English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | curvaceous adj. | kıvrımlı | ||
She was known for her curvaceous figure and often modelled for clothing brands. Kıvrımlı vücuduyla nam salan kadın, sık sık giyim markalarına modellik yapıyordu. More Sentences |
||||
General | curvaceous adj. | kıvrımlı hatlara sahip | ||
General | curvaceous adj. | yuvarlak hatlı (kadın) | ||
General | curvaceous adj. | balık etli | ||
General | curvaceous adj. | düzgün vücutlu |