altı - Turkish English Dictionary
History

altı



Meanings of "altı" in Turkish English Dictionary : 2 result(s)

English Turkish
Music
alti n. soprano ve tenor arasında yer alan enstrümanlar
alti n. soprano ve tenor arasında bestelenmiş parçalar

Meanings of "altı" in English Turkish Dictionary : 9 result(s)

Turkish English
Common Usage
altı six n.
General
altı 6 n.
altı senary [obsolete] n.
altı sise n.
altı sixer n.
altı under prep.
altı sex- pref.
altı hexa- pref.
Colloquial
altı half a dozen expr.

Meanings of "altı" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

Turkish English
Common Usage
yer altı subterranean adj.
General
fırın (üstü ocak altı fırın olan mutfak aleti) cooker n.
altı rakamı six n.
koltuk altı armpit n.
koltuk altı arm pit n.
yirmi altı twenty six n.
yüzme havuzlarında oynanan bir tür su altı hokeyi oktopush n.
altı silindirli motor six cylinder engine n.
kasara altı steerage n.
kuzey irlanda'nın altı ilçesiyle cavan, donegal ve monaghan ilçelerini kapsayan coğrafi bölge ulster n.
yer altı mezarı burial vault n.
lordların yerel anlaşmazlıklar sebebiyle yargılanmış oldukları altı aylık veya bir senelik özel mahkeme leet n.
dam altı loft n.
küçük altı düz kayık dory n.
kabuk altı tabakası sapwood n.
çubukla yer altı suyu arayan kimse dowser n.
milyon (altı sıfır) meg n.
altı ayaklı dizesi olan hexameter n.
üstü dar altı geniş elbise dirndl n.
atın kuyruk altı kayışı backstrap n.
altı koltuklu teleferik six pack chair n.
özellikle romalılarda, yer altı mezarlığı veya yeraltında kemiklerin toplandığı yer catacomb n.
tablo altı şiirleri ut pictura poesis n.
fırın (üstü ocak altı fırın olan mutfak aleti) stove n.
ilik altı astarı buttonhole facing n.
on altı sayısı sixteen n.
çubukla yer altı suyu arama dowsing n.
altı düz nehir kayığı sampan n.
altı ayaklı dize hexameter n.
çene altı gill n.
altı yüzlü cisim hexahedron n.
yirmi altı aralık boxing day n.
yer altı underworld n.
çubukla yer altı suyu dowser n.
altmış altı sixtysix n.
peynir altı suyu whey n.
koltuk altı kılı arm pit hair n.
peynir altı suyu tozu whey powder n.
yer altı su kanalı kanat n.
altı sesli parça sestet n.
altı kişilik grup sestet n.
altı kopyadan oluşan grup sextuplicate n.
altı defa doğum yapan kadın sextipara n.
dizin konulduğu yer (masa altı vb) kneehole n.
on altı sixteen n.
altı puntoluk harf nonpareil n.
yer altı ısıtma tertibatı hypocaust n.
bir deri altı alerjik rahatsızlığı angioedema n.
altı gün six days n.
yer altı kaynağı underground source n.
yer altı zenginlikleri underground treasures n.
kabuk altı katman alburnum n.
kemer altı arcade n.
koltuk altı axilla n.
şekil altı figure caption n.
zemin altı işler below-grade work n.
koltuk altı arm-pit n.
ses altı istasyon infra-sound station n.
altı kutuluk paket six-pack n.
altı kutuluk karton six-pack n.
altı düz sandal punt n.
satıh altı toprağı subsoil n.
satıh altı toprağı undersoil n.
diz altı şort short pants n.
diz altı şort shorts n.
diz altı şort trunks n.
toprak altı underground n.
eşofman altı sweatpants n.
zemin altı otopark underground parking lot n.
zemin altı otopark underground car park n.
bel altı esprileri/şakaları dirty jokes n.
bel altı şakaları/esprileri adult jokes n.
el altı oyunları underhand tactics n.
otuz altı thirty six n.
kırk altı forty six n.
elli altı fifty six n.
altmış altı sixty six n.
yetmiş altı seventy six n.
seksen altı eighty six n.
