Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
Hide
Details
Clear
History :
double overhead camshaft
gerçekleri göz ardı ederek üretilmiş
geocentric latitude
bar, masa ve sandalye içeren tren vagonu
'-malı
History
Sentences
Meanings of
"'-malı"
in English Turkish Dictionary : 3 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
'-malı
of
prep.
Colloquial
2
Colloquial
'-malı
oughta
v.
3
Colloquial
'-malı
oughtta
v.
Meanings of
"'-malı"
with other terms in English Turkish Dictionary : 278 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
dünya malı
possessions
n.
Better to give up
possessions
than to live in discontent with others.
Başkaları ile hoşnutsuzluk içinde yaşamaktansa
dünya malından
vazgeçmek daha iyi.
More Sentences
2
General
kamu malı
public domain
n.
It's in the
public domain.
Kamu malı.
More Sentences
3
General
in malı
domain
n.
These forests were all government
domain
.
Bu ormanların hepsi devlet
in malı
.
More Sentences
4
General
meli/malı
will
v.
That
will
be my mother calling.
Annem arıyor
olmalı
.
More Sentences
5
General
çin malı
made in china
adj.
This screw is
made in China.
Bu vida
Çin malı.
More Sentences
Trade/Economic
6
Trade/Economic
ihraç malı
exports
n.
Dried fruits, fruit and vegetables are also major
exports.
Kurutulmuş meyveler, yaş meyve ve sebzeler de önemli
ihraç mallarıdır.
More Sentences
7
Trade/Economic
kamu malı
public domain
n.
Is that a
public domain
book?
O
kamu malı
bir kitap mı?
More Sentences
Law
8
Law
kamu malı
public domain
n.
Is it in the
public domain?
O,
kamu malı
mı?
More Sentences
9
Law
kamu malı
public domain
n.
Is it in the
public domain?
Kamu malı
mı?
More Sentences
General
10
General
halkın malı
public domain
n.
11
General
orta malı
prostitute
n.
12
General
ithal malı belgelendirilmesi
certification of imported goods
n.
13
General
menkul veya gayrimenkul bir şeyi veya bir malı başkasına ferağ edilememe koşuluyla bir kimseye veya mirasçılarına tesis yoluyla bağışlama
entailed interests
n.
14
General
ithal malı uygunluk belgesi
conformity certificate for imported goods
n.
15
General
orta malı
common to all
n.
16
General
mezat malı
rummage goods
n.
17
General
kendi malı olmayan bir mülkte kanuna aykırı olarak oturan kimse
squatter
n.
18
General
piyasadaki malı kapatma
coemption
n.
19
General
mezat malı
auction goods
n.
20
General
çalınmış malı alma
receiving stolen goods
n.
21
General
mezat malı
rummage
n.
22
General
yağma malı
spoil
n.
23
General
piyasadaki malı kapatan ve istif eden
engrosser
n.
24
General
yerli malı
home product
n.
25
General
yerli malı
domestic good
n.
26
General
işporta malı
catchpenny
n.
27
General
ithal malı
import
n.
28
General
ihraç malı
export
n.
29
General
kendi malı gibi kullanma
conversion to one's own use
n.
30
General
kamu malı
public property
n.
31
General
dayanıklı tüketim malı
durable consumer goods
n.
32
General
dayanıklı tüketim malı
durable consumer product
n.
33
General
dünya malı
wealth
n.
34
General
-malı
gotta (have got to)
n.
35
General
yerli malı
home made
n.
36
General
çin malı ürünler
chinese made (products)
n.
37
General
kamu malı
government property
n.
38
General
ikinci el malı
second hand article
n.
39
General
koleksiyon malı
collectible
n.
40
General
orta malı olarak görülen kadın
quiff
n.
41
General
dünya malı
worldly good
n.
42
General
dünya malı
worldly possession
n.
43
General
tüccarları bir malı sattıkları fiyattan daha yüksek fiyata almaya zorlayan ani piyasa değişimi
hug
n.
44
General
devlet malı
government property
n.
45
General
tüketim malı
fodder
n.
46
General
alınan malı tekrar satma
sellback
n.
47
General
izin almadan kullanmak (başkasının malı olan bir şeyi)
make free with
v.
48
General
kanuna aykırı olarak oturmak (kendi malı olmayan bir mülkte)
squat
v.
49
General
malı olmak (bir şey birinin)
belong to
v.
50
General
malı olmak
own
v.
51
General
mezatta çekici vurup malı son fiyatı verenin üzerine bırakmak
knock down
v.
