birini/bir şeyi tutmak

Meanings of "birini/bir şeyi tutmak" in English Turkish Dictionary : 16 result(s)

	Category	Turkish	English
Phrasals
1	Phrasals	birini/bir şeyi tutmak	approve of someone or something v.
Idioms
2	Idioms	birini/bir şeyi tutmak	catch ahold of somebody/something v.
3	Idioms	birini/bir şeyi tutmak	get ahold of somebody/something v.
4	Idioms	birini/bir şeyi tutmak	grab ahold of somebody/something v.
5	Idioms	birini/bir şeyi tutmak	take ahold of somebody/something v.
6	Idioms	birini/bir şeyi tutmak	catch hold of somebody/something v.
7	Idioms	birini/bir şeyi tutmak	get hold of somebody/something v.
8	Idioms	birini/bir şeyi tutmak	grab hold of somebody/something v.
9	Idioms	birini/bir şeyi tutmak	take hold of somebody/something v.
10	Idioms	birini/bir şeyi tutmak	catch/get/grab/take hold of somebody/something v.
11	Idioms	birini/bir şeyi tutmak	catch/get/grab/take a hold of somebody/something v.
12	Idioms	birini/bir şeyi tutmak	catch/get/grab/take hold of somebody/something v.
13	Idioms	birini/bir şeyi tutmak	catch/get/grab/take a hold of somebody/something v.
14	Idioms	birini/bir şeyi tutmak	catch/get/grab/take hold of somebody/something v.
15	Idioms	birini/bir şeyi tutmak	catch hold of someone or something v.
16	Idioms	birini/bir şeyi tutmak	catch ahold of someone or something v.

Meanings of "birini/bir şeyi tutmak" with other terms in English Turkish Dictionary : 175 result(s)

	Category	Turkish	English
Idioms
1	Idioms	(birini/bir şeyi) ön planda tutmak	put (someone or something) first v.
We need to ensure that it is the interests of poor countries that are put first. Yoksul ülkelerin çıkarlarının ön planda tutulmasını sağlamalıyız. More Sentences
General
2	General	birini bir şeyi yapmaktan muaf tutmak	excuse from v.
Phrasals
3	Phrasals	(birini/bir şeyi) uzak tutmak için (bir şeyi) çitle çevirmek	fence (someone or something) off from (something) v.
4	Phrasals	birini/bir şeyi bir yerden uzak tutmak	force back v.
5	Phrasals	birini/bir şeyi konu dışında tutmak	get around someone or something v.
6	Phrasals	(birini/bir şeyi) el üstünde tutmak	handle (someone or something) with gloves v.
7	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyin) dışında tutmak	hold (someone or something) out of (something) v.
8	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden) uzak tutmak	hold (someone or something) out of (something) v.
9	Phrasals	(birini/bir şeyi biriyle veya bir şeyle) aynı tutmak	lump (someone or something) (in) with (someone or something) v.
10	Phrasals	(birini/bir şeyi biriyle veya bir şeyle) bir tutmak/değerlendirmek	lump (someone or something) (in) with (someone or something) v.
11	Phrasals	birini/bir şeyi bir şey yağmuruna tutmak	shower someone or something with something v.
12	Phrasals	birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle tutmak	keep someone or something in with someone or something v.
13	Phrasals	birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle beraber tutmak	keep someone or something in with someone or something v.
