English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | cinderella n. | külkedisi | ||
My grandmother told me the story of Cinderella. Büyükannem bana Külkedisi hikayesini anlattı. More Sentences |
||||
General | cinderella n. | kül kedisi | ||
Why didn't Cinderella's shoe disappear after midnight? Neden Kül Kedisi'nin ayakkabısı gece yarısından sonra kaybolmadı? More Sentences |
||||
General | cinderella n. | güzelliği ve değeri anlaşılmamış kız | ||
General | cinderella n. | İhmal edilmiş kimse | ||
General | cinderella n. | değeri bilinmemiş şey |
English | Turkish | |
---|---|---|
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | cinderella services n. | ihmal edilmiş hizmetler |