Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | cesaret kıran | discouraging adj. | ||
This exclusion then becomes an instrument for discouraging newcomers. Bu dışlama daha sonra yeni gelenlerin cesaretini kırmak için bir araç haline gelir. More Sentences |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | cesaret kıran şey | discourager n. |
Colloquial | ||
Colloquial | teselli etmeye çalışırken daha da üzen veya cesaret kıran kimse | job’s comforter n. |
Colloquial | teselli etmeye çalışırken daha da üzen veya cesaret kıran kimse | jobs comforter n. |