14	Phrasals	birini/bir şeyi birinin/bir şeyin yanında tutmak	keep someone or something in with someone or something v.
15	Phrasals	(birini/bir şeyi biri/bir şey) için tutmak	keep (someone or something) for (someone or something) v.
16	Phrasals	biri için birini/bir şeyi tutmak	keep someone or something for someone v.
17	Phrasals	birini/bir şeyi biri için elinde tutmak	keep someone or something for someone v.
18	Phrasals	birini/bir şeyi birinin yanında tutmak	keep someone or something by someone v.
19	Phrasals	birini/bir şeyi bir şeyin altında tutmak	keep someone or something under something v.
20	Phrasals	(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak	lock on (to) (someone or something) v.
21	Phrasals	birini/bir şeyi bir şey bombardımanına tutmak	bombard someone or something with something v.
22	Phrasals	birini/bir şeyi bir şey yağmuruna tutmak	bombard someone or something with something v.
23	Phrasals	birini/bir şeyi suyun üstünde tutmak	buoy someone or something up v.
24	Phrasals	birini/bir şeyi yukarıda tutmak	buoy someone or something up v.
25	Phrasals	(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak	cling on (to someone or something) v.
26	Phrasals	(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak	cling to (someone or something) v.
27	Phrasals	(birini/bir şeyi) tutmak	clutch at (someone or something) v.
28	Phrasals	birini/bir şeyi kapalı bir yerde tutmak	coop someone or something up v.
29	Phrasals	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) denk tutmak	equate (someone or something) with (someone or something) v.
30	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden) hariç tutmak	exclude (someone or something) from (something) v.
31	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyin) dışında tutmak	exclude (someone or something) from (something) v.
32	Phrasals	birini/bir şeyi sıkıca tutmak	fasten upon someone or something v.
33	Phrasals	birini/bir şeyi sıkıca tutmak	fasten on someone or something v.
34	Phrasals	birini/bir şeyi uzak tutmak	fend someone or something off v.
35	Phrasals	(birini/bir şeyi) tutmak/yakalamak için hamle yapmak	grab at (someone or something) v.
36	Phrasals	(birini/bir şeyi) tutmak/yakalamak için hamle yapmak	grab for (someone or something) v.
37	Phrasals	(birini/bir şeyi) sıkı tutmak	grab on to (someone or something) v.
38	Phrasals	(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak	grab on to (someone or something) v.
39	Phrasals	(birini/bir şeyi) müktesep/kazanılmış hakların korunması ilkesi kapsamında bırakmak/tutmak	grandfather (someone or something) v.
40	Phrasals	(birini/bir şeyi) önceden kazanılmış haklar kapsamında tutmak/bırakmak	grandfather (someone or something) v.
41	Phrasals	(birini/bir şeyi) yeni kısıtlamalardan, uygulamalardan muaf tutmak	grandfather (someone or something) v.
42	Phrasals	(birini/bir şeyi bir yerinden) tutmak	grasp (someone or something) by (something) v.
43	Phrasals	(birini/bir şeyi bir yerinden) sıkıca tutmak	grasp (someone or something) by (something) v.
44	Phrasals	(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak/kavramak	grasp at (someone or something) v.
45	Phrasals	(birini/bir şeyi) yakalamak/tutmak	grope after (someone or something) v.
46	Phrasals	(birini/bir şeyi) elde tutmak	hang onto (someone or something) v.
47	Phrasals	birini/bir şeyi ayakta tutmak	hold someone or something together v.
48	Phrasals	birini/bir şeyi bir yerinden tutmak	hold someone or something by something v.
49	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) uzak tutmak	isolate (someone or something) from (someone or something) v.
50	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayrı tutmak	isolate (someone or something) from (someone or something) v.
51	Phrasals	(birini/bir şeyi) uzak tutmak	keep out (of something) v.
52	Phrasals	(birini/bir şeyi) dışarıda tutmak	keep out (of something) v.
53	Phrasals	(birini/bir şeyi) konunun dışında tutmak	keep out (of something) v.
54	Phrasals	(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak	latch on to (someone or something) v.
55	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden) hariç tutmak	omit (someone or something) from (something) v.
56	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyin) dışında bırakmak/tutmak	omit (someone or something) from (something) v.
57	Phrasals	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstünde tutmak	place (someone or something) above (someone or something) v.
58	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) öncelikli tutmak	place (someone or something) above (someone or something) v.
59	Phrasals	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) önünde tutmak	place (someone or something) before (someone or something) v.
60	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) öncelikli tutmak	place (someone or something) before (someone or something) v.
61	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) önde tutmak	place (someone or something) before (someone or something) v.
