English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | disparaging adj. | aşağılayıcı | ||
It would be wrong and disparaging to say that nothing has been done. Hiçbir şey yapılmadığını söylemek yanlış ve aşağılayıcı olur. More Sentences |
||||
General | ||||
General | disparaging adj. | küçümseyen | ||
People who criticise your party are not disparaging Austria as a whole. Partinizi eleştiren insanlar Avusturya'yı bir bütün olarak küçümsemiyor. More Sentences |
||||
General | disparaging adj. | hor gören | ||
General | disparaging adj. | küçük düşüren | ||
General | disparaging adj. | kötüleyici |