doksan altı ninety six n.
eşofman altı sweat pants n.
bel altı underbelly n.
seviye altı undermatch n.
altı köşeli yıldız shield of david n.
altı köşeli yıldız magen david n.
altı köşeli yıldız star of david n.
altı çizili kısım underlined part n.
zemin altı below ground n.
eşofman altı tracksuit bottoms n.
fotoğraf altı yazısı caption n.
altı derecelik ayrılık six degrees of separation n.
göz altı torbası under eye bag n.
araç altı ziftleme undercoating n.
yer altı tüneli underground tunnel n.
göz altı torbaları under-eye bags n.
bikini altı briefs n.
çene altı ile omuz arası counter n.
göz altı kapatıcı under-eye concealer n.
altı baklava karın kası sixpack n.
tezgah altı buzdolabı undercounter refrigerator n.
bilinç dışı/bilinç altı unconscious mind n.
beş yaş altı çocuklar children under five years of age n.
(iskoçya/ kuzey ingiltere) koltuk altı oxter n.
bir tür eşofman altı fleece pant n.
toprak altı mahzeni root cellar n.
altı millet six nations n.
üstü mayo altı bikini gibi olan iki parçalı plaj giysisi tankini n.
(restoranda) altı kişilik masa six-top n.
göz altı morlukları dark circles under eyes n.
altı yüz six hundred n.
koltuk altı kokusu underarm odor n.
koltuk altı kokusu armpit smell n.
koltuk altı kokusu armpit odor n.
koltuk altı kokusu underarm odour n.
koltuk altı kokusu underarm smell n.
koltuk altı kokusu armpit odour n.
yer altı zenginlikleri underground wealth n.
altı çizili bölüm underlined part n.
sıfır derecenin altı below freezing n.
sırık ile yürütülen altı düz sandal punt n.
on altı şarap şişesi ölçüsünden büyük şarap şişesi balthazar n.
sayfa altı boşluğu tail n.
kabuk altı tabakası alburnum n.
baldırı saran diz altı pantolon capris [plural of capri] n.
kapasitesi altı normal şişeye denk gelen bir şarap şişesi Rehoboam n.
altı ila üç fit boyutunda çıtalı bir zemine sahip küçük kümes night ark n.
otuz altı birim thirty-six n.
altı yerine üç farklı sayı içeren zar top n.
aşık oyununda kullanılan altı köşeli metal boncuklar jack n.
aşık oyununda kullanılan altı köşeli metal boncuklar jackstone n.
aşık oyununda kullanılan altı köşeli metal boncuklar jackstones n.
yer altı dünyasına yolculuk etme katabasis n.
balık ve diğer su altı hayvanlarını canlı olarak tutmak için su ile doldurulmuş tekne, havuz veya hazne marine museum n.
altı aylık dönem half [obsolete] n.
bin altı yüz one thousand six hundred n.
hacmi yaklaşık altı buçuk litre olan büyük bir tür şarap şişesi methuselah n.
altı günlük dönem hexahemeron n.
yer altı mezarı monument [obsolete] n.
yer altı mezarı repository n.
on altı ve on yedinci yüzyıllarda giyilen bol külot pantolon galligaskins n.
çene altı chops n.
(tiyatro görevlisine yapılan) el altı ödeme ice n.
on altı eş parçadan her biri one-sixteenth n.
(altı litrelik) bir şişe şarap imperial n.
kaymayı engelleyen altı sivri çıkıntılı baston pike n.
yer altı geçidi cuniculus n.
antik roma'dan kalmış yer altı kanalı cuniculus n.
altı köşeli yıldız pentacle n.
birbirini takip eden altı harf kümesi pentagraph n.
altı boş fikir sandcastle n.
standart altı koşullarda çalışan kimse scab n.
elli altı libreye denk tereyağı ağırlık birimi firkin n.
altı üstüne getirilmiş toprak parçası flag [dialect] [uk] n.
bel altı vuran yorum outfling n.
tavlada altı kapalı noktadan oluşan blok prime n.
altı parçalı şey senary [obsolete] n.
altı unsurdan meydana gelen şey senary [obsolete] n.
yer altı dünyası shades n.
koltuk altı silah kılıfı shoulder holster n.
saat altı six n.
bir yarısı altı noktalı domino taşı six n.
altı beden ölçülü kıyafet six n.