62	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyden) hariç tutmak	preclude (someone or something) from (something) v.
63	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) üstün tutmak	put (someone or something) ahead of (someone or something) v.
64	Phrasals	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstünde tutmak	put (someone or something) ahead of (someone or something) v.
65	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) üstün tutmak	put (someone or something) before (someone or something) v.
66	Phrasals	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstünde tutmak	put (someone or something) before (someone or something) v.
67	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) üstün tutmak	put (someone or something) in front of (someone or something) v.
68	Phrasals	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstünde tutmak	put (someone or something) in front of (someone or something) v.
69	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeye) tabi tutmak	put (someone or something) through (something) v.
70	Phrasals	(birini/bir şeyi bir teste) tabi tutmak	put (someone or something) through (something) v.
71	Phrasals	(birini/bir şeyi bir şeyle) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak	seize (someone or something) with (something) v.
72	Phrasals	(birini/bir şeyi) geride tutmak	set (someone or something) back v.
73	Phrasals	(birini/bir şeyi) belli bir mesafede tutmak/konumlandırmak	set (someone or something) back v.
74	Phrasals	(birini/bir şeyi) bir yerinden tutmak/yakalamak	take (someone or something) by (something) v.
75	Phrasals	(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstünde tutmak	value (someone or something) above (someone or something else) v.
76	Phrasals	(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) üstün tutmak	value (someone or something) above (someone or something else) v.
77	Phrasals	(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak görmek/tutmak	value (someone or something) as (someone or something else) v.
Colloquial
78	Colloquial	(birini/bir şeyi) elinin altında tutmak	have (someone or something) around v.
79	Colloquial	(birini/bir şeyi) etrafında tutmak	have (someone or something) around v.
80	Colloquial	(birini/bir şeyi) tutmak	be a fan of (someone or something) v.
Idioms
81	Idioms	(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak	have a firm grip on (someone or something) v.
82	Idioms	(birini/bir şeyi) tutmak için uçmak	make a dive (for someone or something) v.
83	Idioms	(birini/bir şeyi) kontrol altında tutmak	have a tight rein on (someone or something) v.
84	Idioms	birini/bir şeyi elinde tutmak	have someone or something in one's hands v.
85	Idioms	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) tutmak	put one's hands on (someone, something, or an animal) v.
86	Idioms	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) tutmak	lay one's hands on (someone, something, or an animal) v.
87	Idioms	(birini/bir şeyi) topa tutmak	tear (someone or something) to pieces v.
88	Idioms	birini/bir şeyi topa tutmak	tear somebody/something to pieces/shreds v.
89	Idioms	(birini/bir şeyi) topa tutmak	tear (someone or something) to ribbons v.
90	Idioms	(birini/bir şeyi) topa tutmak	tear (someone or something) to shreds v.
91	Idioms	birini/bir şeyi topa tutmak	tear someone or something to shreds v.
92	Idioms	birini/bir şeyi topa tutmak	tear someone or something to pieces v.
93	Idioms	(birini/bir şeyi) doğru sırada tutmak	keep (someone or something) in order v.
94	Idioms	birini/bir şeyi sırada tutmak	keep someone or something in order v.
95	Idioms	birini/bir şeyi düzenli tutmak	keep someone or something in order v.
96	Idioms	birini/bir şeyi sıralı tutmak	keep someone or something in order v.
97	Idioms	birini/bir şeyi hizada tutmak	keep someone or something in order v.
98	Idioms	(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak	keep a firm grip on (someone or something) v.
99	Idioms	(birini/bir şeyi) sıkı sıkı tutmak	keep a firm grip on (someone or something) v.
100	Idioms	(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak	lay hold of (someone or something) v.
101	Idioms	(birini/bir şeyi) sıkı sıkı tutmak	lay hold of (someone or something) v.
102	Idioms	(birini/bir şeyi) aklında tutmak	bear (someone or something) in mind v.
103	Idioms	birini/bir şeyi aklında tutmak	keep somebody/something in mind v.
104	Idioms	birini/bir şeyi aklında tutmak	bear somebody/something in mind v.
105	Idioms	birini/bir şeyi (biri/bir şey için) aklında tutmak	keep someone or something in mind (for someone or something) v.
