| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | bosnian n. | bosnalı | ||
|
At that time, NATO bombed the bases of the Bosnian Serbs. O zaman, NATO Bosnalı Sırpların üslerini bombaladı. More Sentences |
||||
| General | bosnian n. | boşnak | ||
|
How many Bosnians are still mouldering in refugee camps in Turkey because the Union has refused to take them in? Avrupa Birliği onları kabul etmeyi reddettiği için kaç Boşnak hala Türkiye'deki mülteci kamplarında çürüyor? More Sentences |
||||
| General | bosnian n. | boşnakça | ||
|
I know Bosnian. Boşnakça biliyorum. More Sentences |
||||
| General | bosnian adj. | bosna | ||
|
You know the real miracle, nothing happened to the Bosnian stew. Gerçek mucizeyi biliyorsun, Bosna yahnisine hiçbir şey olmadı. More Sentences |
||||
| General | bosnian adj. | bosna'ya özgü | ||
| English | Turkish | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | bosnian literature n. | boşnak edebiyatı |
| Literature | ||
| Literature | bosnian literature n. | boşnak edebiyatı |
| Military | ||
| Military | bosnian war n. | bosna savaşı |
