Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
distress
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"distress"
in Turkish English Dictionary : 70 result(s)
Category
English
Turkish
Common Usage
1
Common Usage
distress
n.
sıkıntı
2
Common Usage
distress
v.
üzmek
General
3
General
distress
n.
sefalet
4
General
distress
n.
kahır
5
General
distress
n.
bun
6
General
distress
n.
üzüntü
7
General
distress
n.
endişe
8
General
distress
n.
zaruret
9
General
distress
n.
tehlikeli bir durum
10
General
distress
n.
elem
11
General
distress
n.
dert
12
General
distress
n.
zor bir durum
13
General
distress
n.
ıstırap
14
General
distress
n.
keder
15
General
distress
n.
haciz
16
General
distress
n.
ızdırap
17
General
distress
n.
tehlike
18
General
distress
n.
felaket
19
General
distress
n.
iç sıkıntısı
20
General
distress
n.
zayıflık
21
General
distress
n.
güçsüzlük
22
General
distress
n.
dermansızlık
23
General
distress
n.
zayıflama
24
General
distress
n.
güç kaybetme
25
General
distress
n.
yeni başlayan arıza
26
General
distress
n.
zorluklar
27
General
distress
n.
canı yanma
28
General
distress
n.
fiziki acı
29
General
distress
v.
kahretmek
30
General
distress
v.
üzmek
31
General
distress
v.
sıkmak
32
General
distress
v.
ıstırap vermek
33
General
distress
v.
el koymak
34
General
distress
v.
sıkıntı vermek
35
General
distress
v.
acı vermek
36
General
distress
v.
haczetmek
37
General
distress
v.
endişelendirmek
38
General
distress
v.
sıkıntıya sokmak
39
General
distress
v.
endişe uyandırmak
40
General
distress
v.
eskitmek
41
General
distress
v.
zorlamak
42
General
distress
v.
baskı yapmak
43
General
distress
v.
kısıtlamak
44
General
distress
v.
rahatsız etmek
45
General
distress
v.
üzüntüye boğmak
46
General
distress
adj.
zararına
47
General
distress
adj.
yok pahasına
48
General
distress
adj.
elden çıkarılan malları içeren
49
General
distress
adj.
zararına satılanları içeren
Trade/Economic
50
Trade/Economic
distress
n.
bir borcun veya tazminatın ödenmesi için borçlunun eşyalarının haczedilmesi
51
Trade/Economic
distress
n.
haciz
52
Trade/Economic
distress
n.
rehin
53
Trade/Economic
distress
adj.
(mal) elden çıkarmak
54
Trade/Economic
distress
adj.
zararına satmak
55
Trade/Economic
distress
adj.
yok pahasına satmak
Law
56
Law
distress
n.
dert
57
Law
distress
n.
haczedilmiş mal
58
Law
distress
n.
haczetme
59
Law
distress
n.
hapsedilen eşya
60
Law
distress
n.
sıkıntı
61
Law
distress
v.
haczetmek
Technical
62
Technical
distress
n.
tehlike
63
Technical
distress
v.
(eskitmek için) kasten lekelemek
64
Technical
distress
v.
(antika görünüm vermek için) şeklini bozmak
Transportation
65
Transportation
distress
n.
(gemi veya hava aracı) acil yardım gereken durum
Marine
66
Marine
distress
n.
tehlike
Medical
67
Medical
distress
n.
detres
68
Medical
distress
n.
distres
69
Medical
distress
n.
(yaralanma veya hastalık sonucu) vücutta fonksiyon bozukluğu
70
Medical
distress
n.
vücutta huzursuzluk
Meanings of
"distress"
with other terms in English Turkish Dictionary : 148 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
distress signal
n.
imdat sinyali
2
General
state of distress
n.
çekinceli durum
3
General
distress signal
n.
imdat işareti
4
General
source of distress
n.
üzüntü kaynağı
5
General
state of distress
n.
tehlikeli durum
6
General
distress call
n.
imdat çağrısı
7
General
distress signal
n.
imdat çağrısı
8
General
source of the distress call
n.
acil yardım çağrısının kaynağı
9
General
distress rocket
n.
imdat fişeği
10
General
distress signal
n.
tehlike sinyali
11
General
distress call
n.
s.o.s
12
General
distress [obsolete]
n.
germe
13
General
distress [obsolete]
n.
kısıtlama
14
General
distress [obsolete]
n.
sınırlama
15
General
distress [obsolete]
n.
kısıtlılık
16
General
distress [obsolete]
n.
baskı
17
General
distress [obsolete]
n.
zorlanma
18
General
distress [obsolete]
n.
zorlamama
19
General
distress [obsolete]
n.
zorunluluk
20
General
distress oneself
v.
canını sıkmak
21
General
be in great distress
v.
dünya zindan olmak
22
General
hide the distress one suffered
v.
kan kusup kızılcık şerbeti içtim demek
23
General
distress greatly
v.
iliğini kemirmek
24
General
cause great distress
v.
kan kusturmak
25
General
feel distress
v.
acı çekmek
26
General
hide one's distress or sorrow
v.
acısını içine gömmek
27
General
cause distress
v.
