English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | coast guard n. | sahil koruma | ||
Coast guards, Land forces, Gendarmerie and Police are responsible for the prevention of illegal immigration. Sahil koruma, kara kuvvetleri, jandarma ve polis yasa-dışı göçün önlenmesinden sorumludurlar. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | coast guard n. | sahil koruma | ||
A coast guard helicopter approached the ship. Bir sahil koruma helikopteri gemiye yaklaştı. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | coast guard n. | sahil güvenlik | ||
Coast guard officials said they rescued 17 people from the burning yacht. Sahil güvenlik yetkilileri alev alan yattan on yedi kişiyi kurtardıklarını söyledi. More Sentences |
||||
Military | ||||
Military | coast guard n. | sahil güvenlik | ||
Tom was unable to contact the coast guard. Tom sahil güvenlikle bağlantı kuramadı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | coast guard n. | sahil koruma görevlisi | ||
Technical | ||||
Technical | coast guard n. | sahil muhafaza | ||
Marine | ||||
Marine | coast guard n. | sahil muhafızı |