covered - Turkish English Dictionary

covered

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "covered" in Turkish English Dictionary : 20 result(s)

English Turkish
Common Usage
covered adj. örtülü
Two-thirds of the earth's surface is covered with water.
Dünya yüzeyinin üçte ikisi su ile örtülüdür.

More Sentences
General
covered adj. kaplanmış
My car is covered with pigeon poop.
Arabam güvercin dışkısıyla kaplıdır.

More Sentences
covered adj. kaplı
My car is covered in pigeon poop.
Arabam güvercin pisliğiyle kaplı.

More Sentences
covered adj. sarılı
She, covered only with a handtowel, came from the shower.
Mary, sadece bir el havlusuyla sarılı halde duştan çıktı.

More Sentences
covered adj. kapaklı
If I had to choose between those two books, I would choose the one with the yellow cover.
Bu iki kitap arasında seçim yapmak zorunda kalsaydım sarı kapaklı olanını tercih ederdim.

More Sentences
Insurance
covered adj. sigortalı
My house is covered by insurance.
Benim evim sigortalıdır.

More Sentences
Technical
covered adj. örtülü
Sami was still covered by that blanket.
Sami hala battaniyeyle örtülüydü.

More Sentences
covered adj. kapaklı
I found a book with a red cover and decided to borrow it.
Ben kırmızı kapaklı bir kitap buldum ve onu ödünç almaya karar verdim.

More Sentences
covered adj. örtülü
Sami was still covered by that blanket.
Sami hâlâ o battaniyeyle örtülüydü.

More Sentences
General
covered adj. kapatılmış
covered adj. kaplama
covered adj. saklı
covered adj. kapalı
covered adj. belirli bir anlaşmanın işaret ettiği bir gruba dahil olan
Trade/Economic
covered adj. açık değil
covered adj. güvenceli
covered adj. karşılığı olan
covered adj. risksiz
Technical
covered adj. kapağı olan
Linguistics
covered adj. dar

Meanings of "covered" with other terms in English Turkish Dictionary : 204 result(s)

English Turkish
General
be covered v. kaplanmak
The wall was covered with graffiti.
Duvar grafitilerle kaplanmıştı.

More Sentences
covered with snow adj. kar kaplı
The streets are covered with snow.
Sokaklar karla kaplıdır.

More Sentences
covered with snow adj. karlı
Look at the mountains covered with snow.
Karlı kaplı dağlara bak.

More Sentences
covered with water adj. suyla kaplı
Three-fourths of the earth's surface is covered with water.
Dünya'nın dörtte üçü sularla kaplıdır.

More Sentences
snow-covered adj. karlı
The eagle soared majestically above the snow-covered peaks.
Kartal, karla örtülü zirvelerin üzerinde ihtişamla yükseldi.

More Sentences
snow-covered adj. karla kaplı
This mountain is snow-covered the entire year.
Bu dağ bütün yıl karla kaplıdır.

More Sentences
moss-covered adj. yosun kaplı
A small forest brook flowed between the moss-covered trees.
Yosun kaplı ağaçların arasından küçük bir orman deresi akıyordu.

More Sentences
covered in snow adj. karlarla kaplı
The hill was covered in snow.
Tepe karla kaplıydı.

More Sentences
dust-covered adj. tozla kaplı
Tom wrote his name on the dust-covered windshield.
Tom tozla kaplı ön cama adını yazdı.