üzüntü vermek
28
General
conceal one's distress
v.
üzüntüsünü gizlemek
29
General
cause someone distress
v.
üzüntü vermek
30
General
alleviate one's distress
v.
acısını hafifletmek
31
General
relieve one's distress
v.
acısını hafifletmek
32
General
ease one's distress
v.
acısını hafifletmek
33
General
cause distress
v.
sıkıntı yaratmak
34
General
be in distress
v.
sıkıntıda olmak
35
General
be in distress
v.
tehlikede olmak
36
General
send a distress signal
v.
imdat çağrısı göndermek
37
General
pick up a distress call
v.
imdat çağrısı almak
38
General
distress [obsolete]
v.
(savaşta) bozguna uğratmak
39
General
distress [obsolete]
v.
tarumar etmek
40
General
distress [obsolete]
v.
hezimete uğratmak
41
General
distress [obsolete]
v.
bunaltmak
42
General
distress [obsolete]
v.
alt etmek
43
General
distress [obsolete]
v.
istila etmek
44
General
in distress
adv.
tehlikede
Colloquial
45
Colloquial
a distress call
n.
imdat çağrısı
Idioms
46
Idioms
a damsel in distress
n.
bir erkeğin yardımına ihtiyaç duyan kadın
47
Idioms
a damsel in distress
n.
başı dertte bir küçük hanım
Trade/Economic
48
Trade/Economic
distress cargo
n.
düşük navlun tarifesi ile taşınan kargo gemi tam yükünü alamadığı zamanlarda
49
Trade/Economic
economic distress
n.
ekonomik sıkıntı
50
Trade/Economic
distress merchandise
n.
fiyatı düşürülmüş mal
51
Trade/Economic
distress warrant
n.
haciz müzekkeresi
52
Trade/Economic
distress warrant
n.
haciz kararı
53
Trade/Economic
distress freight
n.
gemi tam yüklü değilken uygulanan düşük navlun tarifesi
54
Trade/Economic
distress selling
n.
ihtiyaçtan satma
55
Trade/Economic
financial distress
n.
mali sıkıntı
56
Trade/Economic
economic distress
n.
mali kriz
57
Trade/Economic
distress merchandise
n.
muhataralı mal
58
Trade/Economic
distress merchandise
n.
sürümü çabuklaştırmak için fiyatı düşürülmüş mal
59
Trade/Economic
ship in distress
n.
tehlike içindeki gemi
60
Trade/Economic
distress freight
n.
zaruret navlunu
Law
61
Law
wrongful distress
n.
başkasına ait bir şeyi haksız olarak alıkoyma
62
Law
distress warrant
n.
eşyayı alıkoyma emri
63
Law
distress warrant
n.
eşyayı alıkoyma müzekkeresi
64
Law
distress damage feasant
n.
gayrimenkulün uğradığı zarara karşı hapis hakkı
65
Law
warrant of distress
n.
haciz müzekkeresi
66
Law
abuse of distress
n.
haczedilen hayvanın veya taşınır malın kötüye kullanımı
67
Law
distress warrant
n.
haciz müzekkeresi
68
Law
abstract of distress
n.
haczedilen malların kullanılması
69
Law
wrongful distress
n.
hapis hakkının kötüye kullanılması
70
Law
abuse of distress
n.
hapis hakkının kötüye kullanılması
71
Law
emotional distress
n.
manevi zarar
72
Law
economic distress
n.
müzayaka
73
Law
distress damage feasant
n.
otlayan hayvanların vermiş olduğu zarara karşı hapis hakkı
Technical
74
Technical
distress wave
n.
alarm dalgası
75
Technical
distress wavelength
n.
alarm dalga boyu
76
Technical
distress signal
n.
imdat çağrı işareti
77
Technical
distress frequency
n.
imdat çağrı frekansı
78
Technical
distress light
n.
yardım çağırmak amacıyla kullnılan tehlike fişeği
Telecom
79
Telecom
global maritime distress and safety system
n.
küresel deniz tehlike ve emniyet sistemi
80
Telecom
distress calls
n.
tehlike çağrıları
81
Telecom
distress and urgency
n.
tehlike ve acil durum
82
Telecom
distress signal
n.
sos çağrısı
83
Telecom
distress signal
n.
mayday
84
Telecom
gmdss (global marine distress and safety system)
abrev.
küresel deniz tehlike ve güvenlik sistemi
Electric
85
Electric
distress wave
n.
alarm dalgası
86
Electric
distress wavelength
n.
alarm dalga boyu
87
Electric
distress signal
n.
imdat çağrı işareti
88
Electric
distress frequency
n.
imdat çağrı frekansı
Aeronautic
89
Aeronautic
distress phase of rescue
n.
arama kurtarma çalışmasının tehlikeli anı
90
Aeronautic
distress phase
n.
tehlike hali
Marine
91
Marine
marine distress
n.
deniz tehlikesi
92
Marine
distress signals
n.
gemi yardım çağrıları
93
Marine
distress cargo
n.
gemi tamamen dolmadığında düşük tarife ile taşınan navlun
94
Marine
distress signals
n.
imdat çağrıları
95
Marine
port of distress
n.
kaçış limanı
96
Marine
global maritime distress and safety system
n.
küresel deniz tehlike ve güvenlik sistemi
97
Marine
distress merchandise
n.
muhataralı mal
98
Marine
port of distress
n.
tehlike limanı
99
Marine
distress alert
n.
tehlike mesajı
100
Marine
distress radiobeacons
n.