106	Idioms	(birini/bir şeyi) tutmak	catch ahold of (someone or something) v.
107	Idioms	(birini/bir şeyi) tutmak	catch hold of (someone or something) v.
108	Idioms	(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak	hang on to (someone or something) like grim death v.
109	Idioms	(birini/bir şeyi) sıkıca tutmak	hold on (someone or something) like grim death v.
110	Idioms	birini/bir şeyi kontrolü altında tutmak	have someone or something (well) in hand v.
111	Idioms	(birini/bir şeyi) belli bir mesafede tutmak	hold (someone or something) at bay v.
112	Idioms	(birini/bir şeyi) uygun bir mesafede tutmak	hold (someone or something) at bay v.
113	Idioms	(birini/bir şeyi) uzak tutmak	hold (someone or something) at bay v.
114	Idioms	(birini/bir şeyi) kontrol altında tutmak	hold (someone or something) in check v.
115	Idioms	düşmemek için (birini/bir şeyi) sıkıca tutmak	hold on to (someone or something) like grim death v.
116	Idioms	birini/bir şeyi belli bir mesafede tutmak	hold someone or something at bay v.
117	Idioms	birini/bir şeyi uygun bir mesafede tutmak	hold someone or something at bay v.
118	Idioms	birini/bir şeyi uzak tutmak	hold someone or something at bay v.
119	Idioms	birini/bir şeyi belli bir mesafede tutmak	keep someone or something at bay v.
120	Idioms	birini/bir şeyi uygun bir mesafede tutmak	keep someone or something at bay v.
121	Idioms	birini/bir şeyi uzak tutmak	keep someone or something at bay v.
122	Idioms	(birini/bir şeyi) gözetim altında tutmak	keep (a) close watch on (someone or something) v.
123	Idioms	(birini/bir şeyi) gözetim altında tutmak	keep (close) watch over (someone or something) v.
124	Idioms	(birini/bir şeyi) elinin altında bulundurmak/tutmak	keep (someone or something) about v.
125	Idioms	(birini/bir şeyi) yakınında/yanında bulundurmak/tutmak	keep (someone or something) about v.
126	Idioms	(birini/bir şeyi) etrafında tutmak/bulundurmak	keep (someone or something) about v.
127	Idioms	(birini/bir şeyi) çevresinde bulundurmak/tutmak	keep (someone or something) about v.
128	Idioms	(birini/bir şeyi) uzak tutmak	keep (someone or something) at a distance v.
129	Idioms	(birini/bir şeyi) dışında/dışarıda tutmak	keep (someone or something) at a distance v.
130	Idioms	(birini/bir şeyi) uzak tutmak	keep (someone or something) at arm's length v.
131	Idioms	(birini/bir şeyi) dışında/dışarıda tutmak	keep (someone or something) at arm's length v.
132	Idioms	(birini/bir şeyi) uzak tutmak	keep (someone or something) at bay v.
133	Idioms	(birini/bir şeyi) kontrol altında tutmak	keep (someone or something) in check v.
134	Idioms	(birini/bir şeyi) gözünün önünde tutmak	keep (someone or something) in sight v.
135	Idioms	(birini/bir şeyi) görebileceği bir yerde tutmak/durmak	keep (someone or something) in sight v.
136	Idioms	(birini/bir şeyi) kontrolü/kontrol altında tutmak	keep (someone or something) under (one's) control v.
137	Idioms	(birini/bir şeyi/kendini) uzak tutmak	keep (someone or something, or oneself) at a distance v.
138	Idioms	(birini/bir şeyi/kendini) belli bir uzaklıkta/geride tutmak	keep (someone or something, or oneself) at a distance v.