(girl guide hareketinde) altı genç kızlık alt birim six n.
altı şişelik kutu six pack n.
altı konservelik kutu six pack n.
altı sayısı sixer n.
altı şişelik kutu sixpack n.
altı konservelik kutu sixpack n.
altı kişilik araç six-seater n.
altı kişilik grup sixsome n.
on altı birim sixteen n.
on altı nesne sixteen n.
on altı yaşındaki ergen sixteener n.
on altı sixteenth n.
on altı sayısı sixteenth n.
on altı eşit parçadan her biri sixteenth n.
on altı bölüm sixteenth n.
su altı şehri underwater city n.
kırk altı sayısı forty-six n.
kırk altı birim forty-six n.
kırk altı nesne forty-six n.
kırk altı beden kıyafet forty-six n.
(bir birime ait) kırk altı eş parça forty-sixth n.
bir şeye ait kırk altı eş parçadan biri forty-sixth n.
(armada) altı sıra dalgalı şerit motifi fountain n.
altı eşit parçadan biri sixth n.
altmış altı sixty-six n.
altmış altı birim sixty-six n.
altmış altı nesne sixty-six n.
altı yaşında çocuk six-year-old n.
altı yaşında hayvan six-year-old n.
deri altı uyuşturucu enjeksiyonu skin-pop n.
duman altı oda smoke-filled room n.
deniz altı kabloları undersea cables n.
su altı haberleşme kablosu submarine communications cable n.
su altı kabloları undersea cables n.
yer altı kurtarma ekibi proto team [south africa] n.
asgari ücret altı maaş subminimum wage n.
optimal altı durum suboptimisation [uk] n.
optimal altı durum suboptimization [us] n.
standart altı şey substandard n.
on üç yaş altı kız çocuğu subteen n.
(on üç yaş altı kız çocukları için tasarlanan) çift sayılı giyim bedeni grubu subteen n.
toprak altı organizması subterranean n.
yer altı subterranity n.
toprak altı subterranity n.
yer altı subterrene n.
toprak altı subterrene n.
su altı patlatma fünyesi sump fuse n.
cehenneme ait en önemli altı şeytan superior spirits of hell n.
baş altı cehennem şeytanı superior spirits of hell n.
altı parçadan her biri sixth n.
bebek altı değiştirmek change diaper v.
altı okka etmek toss somebody in a blanket v.
hasır altı etmek shelve v.
hasır altı etmek pigeonhole v.
altı el ya da ayak parmağa sahip olmak sexdigital v.
altı yerinden bıçaklanmak be stabbed in six times v.
birine altı ay ömür biçmek give someone six months to live v.
satışları dört milyondan altı milyona artırmak increase sales from four million to six million dollars v.
paradan/liradan altı sıfır atmak remove/omit 6 zeros from currency/tl v.
rakiplerine karşı altı puan önde olmak have a six-point lead over his opponents v.
altı yıla mahkum edilmek be sentenced to six years v.
altı yıla mahkum olmak be sentenced to six years v.
altı yerinden bıçaklanmak be stabbed in six places v.
duman altı olmak be smoke-filled v.
altı ay ömrü kalmak have 6 months to live v.
bir atom altı parçacığını yok ederek enerjiye veya yüksek enerjili parçacıklara dönüştürmek annihilate v.
birinin etek altı fotoğrafını çekmek upskirt v.
altı ay ömrü kalmak have six months to live v.
lor ve peynir altı suyuna ayrılmak curd v.
örtü altı tahtalarıyla kaplamak sark v.
su altı dalış yapmak submarine v.
