cautious

Meanings of "cautious" in Turkish English Dictionary : 14 result(s)

	Category	English	Turkish
Common Usage
1	Common Usage	cautious adj.	ihtiyatlı
This is a very cautious evaluation, but so far I am confident that the balance of our actions is correct. Bu çok ihtiyatlı bir değerlendirme ancak şu ana kadar eylemlerimizin dengesinin doğru olduğundan eminim. More Sentences
2	Common Usage	cautious adj.	tedbirli
Certainly we can be cautious. Kesinlikle tedbirli olabiliriz. More Sentences
General
3	General	cautious adj.	dikkatli
The CPN report says that the EU must be cautious in attempting to influence China. CPN grubunun raporunda AB'nin Çin'i etkilemeye çalışırken dikkatli olması gerektiği belirtiliyor. More Sentences
4	General	cautious adj.	tedbirli
Tom was cautious. Tom tedbirliydi. More Sentences
5	General	cautious adj.	temkinli
I would urge those who are cautious about this to give it a try. Bu konuda temkinli olanları da denemeye davet ediyorum. More Sentences
Law
6	Law	cautious adj.	dikkatli
In addition, Europe must, in my view, also be cautious when it provides food aid. Ayrıca, benim görüşüme göre, Avrupa gıda yardımı yaparken de dikkatli olmalıdır. More Sentences
7	Law	cautious adj.	ihtiyatlı
So, perhaps colleagues should be cautious before we criticise this proposal. Belki de meslektaşlarımız bu öneriyi eleştirmeden önce ihtiyatlı davranmalıdır. More Sentences
Technical
8	Technical	cautious adj.	dikkatli
Visitors might have to be cautious while visiting this place. Ziyaretçilerin burayı ziyaret ederken dikkatli olmaları gerekebilir. More Sentences
9	Technical	cautious adj.	tedbirli
We want to be extra cautious. Ekstra tedbirli olmak istiyoruz. More Sentences
General
10	General	cautious adj.	müdebbir
11	General	cautious adj.	basiretli
12	General	cautious adj.	sakıngan
13	General	cautious adj.	sakınan
14	General	cautious adj.	önemli

Meanings of "cautious" with other terms in English Turkish Dictionary : 12 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	be cautious v.	tedbirli olmak
You must be cautious. Siz de tedbirli olmalısınız. More Sentences
Speaking
2	Speaking	be cautious expr.	dikkatli ol
Be cautious when you cross the street. Karşıdan karşıya geçerken dikkatli ol. More Sentences
General
3	General	cautious optimist n.	ihtiyatlı iyimser
4	General	cautious statement n.	dikkatli bir şekilde söylenen ifade
5	General	be cautious v.	sakınmak
6	General	be cautious v.	dikkat etmek
7	General	be cautious about v.	-de tedbirli olmak
8	General	ever-cautious adj.	her daim temkinli
Idioms
9	Idioms	cautious optimism n.	ihtiyatlı iyimserlik
10	Idioms	cautious optimism n.	tedbirli iyimserlik
Trade/Economic
11	Trade/Economic	cautious monetary policy stance n.	temkinli para politikası duruşu
12	Trade/Economic	in an environment of cautious capital spending by our customers expr.	müşterilerimizin yatırım harcamalarına dikkat ettiği bir ortamda