More Sentences
covered grandstand n. kapalı tribün
covered bazaar n. bedesten
covered turkish bazaar n. bedesten
covered market n. kapalı çarşı
being covered n. tesettür
covered wagon n. kapalı vagon
covered with n. sıvama
covered stadium n. kapalı stadyum
covered way n. örtülü yol
covered swimming pool n. kapalı yüzme havuzu
covered skating rink n. kapalı paten alanı
covered walk n. örtülü yaya yolu
covered walk n. örtülü geziyolu
snow-covered areas n. kar kaplı yerler
ring-shaped bread covered with sesame seeds n. simit
snow covered area n. karla kaplı alan
covered bazaar n. kapalı çarşı
covered market n. kapalı pazar yeri
distance covered n. katedilen mesafe
covered couch n. kapaklı çöp kutusu
covered option n. örtülü opsiyon
covered stand n. (hipodrom, stadyum) üstü kapalı seyirci bölümü
be covered v. kapanmak
be covered in condensation v. terlemek
be covered with perspiration v. tere batmak
be covered v. örtülmek
covered in condensation v. terlemek
be covered with grass v. çimlenmek
get covered with mud v. çamura bulanmak
be covered with dust v. tozla kaplı olmak
be covered with dust v. toz ile kaplanmak
be covered in dust v. toz ile kaplı olmak
be covered with dust v. tozla kaplanmak
be covered in dust v. tozla kaplı olmak
be covered with dust v. toz ile kaplı olmak
be covered in dust v. tozla kaplanmak
be covered with mould v. küfle kaplanmak
be covered in mould v. küfle kaplanmak
be covered with ice v. buz bağlamak
be covered with ice v. buz tutmak
be covered with cobwebs v. örümcek bağlamak
get covered with moss v. yosunlanmak
be covered in snow v. karlar altında kalmak
be covered in snow v. kar altında kalmak
be covered up v. üstü örtülmek
be covered up v. üzeri örtülmek
covered up adj. örtülü
covered up adj. örtülmüş
covered with thorny plants adj. dikenli
covered with adj. ..ile bezeli
covered with trees adj. ormanlık
covered with water adj. su basmış
carpet-covered adj. halı kaplı
lead-covered adj. kurşunlu
rubber-covered adj. kauçuk kaplı
moss-covered adj. yosunlu
snow-covered adj. kar ile örtülü
covered in snow adj. kar altında kalmış
covered in snow adj. karlar altında kalmış
covered in snow adj. karla kaplı
ice-covered adj. buzla kaplı
covered with dust and dirt adj. toz toprak içinde
covered in sweat adj. terlemiş
covered with perspiration adj. tere batmış
half-covered adj. kısmen örtülü
half-covered adj. yarı kapalı
bone-covered adj. (hayvan) kemik kaplı
yellow-covered adj. sarı kağıtla kaplanmış
yellow-covered adj. sarı kağıtla sarılmış
grass-covered adj. çimenle kaplı
cloud-covered adj. bulutla dolu
-covered adj. (madde) ile kaplı anlamı veren bir kombinasyon
ivy-covered adj. sarmaşıklarla kaplanmış
covered in someone else's blood adv. üstü başı başkasının kanına bulanmış
Phrases
costs are covered expr. masraflar karşılanır
Colloquial
get it covered v. durumu gizlemek
covered in mud expr. her tarafı çamur içinde
Idioms
have one's bases covered v. ne gerekiyorsa yapmak
got all your bases covered expr. tüm detaylar düşünülmüş
Speaking
I think I have covered everything expr. sanırım benlik birşey kalmadı
Trade/Economic
covered warrant n. aracı kuruluş varantı
covered call n. bu şekildeki satış opsiyonları
multi-covered branding n. çokürünlü marka çalışması
covered interest arbitrage n. güvenceli faiz arbitrajı
covered return n. güvenceli getiri
covered position n. güvenceli pozisyon
covered bonds n. ipotekli tahviller
covered bonds n. ipotek teminatlı menkul kıymetler
credit covered by a mortgage n. ipotek karşılığı kredi
covered call n. karşılığı olan alış opsiyonu
covered market n. kapalı çarşı
covered money n. karşılığı olan para
covered market n. kapalı pazar
covered currency n. örtülü kur
covered call n. satılan bir satış opsiyonunun karşılığı olan mali değerin elde bulunması durumu
covered person n. sigortalı kimse
covered employment n. sigortalı çalışma
non-covered employment n. sigortasız çalışma
covered bond n. ipotek teminatlı menkul kıymet
not covered by the guarantee adj. garanti kapsamına girmeyen
not covered by the guarantee adj. garantiye girmeyen
Law
covered risk n. teminata bağlanmış risk
covered person n. yetkili şahıs
Insurance
amount covered n. sigorta poliçesi tarafından karşılanan meblağ
be held covered v. teminat altında tutulmak
held covered at rate to be agreed adj. kararlaştırılacak fiyatla teminat altında
covered by an insurance policy adj. sigortalı
Technical
gold covered wire n. altın kaplı tel
copper-covered steel wire n. bakır kaplı çelik tel