(toprak altı bitki) sökerek toplamak lift v.
rüzgar altı yanına doğru lee adj.
altı kat sixfold adj.
ses sınırı altı infrasonic adj.
altı aylık semiannual adj.
toprak altı subterranean adj.
belden altı smutty adj.
su altı underwater adj.
altı ayda bir olan semiannual adj.
peynir altı suyuna benzeyen wheyish adj.
peynir altı suyuna benzer wheyey adj.
altı üstüne getirilmiş sacked adj.
altı yıllık sexennial adj.
altı yıl süren sexennial adj.
altı açılı sexangular adj.
altı yılda bir olan sexennial adj.
altı çizili underlined adj.
zemin altı underfloor adj.
duman altı thick with smoke adj.
altı çizili underscored adj.
bel altı espriler yapan scatological adj.
altı düz flat-bottomed adj.
ılıman altı sub-temperate adj.
altı ayda bir olan semi-annual adj.
altı kaval üstü şişhane odd-looking adj.
standart altı substandard adj.
altı ay süren semiannual adj.
etek altı upskirt adj.
altı imzalanmış underwritten adj.
altı aylık dönemlerde biannual adj.
altı aylık semi-annual adj.
altı ay süren semi-annual adj.
duman altı smoke-filled adj.
zemin altı underground adj.
eşik altı subthreshold adj.
otuz altı adet thirty-six adj.
sahra altı sub-saharan adj.
yirmi altı tane olan twenty-six adj.
metindeki büyük harflerden belirgin şekilde daha büyük olup altı aynı satırda hizalanan cockup adj.
göz altı torbaları olan baggy-eyed adj.
göz altı torbalı baggy-eyed adj.
altı kazılmamış unsapped adj.
bel altı bedroom adj.
(roma rakamıyla) doksan altı xcvi adj.
(roma rakamıyla) kırk altı xlvi adj.
altı sularında sixish adj.
yer altı mediterraneous [obsolete] adj.
toprak altı mediterraneous [obsolete] adj.
altı çıplak breechless adj.
benzer altı bölümlü hexamerous adj.
etki bakımından deri altı enjeksiyonuna benzeyen hypodermic adj.
üstü ve altı olan (nesneler) right-side-up adj.
ayak altı olmayan out-of-the-way adj.
altı üstüne gelebilir overturnable adj.
bel altı cloacal adj.
üstü dar altı geniş olan pear-shaped adj.
en yüksek derecenin bir altı second-class adj.
her altı ayda bir gelişen semestral adj.
altı aylık zaman diliminde gerçekleşen semestral adj.
altı aylık zaman dilimine ait veya ilgili semestral adj.
her altı ayda bir gelişen semestrial adj.
altı aylık zaman diliminde gerçekleşen semestrial adj.
altı aylık zaman dilimine ait veya ilgili semestrial adj.
altı gözlü senocular adj.
altı adet olan six adj.
altı değerinde olan six adj.
altı birimli six-fold adj.
altı bileşenli six-fold adj.
altı noktalı six-pointed adj.
altı uçlu six-pointed adj.
altı koltuklu six-seater adj.
altı kişilik six-seater adj.
(şekil) altı kenarlı six-sided adj.
(şekil) altı yüzlü six-sided adj.
altı katlı six-storey adj.
on altı tane olan sixteen adj.
kırk altı eş parçaya denk gelen forty-sixth adj.
kırk altı eş parçadan biri olan forty-sixth adj.
altı yıllık six-year-old adj.
altı yaşında olan six-year-old adj.
altı yıl önce yapılan six-year-old adj.
altı yıldır var olan six-year-old adj.
altı dil konuşan hexalingual adj.
profesyonel altı - ortalama üstü çalışan subprofessional adj.
deniz altı ile ilgili subsea adj.
on üç yaş altı kız çocukları için tasarlanan subteen adj.
eşik altı below threshold adv.
altı aylık half yearly adv.
altı misli sixfold adv.
yaş ve altı at the age of ... and below adv.
altı ayda bir semi-annually adv.
en az altı yıllığına for at least six years adv.
altı sene önce six years ago adv.
altı yıl önce six years ago adv.
yer altı below ground adv.
haftada altı defa six times a week adv.
haftada altı kere six times a week adv.
haftada altı kez six times a week adv.
altı saatlik aralıklarla at intervals of 6 hours adv.
altı saat aralıklarla at intervals of 6 hours adv.
altı ayda bir semiannually adv.
haftada altı saat six hours a week adv.
tezgah altı under the sink adv.
her altı ayda bir semiyearly adv.
altı katsayısı ile six times adv.
altı kat sixfold adv.
altı kişi six pron.
altı şey six pron.
on altı tanesi sixteen pron.
kırk altı tanesi forty-six pron.
altmış altı tanesi sixty-six pron.
altı anlamı veren ön ek hex- pref.
birleşik devletler'in proje amaçlı gönderdiği altı insansız uydu pogo (polar orbiting geophysical observatory) abrev.
