English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | circa adv. | (özellikle tarihler için kullanılır) dolaylarında | ||
She was wearing a poodle skirt circa 1955. O 1955 dolaylarında kaniş etek giyiyordu. More Sentences |
||||
General | circa prep. | yaklaşık | ||
This work was painted circa 1650. Bu tablo yaklaşık 1650'de yapıldı. More Sentences |
||||
General | circa n. | yakınlaştırma | ||
General | circa adv. | tahminen | ||
General | circa adv. | takriben | ||
General | circa adv. | yaklaşık olarak | ||
General | circa adv. | dolaylarında | ||
General | circa prep. | dolayında | ||
General | circa prep. | aşağı yukarı | ||
General | circa prep. | aşağı yukarı (özellikle tarihlerde kullanılır) | ||
General | circa prep. | dolayları |