139	Idioms	(birini/bir şeyi/kendini) ayrı/uzakta tutmak	keep (someone or something, or oneself) at a distance v.
140	Idioms	(birini/bir şeyi) gözetim altında tutmak	keep a close eye on (someone or something) v.
141	Idioms	birini/bir şeyi gözetim altında tutmak	keep a close eye/watch on somebody/something v.
142	Idioms	(birini/bir şeyi) sıkı denetim altında tutmak	keep a tight grip on (someone or something) v.
143	Idioms	(birini/bir şeyi) kontrol altından tutmak	keep a tight grip on (someone or something) v.
144	Idioms	(birini/bir şeyi) kontrol altından tutmak	keep a tight rein on (someone or something) v.
145	Idioms	birini/bir şeyi kontrol altından tutmak	keep a tight rein on somebody/something v.
146	Idioms	birini/bir şeyi uzak tutmak	keep something/someone at bay v.
147	Idioms	(birini/bir şeyi) aklında tutmak	keep track of (someone or something) v.
148	Idioms	birini/bir şeyi gözetim altında tutmak	keep watch on someone or something v.
149	Idioms	birini/bir şeyi kontrol altında tutmak/altına almak	keep somebody/something in check v.
150	Idioms	birini/bir şeyi kontrol altında tutmak/altına almak	hold somebody/something in check v.
151	Idioms	(birini/bir şeyi) tutmak/yakalamak için hamle yapmak	make a grab at (someone or something) v.
152	Idioms	(birini/bir şeyi) tutmak/yakalamak için hamle yapmak	make a grab for (someone or something) v.
153	Idioms	(birini/bir şeyi) sürekli gözetim altında tutmak	not take (one's) eyes off (someone or something) v.
154	Idioms	(birini/bir şeyi) el üstünde tutmak	place (someone or something) (up) on a pedestal v.
155	Idioms	(birini/bir şeyi) baskı altında tutmak	place a strain on (someone or something) v.
156	Idioms	(bir şeyden birini/bir şeyi) sorumlu tutmak	place the blame for (something) on (someone or something) v.
157	Idioms	(birini/bir şeyi) sorumlu tutmak	place the blame on (someone or something) v.
158	Idioms	(bir şeyden birini/bir şeyi) sorumlu tutmak	place the blame on (someone or something) for (something) v.
159	Idioms	(birini/bir şeyi) el üstünde tutmak	put (someone or something) (up) on a pedestal v.
160	Idioms	(birini/bir şeyi) her şeyin üstünde tutmak	put (someone or something) first v.
161	Idioms	(birini/bir şeyi) teste tabi tutmak	put (someone or something) to the test v.
162	Idioms	birini/bir şeyi ön planda tutmak	put somebody/something first v.
163	Idioms	birini/bir şeyi öncelikli tutmak	put somebody/something first v.
164	Idioms	birini/bir şeyi sınava tabi tutmak	put somebody/something through their/its paces v.
165	Idioms	(birini/bir şeyi) sorumlu tutmak	put the blame on (someone or something) v.
166	Idioms	(birini/bir şeyi) tutmak	take hold of (someone or something) v.
167	Idioms	(birini/bir şeyi) tutmak	take ahold of (someone or something) v.
168	Idioms	(birini/bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak	take a firm grip on (someone or something) v.
169	Idioms	(birini/bir şeyi) sımsıkı yakalamak/tutmak/kavramak	take a firm grip on (someone or something) v.
170	Idioms	(birini/bir şeyi) topa tutmak	take a shot at (someone or something) v.
171	Idioms	(birini/bir şeyi) eleştiri yağmuruna tutmak	take a shot at (someone or something) v.
172	Idioms	(birini/bir şeyi) gözü tutmak	think much of (someone or something) v.
173	Idioms	(birini/bir şeyi) göz hapsinde tutmak	watch (someone or something) like a hawk v.
174	Idioms	(birini/bir şeyi) göz hapsinde tutmak	watch (someone or something) with an eagle eye v.
175	Idioms	birini/bir şeyi uzak tutmak	hold something/someone at bay