Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
Environment | ||||
Environment | bataklıklar | marshes n. | ||
I have talked in earlier debates of the use of mustard gas in the marshes in 1996 and of the victims I saw. Daha önceki tartışmalarda 1996 yılında bataklıklarda hardal gazı kullanıldığından ve gördüğüm kurbanlardan bahsetmiştim. More Sentences |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | tuzlu bataklıklar | salt marshes n. |
Botanic | ||
Botanic | tuzlu bataklıklar | salt marshes n. |
Geography | ||
Geography | geceleri bataklıklar üzerinde görülen parlama | wildfire n. |
Ornithology | ||
Ornithology | iç göletler, bataklıklar veya hafif tuzlu lagünlerde yaşayan uzun bacaklı üç parmaklı siyah beyaz bir göçmen kuş | longlegs n. |
Ornithology | iç göletler, bataklıklar veya hafif tuzlu lagünlerde yaşayan uzun bacaklı üç parmaklı siyah beyaz bir göçmen kuş | long-legs n. |
Ornithology | iç göletler, bataklıklar veya hafif tuzlu lagünlerde yaşayan uzun bacaklı üç parmaklı siyah beyaz bir göçmen kuş | stilt plover n. |
Ornithology | iç göletler, bataklıklar veya hafif tuzlu lagünlerde yaşayan uzun bacaklı üç parmaklı siyah beyaz bir göçmen kuş | stiltbird n. |