compel

Meanings of "compel" in Turkish English Dictionary : 15 result(s)

	Category	English	Turkish
Common Usage
1	Common Usage	compel v.	zorlamak
Time compels me to highlight only five aspects of it, so please forgive me for that. Zaman beni sadece beş yönünü vurgulamaya zorluyor, bu yüzden lütfen beni affedin. More Sentences
General
2	General	compel v.	zorlamak
Can we compel or perhaps entice them to pay this price? Onları bu bedeli ödemeye zorlayabilir ya da belki de ikna edebilir miyiz? More Sentences
3	General	compel v.	mecbur bırakmak
His injury compelled him to give up baseball. Geçirdiği sakatlık onu beyzbolu bırakmaya mecbur bıraktı. More Sentences
4	General	compel v.	uyandırmak
His artwork has compelled universal admiration. Sanat eserleri evrensel düzeyde hayranlık uyandırmıştır. More Sentences
Common Usage
5	Common Usage	compel v.	mecbur etmek
General
6	General	compel v.	icbar etmek
7	General	compel v.	mecbur etmek
8	General	compel v.	zorunda bırakmak
9	General	compel v.	aşırı gerekmek
10	General	compel v.	elzem olmak
11	General	compel v.	güçlü ve karşı konulamaz etki yapmak
Law
12	Law	compel v.	icbar etmek
Archaic
13	Archaic	compel v.	bir araya getirmek
14	Archaic	compel v.	toplanmaya zorlamak
15	Archaic	compel v.	zorla birleştirmek

Meanings of "compel" with other terms in English Turkish Dictionary : 11 result(s)

	Category	English	Turkish
Phrasals
1	Phrasals	compel (someone) to (do something) v.	(birini bir şey yapmak) zorunda bırakmak
I was compelled to leave school. Ben okulu terk etmek zorunda bırakıldım. More Sentences
2	Phrasals	compel to do v.	yapmak zorunda bırakmak
They were compelled to do it by force, or thrown into prison. Bunu zorla yapmak zorunda bırakıldılar ya da hapse atıldılar. More Sentences
General
3	General	compel to v.	zorlamak
4	General	compel to be v.	zorlamak
5	General	compel someone to think v.	düşünmeye zorlamak
6	General	compel attention v.	dikkatleri üzerine toplamak
7	General	compel attention v.	dikkat çekmek
Phrasals
8	Phrasals	compel (someone) to (do something) v.	(birini bir şey yapmaya) zorlamak
9	Phrasals	compel (someone) to (do something) v.	(birini bir şey yapmaya) mecbur etmek
10	Phrasals	compel to do v.	yapmaya zorlamak
11	Phrasals	compel to do v.	yapmaya mecbur etmek