Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | büyük bir olasılıkla | most likely adv. | ||
Tom knew what Mary would most likely do. Tom Mary'nin büyük bir olasılıkla ne yapacağını biliyordu. More Sentences |
||||
General | büyük bir olasılıkla | very likely adv. | ||
Tom is very likely to be late. Tom büyük bir olasılıkla geç kalacak. More Sentences |
||||
Colloquial | ||||
Colloquial | büyük bir olasılıkla | in all probability adv. | ||
This means that in all probability the vote will not be taken until 1 p.m. Bu da oylamanın büyük bir olasılıkla saat 13.00'e kadar yapılmayacağı anlamına geliyor. More Sentences |
||||
General | ||||
General | büyük bir olasılıkla | more likely to adv. | ||
Phrases | ||||
Phrases | büyük bir olasılıkla | as likely as not expr. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | büyük bir olasılıkla | in all likelihood adv. | ||
Colloquial | büyük bir olasılıkla | like enough expr. | ||
Colloquial | büyük bir olasılıkla | as likely as not expr. | ||
Colloquial | büyük bir olasılıkla | most/very likely expr. | ||
Colloquial | büyük bir olasılıkla | probablee expr. | ||
Colloquial | büyük bir olasılıkla | likely as not expr. | ||
Idioms | ||||
Idioms | büyük bir olasılıkla | like as not expr. | ||
Speaking | ||||
Speaking | büyük bir olasılıkla | it is more than probable that adv. | ||
Speaking | büyük bir olasılıkla | likely enough expr. | ||
Technical | ||||
Technical | büyük bir olasılıkla | probably adv. |