buried - Turkish English Dictionary

buried

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "buried" in Turkish English Dictionary : 8 result(s)

English Turkish
Common Usage
buried adj. gömülü
Those who think the Northern Dimension is buried are wrong.
Kuzey Boyutunun gömülü olduğunu düşünenler yanılıyor.

More Sentences
General
buried adj. gömülmüş
Layla wasn't buried with Sami.
Layla, Sami ile gömülmedi.

More Sentences
Technical
buried adj. toprağa gömülmüş
She was to be stoned to death, having been buried in the ground.
Kadın toprağa gömüldükten sonra taşlanarak öldürülecekti.

More Sentences
General
buried adj. gömük
buried adj. gömme
Technical
buried adj. örtülü
Ottoman Turkish
buried adj. medfun
buried adj. metfun

Meanings of "buried" with other terms in English Turkish Dictionary : 104 result(s)

English Turkish
General
buried treasure n. gömülü hazine
I know exactly where to find the buried treasure.
Gömülü hazineyi nerede bulacağımı tam olarak biliyorum.

More Sentences
be buried v. gömülmek
Tom and his squirrel were buried together.
Tom ve sincabı birlikte gömüldü.

More Sentences
be buried v. defnedilmek
She says that she wants to be buried here.
Buraya defnedilmek istediğini söylüyor.

More Sentences
be buried alive v. canlı canlı gömülmek
She was buried alive.
Canlı canlı gömüldü.

More Sentences
buried cable n. gömülü kablo
buried structure n. gömülü yapı
buried mine n. toprak altına gömülü mayın
buried mine n. gömülü mayın
buried cable n. toprağa gömülü kablo
be dead and buried v. toprağa girmek
be buried v. yatmak
be buried alive v. canlı canlı ölmek
be buried in the wreckage v. göçük altında kalmak
be buried in the wreckage v. enkaz altında kalmak
be buried under avalanche v. çığ altında kalmak
be buried in the wreckage v. enkazda kalmak
be buried in the ground v. toprağa gömülmek
be buried under snow v. kar altında kalmak
be buried under snow v. karlar altında kalmak
be buried following the noon prayer v. öğlen namazına müteakip toprağa verilmek
be buried following the mid-afternoon prayer v. ikindi namazına müteakip toprağa verilmek
unearth the long-buried secrets v. uzun süredir saklı kalmış sırları su yüzüne çıkarmak
be enclosed in a coffin and buried in the ground v. bir tabuta konup toprağa gömülmek
be buried alongside someone v. birinin yanı başına gömülmek
be buried after the noon prayer v. öğlen namazına müteakip toprağa verilmek
be buried following the mid-afternoon prayer v. ikindi namazını müteakip toprağa verilmek
half-buried adj. yarı gömülü
half-buried adj. yarıya kadar gömülü
half-buried adj. (toprağa) yarısına kadar gömülü
hse (here is buried) abrev. burada gömülü
hse (here is buried) abrev. burada yatıyor
Colloquial
stay buried for long v. uzun süre gömülü kalmak
dead 'n' buried adj. ölmüş
dead 'n' buried adj. bitmiş
dead 'n' buried adj. sonlanmış
dead 'n' buried adj. bitmiş gitmiş
dead 'n' buried adj. tamamen bitmiş
dead 'n' buried adj. çoktan bitmiş
dead 'n' buried adj. bitip gitmiş
Idioms
buried treasure n. gizli/gizli kalmış hazine
buried treasure n. keşfedilmemiş hazine
be buried under v. bunalmak
know where all the bodies are buried v. bir şeyi tüm ayrıntılarıyla bilmek
be dead and buried v. bitmek
know where all the bodies are buried v. çok iyi bilmek
be dead and buried v. sonlanmak
be dead and buried v. tam anlamıyla bitmek
know where all the bodies are buried v. tüm ayrıntılarını bilmek
know where the bodies are buried v. kirli çamaşırlarını bilmek
know where the bodies are buried v. açıklarını bilmek
know where the bodies are buried v. ayrıntılarını bilmek
know where the bodies are buried v. sırlarını bilmek
know where the bodies are buried v. gizli tutulan yönlerini bilmek
know where the bodies are buried v. kırdığı cevizleri bilmek
dead and buried adj. bitmiş
dead and buried adj. sonlanmış
dead and buried adj. ölüp gitmiş
dead and buried adj. ölmüş gitmiş
dead and buried adj. çoktan bitmiş
dead and buried adj. bitip gitmiş
dead and buried adj. bitmiş gitmiş
dead and buried adj. unutulup gitmiş
dead and buried adj. unutulmuş gitmiş
dead and buried adj. tamamen bitmiş
would you like to be buried with my people? [old-fashioned] [ireland] expr. irlanda usulü bir evlenme teklifi
would you like to be buried with my people? [old-fashioned] [ireland] expr. irlanda usulü "benimle evlenir misin?"
would you like to be buried with my people? [old-fashioned] [ireland] expr. sonsuza kadar ailemin bir parçası olur musun?
would you like to be buried with my people? [old-fashioned] [ireland] expr. ailemle/benim insanlarımla aynı yerde/beraber gömülmek ister misin?
Technical
directly buried optical telecommunication cables n. doğrudan gömülü optik haberleşme kabloları
directly buried hot water network n. doğrudan yer altına gömülü sıcak su şebekesi
flexible buried pipe n. esnek gömülü boru
electromagnetic locators for buried pipes and cables n. gömülü borular ve kablolar için elektromanyetik yer bulucular
buried metallic tank n. gömülmüş metalik tank
buried or immersed metallic structures n. gömülü veya suya daldırılmış metalik yapılar
duct/direct-buried installation n. kanal/doğrudan gömülü tesisat
buried drain n. kapalı dren
buried cable n. toprak altı kablo
buried non-pressure sewerage applications n. yer altında basınçsız pis su uygulamaları
buried and above-ground drainage and sewerage n. yeraltı ve yerüstü pis su sistemleri
buried directly in the ground adj. toprağa doğrudan gömülü
Telecom
buried channel n. gömülü kanal
buried cable n. gömülü kablo
Radio
buried antenna n. telli anten
buried antenna n. yere gömülü anten
Construction
directly buried hot water network n. doğrudan gömülmüş sıcak su şebekesi
directly buried hot water networks n. doğrudan yer altına gömülü sıcak su şebekeleri
buried piping n. gömülü boru tesisatı
buried wiring n. gömme elektrik tesisatı
conduit systems buried underground n. yer altına gömülü boru sistemleri
buried drainage and sewerage systems n. yeraltına gömülü drenaj ve kanalizasyon sistemleri
buried drainage and sewerage systems n. yeraltı drenaj ve kanalizasyon sistemleri
Medical
fear of being buried alive n. canlı canlı gömülme korkusu
fear of being buried alive n. diri diri gömülme korkusu
buried bumper syndrome n. gömülmüş tampon sendromu
Psychology
fear of being buried alive n. canlı canlı gömülme fobisi
Mental Health
fear of being buried alive n. canlı canlı gömülme korkusu
Chemistry
buried chemical weapon n. gömülü kimyasal silah
Agriculture
buried soil n. örtülü toprak
buried drain n. yeraltı dreni
Environment
buried works n. gömülü çalışmalar
buried valley n. gömülü vadi
Geology
buried block n. gömülü blok
buried soil n. gömülü toprak
Military
buried with military honours v. askeri törenle gömülmek