copper-covered steel wire n. bakır ile kaplanmış çelik tel
zinc-covered flat roof n. çinko kaplı düz çatı
covered bogie wagon n. dört dingilli kapalı vagon
low-alloy high tensile steel covered electrodes n. düşük alaşımlı yüksek mukavemetli örtülü çelik elektrotlar
two-axle covered wagon n. iki dingilli kapalı vagon
covered gasket n. kapalı conta
internal arrangement of covered wagon n. kapalı yük vagonu iç teçhizatı
covered drain n. kapalı dren
covered container n. kapalı büyük kap
covered serrated metal gasket n. kaplanmış tırtıklı metal conta
covered gasket n. kapak contası
covered metal jacketed gasket n. kaplanmış metal giydirmeli conta
paper tape covered n. kağıt şerit örtülü
covered gasket n. kılıflı conta
lead-covered rubber cable n. kurşun kılıflı lastik kablo
lead covered cable n. kurşun kılıflı kablo
lead covered rubber cable n. kurşun kılıflı lastik kablo
lead-covered cable n. kurşun kılıflı kablo
rubber-covered spiral wire reinforced hydraulic type hose n. lastik kaplı spiral tel takviyeli hidrolik tip hortum
rubber-covered roller n. lastikle kaplanmış merdane
rubber covered roller n. lastik kaplı merdane
rubber-covered roller n. lastik kaplı merdane
membrane-covered electrochemical cell n. membran kaplı elektrokimyasal hücre
membrane-covered cell n. membranla kaplanmış hücre
covered electrode n. örtülü çubuk elektrot
covered electrodes n. örtülü elektrotlar
covered electrode n. örtülü elektrot
plastic covered wire n. plastik izoleli tel
plastic covered roller n. plastik kaplı merdane
metal-covered door n. saç kaplı kapı
single silk-covered n. tek katlı ipek kaplı
rotating abrasive paper-covered wheel method n. zımpara kağıdı kaplı döner tekerlek metodu
cloud covered adj. bulutlu
lead covered adj. kurşun kaplı
rubber-covered adj. lastik kaplı
paper-covered adj. kağıt kaplı
cotton covered adj. pamuk yalıtımlı
rubber-covered adj. üstü lastik kaplı
rubber-covered adj. üzeri lastik kaplı
Computer
covered objects n. kapsanan nesneler
type covered n. kaplama türü
Electric
double silk covered wire n. iki katlı ipek izolatörlü tel
covered electrode n. kaplanmış elektrot
covered electrode n. örtülü elektrod
Textile
fabric covered button n. kumaş kaplı düğme
Architecture
covered area n. kapalı alan
covered bridge n. üstü kapalı köprü
Construction
covered excavation n. örtülü kazı (oyma)
concrete-covered adj. beton kaplı
concrete-covered adj. beton kaplamalı
Automotive
rubber covered valve n. kauçuk saplı supap
covered electrode n. örtülü elektrot
metal arc welding with covered electrodes n. örtülü elektrotla metal ark kaynağı
valve covered orifice nozzle n. yatağı delikli enjektör memesi
Railway
covered wagon n. kapalı vagon
covered wagon with end door aim n. kapılı kapalı vagon
covered wagon for the conveyance of early produce n. turfanda sebze nakil vagonu
Aeronautic
covered electrode n. örtülü elektrot
covered electrode n. pasta kaplı elektrot
Marine
coastal dike covered with concrete blocks n. beton blok kaplı kıyı hendeği
coastal dike covered with concrete n. beton kaplı kıyı hendeği
vegetative covered revetment n. bitki örtüsüyle kaplı dış duvarı
seawall covered with wave-dissipating blocks n. çeşitli beton bloklar ile tahkimat duvarı kaplaması
breakwater covered with wave-dissipating blocks n. dalgalara karşı koruyucu bloklarla kaplı dalgakıran
covered karst n. örtülü karst
revetment covered with vegetation n. tahkimat duvarını bitkilerle örtme
Optics
covered goniotrephination n. örtülü gonyotrefinasyon
Food Engineering
chocolate covered adj. çikolata kaplı
Gastronomy
very thin turkish pizza covered with seasoned minced meat and onions n. lahmacun
turkish ravioli, dumplings boiled and covered with yoghurt and garlic sauce n. mantı
pilaf covered by crispy pastry n. perdeli pilav
Botanic
tree-covered adj. çok sayıda ağaçla çevrili
Agriculture
covered drain n. kapalı dren
covered smut n. kapalı rastık
covered soil n. örtülü toprak
snow-covered adj. karlı bölge
Fishery
space covered by a cast of a circular fishing net n. voli
Literature
yellow-covered literature n. ucuz ve sansasyonel romanlar ve dergiler
Meteorology
half-covered sky n. yarı kapalı gök
Military
covered storage space n. kapalı depolama sahası
firing from covered positions n. örtülü mevzilerden ateş açma
covered movement n. örtülü intikal
covered approach march n. örtülü yaklaşma yürüyüşü
Painting
be covered with small bumps v. fiskelenmek
Bookbindery
cardboard covered book n. karton cilt
Star Wars
covered brush n. örtülü fırça