52
General
henüz elde olmayan malı ileride teslim etmek üzere satmak
sell short
v.
53
General
-ecek, -acak, -meli, -malı
shouldst (shall)
v.
54
General
-meli/-malı (yapmalı/bilmeli vb)
ought to
v.
55
General
malı gümrükten çekmek
clear the goods
v.
56
General
malı limandan çekmek
clear the goods from the port
v.
57
General
-meli/-malı
be supposed to
v.
58
General
-malı
have to
v.
59
General
-malı
should
v.
60
General
-malı
must
v.
61
General
-meli/-malı
might
v.
62
General
ipotekli malı haczetmek
foreclose a mortgage
v.
63
General
meli malı
have to/must
v.
64
General
(sahte malı, parayı) bulup teşhir etmek
nail an assertion
v.
65
General
-malı
maun [scotland]
v.
66
General
-meli/-malı
micht [scotland]
v.
67
General
-malı
would [obsolete]
v.
68
General
-malı
mun
v.
69
General
(malı) göndermek
invoice
v.
70
General
halkın malı olan
communal
adj.
71
General
umumun malı olan
communal
adj.
72
General
… malı (türk malı vb)
made in
adj.
73
General
yabancı malı
exotic
adj.
74
General
malı olan
possessional
adj.
75
General
-in malı
estate of
prep.
Phrasals
76
Phrasals
(malı) alıp elden çıkarmak
turn over
v.
77
Phrasals
sahte malı itelemek
fob off
v.
78
Phrasals
(malı) kakalamak
put off
v.
79
Phrasals
(birinin) malı olmak
belong to (someone)
v.
80
Phrasals
piyasadaki tüm malı satın almak
buy something up
v.
Proverb
81
Proverb
dünya malı dünyada kalır
you can't take it with you when you die
82
Proverb
zenginin malı züğürdün çenesini yorar
the rich man's wealth tires the poor man's jaw
Colloquial
83
Colloquial
yağma malı
booty
n.
84
Colloquial
bir malı ya da hizmeti ederinin çok altında satın almak isteyen kişi
low baller
n.
85
Colloquial
kendi malı gibi kullanmak
make free with
v.
86
Colloquial
malı götürmek
make a score
v.
87
Colloquial
birinin malı
in someone's name
expr.
Idioms
88
Idioms
bir malı/hizmeti satmak amacıyla ticari bir metin hazırlamak
put together a pitch
v.
89
Idioms
kendi malı gibi kullanmak
make free with
v.
90
Idioms
malı götürmek
get all the marbles
v.
91
Idioms
malı götürmek
end up with all the marbles
v.
92
Idioms
malı götürmek
win all the marbles
v.
93
Idioms
çin malı almak
feed the dragon
v.
94
Idioms
çin malı almak/satmak
feed the dragon
v.
95
Idioms
malı götürmek
scoop the kitty [uk/australia]
v.
96
Idioms
dünya malı dünyada kalır
can't take it with you
expr.
Speaking
97
Speaking
dünya malı dünyanın
you can't take it with you
expr.
Trade/Economic
98
Trade/Economic
(satın alınmış malı) tekrar satan kimse
regrater
n.
99
Trade/Economic
(satın alınmış malı) tekrar satma
regratery
n.
100
Trade/Economic
ara malı
intermediate goods
n.
101
Trade/Economic
amerikan malı kullan yasası
buy american act
n.
102
Trade/Economic
alıcının malı piyasada vermeye razı olacağı bir fiyatın altındaki fiyatlardan satın alması durumu
buyer's surplus
n.
103
Trade/Economic
aynı malı üreten birden fazla firmanın oluşturdukları birlik
horizontal merger
n.
104
Trade/Economic
belli bir süre içinde malı belli fiyattan satın alıp almama hakkı
option to purchase
n.
105
Trade/Economic
belli bir malı sağlayabileceğine inanılan firmaların listesi
business monopoly
n.
106
Trade/Economic
bir kimsenin bir malı tekrar geri almak üzere başkasına bırakması
bailment
n.
107
Trade/Economic
bir malı veya yeni çıkartılan bir menkulün dağıtılmasında kullanılan sistem
distribution network
n.
108
Trade/Economic
bir malı sadece temlik amacıyla muhafaza eden yediemin
bare trustee
n.
109
Trade/Economic
bir hakkın ihlali patenti başkasına ait olan bir malı izinsiz olarak üretme satma veya kullanma
infringement
n.