Phrasals
bir yeri duman altı etmek smoke something up v.
Phrases
beş altı tane five or six n.
altı saatte bir every 6 hours adj.
altı saatte bir every six hours adj.
altı çizili kelimeler için sorular sor ask questions for the underlined words expr.
Colloquial
altı rakamı captain hicks n.
deri altı enjeksiyonu needle n.
yorgunluk ve uyku eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan göz altı lekeleri coon eye n.
yorgunluk ve uyku eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan göz altı lekeleri coon eyes n.
altı baklava karın kası six-pack n.
köprü altı çocuğu gamin n.
köprü altı çocuğu a street arab n.
köprü altı çocuğu throwaway n.
merdiven altı uyuşturucu bathtub crank n.
merdiven altı met bathtub crank n.
merdiven altı kristal meth bathtub crank n.
merdiven altı krank bathtub crank n.
üst üste iki altı ay double six n.
göz altı morluğu/morlukları coon eye(s) n.
merdiven altı içkisi bathtub gin n.
merdiven altı uyarıcılar bathtub crank n.
bel altı mizah locker-room humor n.
18 yaş altı ergen juvie n.
18 yaş altı genç juvie n.
diz altı midi n.
diz altı boyu midi n.
(suçlu eşkali belirlemede) tanığa sunulan altı fotoğraf six-pack [uk] n.
merdiven altı backstreet adj.
diz altı hizasına gelen midi adj.
altı ayda bir once every six months adv.
her altı ayda bir once every six months adv.
altı boş (görüş/düşünce) on shaky ground expr.
altı ay boyunca haftada üç kere three times a week for six months expr.
altı boş (görüş/düşünce) on dangerous ground expr.
altı saat önce six hours ago expr.
altı saat sonra six hours later expr.
geçtiğimiz altı yıl last six years expr.
on altı yıl sixteen years expr.
altı üstüne gelmiş from here to sunday expr.
Idioms
bel altı espri/şaka below the belt jokes n.
(erkek erkeğe yapılan) bel altı şakalar locker-room jokes n.
bel altı vuran yorum cutting remark n.
dünyadaki iki insan arasında ortalama altı veya daha az bağlantı olduğu teorisi six degrees of separation n.
göz altı morluğu/morlukları raccoon eyes n.
göz altı morluğu/morlukları raccoon eye n.
altı üstüne gelmiş tekne rag bagger n.
altı can almak claim the lives of six people v.
altı insanın canına mal olmak claim the lives of six people v.
altı kişinin canını almak claim the lives of six people v.
bir sorunu sümen altı etmek paper over something v.
bel altı olmak be near the knuckle v.
bel altı vurmak aim below the belt v.
bir sorunu sümen altı etmek paper something over v.
bel altı vurmak hit below the belt v.
hasır altı etmek hush up v.
hasır altı etmek keep the lid on v.
hasır altı etmek paper something over v.
hasır altı etmek paper over something v.
hasır altı etmek smooth over the cracks v.
hasır altı etmek hush up the matter v.
hasır altı etmek paper over the cracks v.
gözlerinin altı torbalanmak have bags under one's eyes v.
gözlerinin altı morarmak have bags under one's eyes v.
sümen altı etmek sweep something under the mat v.
sümen altı etmek smooth over the cracks v.
sümen altı etmek paper over the cracks v.
sümen altı etmek sweep something under the rug v.
sümen altı etmek sweep under the carpet v.
sümen altı etmek sweep under the rug v.
hasır altı etmek draw the curtain v.
hasır altı etmek draw the curtain over (something) v.
hasır altı etmek cast a veil over (something) v.
hasır altı etmek draw the curtain v.
hasır altı etmek draw the curtain over (something) v.
kafası bel altı şeylere çalışmak have a dirty mind v.
bel altı vuruş yapmak be below the belt v.
içi/altı boş olmak be all hat and no cattle [us] v.
altı/arkası boş olmak be out on a limb v.
altı üstüne getirilmek/gelmek be ripped to shreds v.
bel altı vurmak hit below the belt v.
bel altı konuşmak have mind in the gutter v.
aklı fikri bel altı şeylerde olmak have mind in the gutter v.
aklı bel altı şeylere çalışmak have mind in the gutter v.