(seyrüsefer) acil pozisyon gösterme radyo sinyali
101
Marine
distress freight
n.
zaruret navlunu
102
Marine
distress beacons
n.
(seyrüsefer) acil pozisyon gösterme radyo sinyali
Medical
103
Medical
adult respiratory distress syndrome
n.
ıslak akciğer
104
Medical
severe respiratory distress
n.
ağır solunum yetmezliği
105
Medical
moral distress
n.
ahlaki sıkıntı
106
Medical
acute respiratory distress syndrome
n.
akut solunum sıkıntısı sendromu
107
Medical
acute respiratory distress syndrome
n.
akut solunum yetersizliği
108
Medical
ards (acute respiratory distress syndrome)
n.
akut solunun sıkıntısı sendromu
109
Medical
severe respiratory distress
n.
ciddi solunum sıkıntısı
110
Medical
adult respiratory distress syndrome
n.
erişkin solunum sıkıntısı sendromu
111
Medical
adult respiratory distress syndrome
n.
erişkinde sıkıntılı solunum sendromu
112
Medical
fetal distress
n.
fetal distres
113
Medical
oleic-acid mediated acute respiratory distress syndrome
n.
oleik asit ile oluşturulan akut respiratuar distres sendromu
114
Medical
neonatal respiratory distress
n.
neonatal solunum sıkıntısı
115
Medical
shortness of breath and respiratory distress
n.
nefes darlığı ve solunum sıkıntısı
116
Medical
respiratory distress syndrome
n.
respiratuvar distres sendromu
117
Medical
respiratory distress syndrome of the newborn
n.
respiratuvar distres sendromu
118
Medical
respiratory distress syndrome of the newborn
n.
respiratuar distres sendromu
119
Medical
respiratory distress syndrome
n.
respiratuar distres sendromu
120
Medical
respiratory distress
n.
respiratuvar distres
121
Medical
rds (respiratory distress syndrome)
n.
solunum sıkıntısı sendromu
122
Medical
differential diagnosis of respiratory distress
n.
solunum sıkıntısının ayırıcı tanısı
123
Medical
respiratory distress
n.
solunum bozukluğu
124
Medical
respiratory distress syndrome
n.
solunum güçlüğü sendromu
125
Medical
newborn with respiratory distress
n.
solunum güçlüğü olan yenidoğan
126
Medical
neonatal respiratory distress syndrome
n.
yenidoğanın respiratuar distres sendromu
127
Medical
adult respiratory distress syndrome
n.
yetişkinde solunum güçlüğü sendromu
Psychology
128
Psychology
emotional distress
n.
duygusal sıkıntı
129
Psychology
fetal distress
n.
fetal sıkıntı
130
Psychology
mental distress
n.
ruhi baskı
131
Psychology
psychological distress
n.
ruhi baskı
132
Psychology
psychological distress
n.
stres
133
Psychology
mental distress
n.
stres
Pathology
134
Pathology
adult respiratory distress syndrome
n.
akut solunum sıkıntısı sendromu
135
Pathology
adult respiratory distress syndrome
n.
akciğer iltihabı sonucu ciğerlerde sertleşme ve öksürük ile karakterize edilen akut akciğer hasarı
136
Pathology
infant respiratory distress syndrome
n.
bebek respiratuvar distres sendromu
137
Pathology
infant respiratory distress syndrome
n.
prematüre bebeklerde görülen bir akciğer hastalığı
138
Pathology
fetal distress
n.
fetüste anormal kalp ritmiyle tespit edilen rahatsızlık hali
139
Pathology
foetal distress
n.
fetüste anormal kalp ritmiyle tespit edilen rahatsızlık hali
140
Pathology
fetal distress syndrome
n.
fetal distres sendromu
Literature
141
Literature
damsel in distress
n.
başı dertte olan genç kadın
142
Literature
damsel in distress
n.
yardıma ihtiyaç duyan kadın
Military
143
Military
distress phase
n.
felaket safhası
144
Military
distress communication
n.
imdat muhaberesi
145
Military
global maritime distress and safety system
n.
küresel deniz imdat ve güvenlik sistemi
146
Military
distress communication
n.
tehlike muhaberesi
147
Military
distress radio frequency
n.
telsiz imdat frekansı
Abbreviation
148
Abbreviation
ards (acute respiratory distress syndrome)
n.
akut solunum sıkıntısı sendromu
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of distress
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy