English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | be abroad v. | yurtdışında olmak | ||
If I were abroad and I ran out of money, I would call my parents to ask for more. Yurtdışında olsaydım ve param bittiyse, daha fazla para istemek için ailemi arardım. More Sentences |
||||
General | be abroad v. | dışarıda olmak | ||
General | be abroad v. | artık sır olmaktan çıkmış olmak | ||
General | be abroad v. | ev dışına çıkmış olmak | ||
Idioms | ||||
Idioms | be abroad v. | kabahatli olmak | ||
Idioms | be abroad v. | ne yapacağını bilemez durumda olmak | ||
Idioms | be abroad v. | afallamak |
English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | be posted abroad v. | yabancı bir ülkeye iş için gönderilmek |
General | be born abroad v. | ülke dışında doğmak |
General | be trained abroad v. | yurtdışında eğitilmek |
General | be trained abroad v. | yurtdışında yetiştirilmek |
General | be born abroad v. | yurt dışında doğmak |
History | ||
History | in the future, too, there may be malevolent people at home and abroad who will wish to deprive you of this treasure expr. | istikbalde dahi, seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici, bedhahların olacaktır |