cope

Meanings of "cope" in Turkish English Dictionary : 19 result(s)

	Category	English	Turkish
Common Usage
1	Common Usage	cope v.	başa çıkmak
So how are we to cope at European level with part of a problem of truly global dimensions? Peki, gerçekten küresel boyutları olan bir sorunun bir kısmıyla Avrupa düzeyinde nasıl başa çıkacağız? More Sentences
General
2	General	cope v.	üstesinden gelmek
He can't cope. Üstesinden gelemez. More Sentences
3	General	cope n.	cüppe
4	General	cope n.	örtü
5	General	cope n.	papaz cüppesi
6	General	cope n.	tavan
7	General	cope v.	başarmak
8	General	cope v.	kaplamak
9	General	cope v.	örtmek
10	General	cope v.	çare bulmak
11	General	cope v.	uğraşmak
12	General	cope v.	üstünü kapamak
Technical
13	Technical	cope n.	döküm kalıbı üst kısmı
14	Technical	cope n.	üst derece
Computer
15	Computer	cope v.	(cihaz
16	Computer	cope v.	iş yükünü) kaldırmak
Mechanic
17	Mechanic	cope n.	örtme
18	Mechanic	cope n.	üst döküm derecesi
Geography
19	Geography	cope n.	güney carolina eyaletinde yerleşim yeri

Meanings of "cope" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

	Category	Turkish	English
Slang
1	Slang	çöpe	in the shitter expr.

Meanings of "cope" with other terms in English Turkish Dictionary : 30 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	cope with v.	başa çıkmak
Is the EU equipped to cope with this imminent surge of arrivals? AB, yaklaşan bu göç dalgasıyla başa çıkabilecek donanıma sahip mi? More Sentences
2	General	cope with v.	baş etmek
People living along the main roads in border areas have to cope with traffic jams, noise and gas emissions. Sınır bölgelerindeki ana yollarda yaşayan insanlar trafik sıkışıklığı, gürültü ve gaz salınımıyla baş etmek zorundadır. More Sentences
3	General	cope with v.	üstesinden gelmek
You have to cope with those difficult problems. Bu zor meselelerin üstesinden gelmek zorundasın. More Sentences
4	General	cope cutter n.	zıvana bıçağı
5	General	ex-cope n.	eski polis
6	General	cope with v.	boy ölçüşmek
7	General	cope with v.	uğraşmak
8	General	be unable to cope with v.	baş edememek
9	General	be able to cope with v.	baş edebilmek
10	General	cope up with v.	başa çıkmak
11	General	be unable to cope v.	baş edememek
12	General	cope with v.	bir şeyle uğraşmak
13	General	lose one's capacity to cope v.	mücadele yeteneğini kaybetmek
14	General	cope with griefs v.	acılara göğüs germek
15	General	cope with the difficulties v.	zorluklar ile başa çıkmak
16	General	cope with v.	baş edebilmek
Phrasals
17	Phrasals	cope with something v.	bir şey ile baş etmek
18	Phrasals	cope with something v.	bir şey ile başa çıkmak
19	Phrasals	cope with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) başa çıkmak
20	Phrasals	cope with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) baş etmek
21	Phrasals	cope with (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) uğraşmak
22	Phrasals	cope with (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) üstesinden gelmek
Technical
23	Technical	mould cope n.	kalıp üst kalıbı
24	Technical	cope chisel n.	oluk keskisi
25	Technical	cope cutter n.	zıvana bıçağı
Medical
26	Medical	cope sign n.	cope işareti
27	Medical	cope syndrome n.	cope sendromu
28	Medical	cope-loop n.	kilit ilmeği
29	Medical	cope with the disease v.	hastalıkla başa çıkmak
Psychology
30	Psychology	cope and recover n.	başa çıkma ve kurtulma