English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | consult v. | başvurmak | ||
We consulted a map before hitting the road. Yola çıkmadan önce bir haritaya başvurduk. More Sentences |
||||
Common Usage | consult v. | danışmak | ||
Many people consult her about investment opportunities. Birçok kişi yatırım fırsatları konusunda ona danışıyor. More Sentences |
||||
General | ||||
General | consult n. | danışman | ||
You should have consulted your lawyer. Avukatına danışman gerekirdi. More Sentences |
||||
General | consult v. | sormak | ||
I never make a big decision before consulting with my father. Önemli bir kararı babama sormadan asla vermem. More Sentences |
||||
General | consult v. | dikkate almak | ||
The Council is required to consult Parliament and take its opinions on foreign policy into consideration. Konsey'in dış politika konusunda Parlamento'ya danışması ve Parlamento'nun görüşlerini dikkate alması gerekmektedir. More Sentences |
||||
General | consult v. | bakmak | ||
Will you take this bag while I consult the map? Ben haritaya bakarken bu çantayı tutar mısın? More Sentences |
||||
General | consult v. | görüşmek | ||
I persuaded him to consult a doctor. Ben, bir doktorla görüşmesi için onu ikna ettim. More Sentences |
||||
General | consult v. | danışmak | ||
Mr Turco, I will consult the Conference of Presidents at its meeting on Thursday on this question. Sayın Turco, Perşembe günü yapılacak toplantıda bu konuyu Başkanlar Konferansına danışacağım. More Sentences |
||||
General | consult v. | danışmanlık yapmak | ||
We know you have been consulting extensively. Yoğun bir şekilde danışmanlık yaptığınızı biliyoruz. More Sentences |
||||
Law | ||||
Law | consult v. | danışmak | ||
It will do so even though Article 24 of the Treaty on European Union does not oblige the Council to consult Parliament. Avrupa Birliği Antlaşması'nın 24. Maddesi Konseyi Parlamentoya danışmakla yükümlü kılmasa da bunu yapacaktır. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | consult v. | istişare etmek | ||
We simply have to be prepared to consult among ourselves on where we should concentrate our military expenditure. Askeri harcamalarımızı nereye yoğunlaştırmamız gerektiği konusunda kendi aramızda istişare etmeye hazır olmalıyız. More Sentences |
||||
General | ||||
General | consult n. | başvurma | ||
General | consult n. | rehber | ||
General | consult n. | konsültasyon | ||
General | consult n. | tıbbi konsültasyon | ||
General | consult v. | görüş alışverişinde bulunmak | ||
General | consult v. | akıl almak | ||
General | consult v. | müracaat etmek | ||
General | consult v. | akıl danışmak | ||
General | consult v. | hesaba katmak | ||
General | consult v. | düşünmek | ||
General | consult v. | akıl sormak | ||
General | consult v. | göz önünde tutmak | ||
General | consult v. | danışmanlık vermek | ||
General | consult v. | danışmanlık etmek | ||
General | consult v. | saymak | ||
Technical | ||||
Technical | consult v. | konsültasyon yapmak | ||
Archaic | ||||
Archaic | consult n. | hainlik veya ayaklanma planlanan gizli toplantı | ||
Archaic | consult n. | hizip |