English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | disillusion v. | hayal kırıklığına uğratmak | ||
I was disillusioned at his married life. Evlilik hayatı beni hayal kırıklığına uğratmıştı. More Sentences |
||||
General | disillusion n. | hayal aleminden çıkarma | ||
General | disillusion n. | gözünü açma | ||
General | disillusion n. | düş kırıklığı | ||
General | disillusion n. | hayal kırıklığı | ||
General | disillusion n. | uyanış | ||
General | disillusion v. | gözünü açmak | ||
General | disillusion v. | hayal aleminden çıkarmak | ||
General | disillusion v. | hayalden kurtarmak | ||
General | disillusion v. | yanlış bir düşünceden kurtarmak | ||
General | disillusion v. | düş kırıklığına uğratmak | ||
General | disillusion v. | gerçekleri göstermek |