(birini) bel altı vurmak hit (one) below the belt v.
krikette topu altı koşu kazandıracak kadar uzağa vurmak hit/knock something for six v.
krikette altı koşuluk vuruş yapmak hit/knock something for six v.
sümen altı etmek paper over v.
hasır altı etmek paper over v.
mükemmelin bir tık altı less-than-stellar adj.
bir kademe/seviye altı notch below expr.
bel altı near the knuckle expr.
merdiven altı (üretim vb) under the counter expr.
üstü kalay altı kaval stick out like a sore thumb expr.
hep hasır altı edildi and the band played on expr.
içi/altı boş all hat and no cattle [us] expr.
altı boş kalmış (out) on a limb expr.
tüm oyuncuların en fazla altı adımda kevin bacon'la bir bağı çıkar six degrees of kevin bacon expr.
altı boş kalmış on a limb expr.
Speaking
altı peni half-shilling n.
altı peni the tanner n.
altı peni sixpence n.
(standart altı ingilizcede) onun it's adj.
altı ayda bir adresim değişirdi my address changed every six months expr.
altı buçukta kalkarım I get up at 6:30 expr.
altı buçukta kalkıyorum I get up at 6:30 expr.
altı buçukta kalktım I got up at 6:30 expr.
altı gün oldu it's been six days expr.
ben burada altı yıldır çalışıyorum I have worked here for six years expr.
beş altı gün içinde döneceğim I'll be back in five or six days expr.
ben on altı yaşındayım I am sixteen years old expr.
her şey altı hafta önce başladı it all started six weeks ago expr.
o altı yaşına giriyor he is turning 6 years old expr.
tutuklanmasından altı saat sonra six hours after his arrest expr.
voleybol altı kişi ile oynanır volleyball is played with six players expr.
voleybol altı oyuncu ile oynanır volleyball is played with six players expr.
voleybol altı kişi ile oynanır volleyball is played with 6 players expr.
voleybol altı oyuncu ile oynanır volleyball is played with 6 players expr.
altı çizili fiillerin kısa hallerini yazınız write the short forms of the underlined verbs expr.
Trade/Economic
altı haneli kazanç six-figure income n.
altı aylık ödeme semiannual payment n.
altı ayda bir faiz işleme semi annual compounding n.
altı nüsha sextuplicate n.
altı sigma 6 sigma n.
altı sigma six sigma n.
çizgi altı below the line n.
çizgi altı işlemleri below-the-line transactions n.
fatura altı ıskonto total invoice discount n.
güverte altı under-deck n.
ilk altı ay first half n.
lot altı hisse senetleri broken lot n.
kasara altı yolcusu steerage passenger n.
kasara altı geçidi awning deck n.
lot altı satış under lot sales n.
lot altı satış under lot sales n.
lot altı menkul değer taciri odd lot trader n.
lot altı odd lot n.
yastık altı tasarruf under-the-mattress saving n.
yastık altı tasarruf mattress saving n.
yastık altı birikim cushion of capital n.
yer altı ve yerüstü düzenleri underground and overland plants n.
yalın altı sigma lean six sigma n.
yer altı ve yer üstü düzenleri underground and overland plants n.
yastık altı tasarrufu mattress saving n.
yönetici altı personel non-manager personnel n.
altı peni zack n.
altı aylık semi-annual adj.
altı aylık half yearly adj.
altı aylık semi annual adj.
altı aylık semiannual adj.
altı imzalanmış undersigned adj.
marjinal altı submarginal adj.
standart altı substandard adj.
standart altı sub-standard adj.
altı aydan uzun süre ile tutulan finansal varlıklar ile ilgili long-term adj.