English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | be encouraged v. | cesaret bulmak | ||
If he had attended the party, they would have been encouraged. Eğer o partiye katılmış olsaydı, cesaret bulmuş olacaklardı. More Sentences |
||||
General | be encouraged v. | teşvik edilmek | ||
Bilingual teenagers are encouraged to apply. İki dil bilen gençlerin başvurması teşvik ediliyor. More Sentences |
||||
General | be encouraged v. | güç almak (birinden/bir şeyden) |