity leave and parental leave into the draft directive.
Ücretli doğum izni ve ebeveyn izni hakkını taslak yönergeye dahil ettik.

More Sentences
Social Sciences
aşırı korumacı ebeveyn overprotective parents n.
Many of my friends think that Tom and Mary are overprotective parents.
Arkadaşlarımın çoğu, Tom ve Mary'nin aşırı korumacı ebeveynler olduklarını düşünüyorlar.

More Sentences
General
ebeveyn katılımı parent participation n.
ebeveyn hakları parental rights n.
ebeveyn ya da onların ebeveyninin ingiltere'de doğmuşlukları nedeniyle orada yaşama hakkı patriality n.
ebeveyn ve ergen parent and teenager n.
ebeveyn ve ergenler parent and teenager n.
otoriter ebeveyn authoritative parent n.
ebeveyn otoritesi parental authority n.
ebeveyn ve çocuk parent and child n.
ebeveyn banyosu parents' bathroom n.
ebeveyn banyosu parent's bathroom n.
ebeveyn-öğretmen ilişkileri parent-teacher relationships n.
ebeveyn-öğretmen toplantıları parent-teacher conferences n.
ebeveyn rehberliği parental guidance n.
manevi ebeveyn stand-in parent n.
ebeveyn/anne-baba tutumu parental attitude n.
ebeveyn adayları parents-to-be n.
erkek ebeveyn male parent n.
kadın ebeveyn female parent n.
ebeveyn yatak odası main bedroom n.
ebeveyn odası master bedroom n.
ebeveyn, kardeş, çocuk, eş veya nişanlı immediate family n.
ebeveyn olmayan kimse nonparent n.
kız izci birliğine yardım ve danışmanlık etmek üzere kurulmuş bir grup ebeveyn ve diğer ilgili yetişkinlerden oluşan komite troop committee n.
öz ebeveyn ve kardeşlerden oluşan aile birth family n.
(hayvanlar için) dişi ebeveyn dame n.
ebeveyn denetimi parental control n.
biyolojik ebeveyn birth parent n.
ebeveyn eşliğindeki bir dizi kaz yavrusu parade n.
yasal ebeveyn parent n.
ebeveyn-yavru ilişkisi bulunan hayvan veya bitki parent n.
ebeveyn rolü üstlenmiş kimse parental n.
ebeveyn davranışı parentalism n.
ebeveyn olmayan bir üst otoritenin çocuğun sorumluluğunu üstlenmesi parentalism n.
birine ebeveyn gibi bakma parenting n.
bekar ebeveyn single-parent n.
ebeveyn bakımı parental care n.
manevi ebeveyn foster parent n.
koruyucu ebeveyn fosterer n.
üvey ebeveyn fosterer n.
koruyucu ebeveyn foster-parent n.
üvey ebeveyn foster-parent n.
manevi ebeveyn foster-parent n.
mükemmel ebeveyn olmak make excellent parents v.
ebeveyn otoritesini başkasına vermek give v.
ebeveyn gibi davranmak parent v.
otoriter (ebeveyn vb) unpermissive adj.
ebeveyn-çocuk ilişkisi içermeyen nonfilial adj.
ebeveyn tarafından büyütülmemiş unfostered adj.
ebeveyn tarafından yetiştirilmemiş unfostered adj.
vekil ebeveyn tarafından bakım gören parented adj.
ebeveyn çocuk ilişkisi üstlenen sonly adj.
ebeveyn kontrolü altında under parental control adv.
Phrases
ebeveyn uyarısı küfür veya şiddet içeren şarkı sözleri parental advisory explicit lyrics n.
Colloquial
üvey ebeveyn step-parent n.
Idioms
çocukları yuvadan uçmuş aile/ebeveyn an empty nester n.
çocukları yuvadan uçup evde yalnız kalmış aile/ebeveyn an empty nester n.
çocukları yuvadan uçmuş aile/ebeveyn an empty nester n.
çocukları yuvadan uçup evde yalnız kalmış aile/ebeveyn an empty nester n.
Chat Usage
yanımda ebeveyn var p911 expr.
Law
biyolojik ebeveyn natural parents n.
koruyucu ebeveyn custodial parents n.
ebeveyn yerine in loco parentis expr.
ebeveyn yerine instead of a parent expr.
ebeveyn yerine in the place of a parent expr.
Politics
yerine eşli ebeveyn ödeneği partnered parenting payment n.
Technical
ebeveyn element parent element n.
Computer
bilgisayardaki ebeveyn koruma sistemi parental controls n.
ebeveyn kontrolü parental control n.
Construction
ebeveyn banyosu en-suite bathroom n.
Medical
ebeveyn stres indeksi kısa formu parenting stress index short form n.
ebeveyn stres indeksi parenting stress index n.
ebeveyn memnuniyeti parents’ satisfaction n.
ebeveyn tutumu parental attitude n.
Psychology
ebeveyn öldürme parenticide n.
ebeveyn imajı parent image n.
hoşgörülü ebeveyn permissive parents n.
ortak ebeveyn co-parent n.
otoritatif ebeveyn authoritative parent n.
otoriter ebeveyn authoritarian parent n.
şizofrenojenik ebeveyn schizophrenogenic parent n.
vekil ebeveyn surrogate parent n.
pasif ve baskın ebeveyn ikilisinin oluşturduğu sistem skew n.
Chemistry
ebeveyn elementteki fosfor-sülfür bağının türevde fosfor-oksijen bağı ile değişmesi sonucu ortaya çıkan organik bileşik oxon n.
Biology
üvey ebeveyn alloparent n.
ebeveynin görevlerini yerine getiren biyolojik ebeveyn dışındaki birey alloparent n.
biyolojik ebeveyn bioparent n.
potansiyel ebeveyn reproductive n.
farklı genetik özelliklere sahip çeşitli melezler üretmek için tasarlanmış seçili bir ebeveyn grubu içindeki melezleme şeması diallel n.
birinci nesil hibriti ebeveyn ile melezlemek backcross v.
(genç hayvana) ebeveyn nesnesini benimsetmek imprint (on) v.
Zoology
oğulun ebeveyn kolonisi colony parent of swarm n.
Botanic
kendi melezleriyle tekrar tekrar çaprazlanan ebeveyn bitki recurrent parent n.
aynı melez ebeveyn grubundan çıkan bir bitki grubu grex n.
ebeveyn bitkiden doğal olarak düşen veya kolayca alınan parçalar ile üreme separation n.
Breeding
dişi ebeveyn hayvan dam n.
Apiculture
ebeveyn koloni parent colony n.
oğulun ebeveyn kolonisi colony parent n.
Social Sciences
ebeveyn ve çocuklardan oluşan başlıca sosyal birim nuclear family n.
çocuğunun üzerine çok düşen ve onun her yaptığını takip eden ebeveyn helicopter parents n.
çocuklarının üzerine çok düşen ve onun her yaptığını takip eden ebeveyn helicopter parents n.
çocuğu yalnız başına büyüten ebeveyn single parent n.
çocuğu yalnız başına büyüten ebeveyn solo parent n.
ebeveyn davranışı parents' behaviour n.
helikopter ebeveyn helicopter parent n.
katı, kuralcı ebeveyn tiger parent n.
sınırlı ebeveyn müdahalesiyle kendi kendini idare etmesine izin verilen çocuklar free-range kids n.
özgürlükçü ebeveyn tutumu free-range parenting n.
tek çocuklu ebeveyn one-and-done parent n.
tek bir ebeveyn tarafından akrabalık unilateral descent n.
ebeveyn yeterliliği parents’ competence n.
Education
öğretmen-ebeveyn toplantısı parent-teacher conference n.
çocuğuna evde eğitim veren ebeveyn home-schooler n.
Cinema
13 yaş ve altı ebeveyn kontrolünde izlemelidir pg-13 expr.
Archaic
koruyucu ebeveyn foster n.
(ebeveyn, mentor olarak) hoşnutsuzluğunu bildirmek chode v.
Slang
iki ebeveyn ve iki çocuktan oluşan klasik aile tipi ozzie and harriet n.