110
Trade/Economic
bir malı tüketenler veya onu ara malı olarak talep edenler
users
n.
111
Trade/Economic
çalıntı malı alan kimse
receiver of stolen goods
n.
112
Trade/Economic
depo malı
stock
n.
113
Trade/Economic
dışarıya ihraç olunan bir malı üreten ülke
country of origin
n.
114
Trade/Economic
devlet malı ya da devletçe kontrol edilen ticaret şirketleri
state trading companies
n.
115
Trade/Economic
devletin ortak olduğu yarı resmi devlet malı
semi-state
n.
116
Trade/Economic
döner sermaye malı
circulating capital goods
n.
117
Trade/Economic
dolaşan sermaye malı
circulating capital goods
n.
118
Trade/Economic
farklı türdeki pek çok malı satan büyük mağaza
department store
n.
119
Trade/Economic
geminin malı teslim veya boşaltma limanı
port of delivery
n.
120
Trade/Economic
gümrükten malı çekme
clearance
n.
121
Trade/Economic
geminin malı tesiim edeceği liman
port of destination
n.
122
Trade/Economic
her malı satan tüccar
universal provider
n.
123
Trade/Economic
her tür malı kapsayan sigorta
blanket insurance
n.
124
Trade/Economic
işporta malı
catchpenny
n.
125
Trade/Economic
ithal malı
import article
n.
126
Trade/Economic
ihraç malı
exportation
n.
127
Trade/Economic
ithal malı getiren gemi
import ship
n.
128
Trade/Economic
ikinci el malı
second hand article
n.
129
Trade/Economic
ihraç malı sağlayan
export supplier
n.
130
Trade/Economic
ikame malı
substitute good
n.
131
Trade/Economic
iç ve dış alıcılara malı tanıtmaya yönelik sergileme yöntemi
trade show
n.
132
Trade/Economic
ihraç malı
export
n.
133
Trade/Economic
kamu malı
public good
n.
134
Trade/Economic
kamyon içinde taşıdığı malı doğrudan perakendeciye pazarlayan satıcı
truck wholesaler
n.
135
Trade/Economic
kamu malı
public property
n.
136
Trade/Economic
kiracının malı başkasına kiraya vermesi
sublease
n.
137
Trade/Economic
malı görmeden teklifte bulunma
blind bidding
n.
138
Trade/Economic
malı gönderen
consignor
n.
139
Trade/Economic
malı sevkeden
export shipper
n.
140
Trade/Economic
malı kalitesine göre etiketleme
grade labeling
n.
141
Trade/Economic
malı sevk etmeden önce ihracatçı tarafından düzenlenen poliçe
advance bill
n.
142
Trade/Economic
malı alıcıya göndermeden önce çekilen poliçe
advance bill
n.
143
Trade/Economic
malı satın alan
buyer
n.
144
Trade/Economic
malı dökme halinde sevketme
bulk shipment
n.
145
Trade/Economic
malı yükleyen
shipper
n.
146
Trade/Economic
malı gönderen kimse
consignor
n.
147
Trade/Economic
malı/hizmeti devralan kişi ya da kurum
grantee
n.
148
Trade/Economic
malı satın almaya özendirmek için aşama aşama tam ve ayrıntılı bilgi sunma temeline dayalı bir satış biçimi
formula selling presentation
n.
149
Trade/Economic
malı alacak olan
consignee
n.
150
Trade/Economic
malı sevkeden
consignor
n.
151
Trade/Economic
piyasanın başlıca ticaret malı
staple
n.
152
Trade/Economic
sarf edilebilir ordu malı
expendable property
n.
153
Trade/Economic
satılan malı belirten poliçe
commodity draft
n.
154
Trade/Economic
sabit sermaye malı
fixed capital goods
n.
155
Trade/Economic
sermaye malı üreten sermaye
instrumental capital
n.
156
Trade/Economic
sermaye malı
capital good
n.
157
Trade/Economic
sermaye malı satın almak veya sermaye malının değerini artırmaya yönelik harcamalar
capital expenditures
n.
158
Trade/Economic
stoktan malı çıkarma
dishoarding
n.
159
Trade/Economic
tüketim malı
consumer good
n.
160
Trade/Economic
tüketim malı
consumer product
n.
161
Trade/Economic
türk malı
made in turkey
n.
162
Trade/Economic
yerli malı kullan sloganı
buy national bias
n.
163
Trade/Economic
yerli malı haftası
domestic goods week
n.
164
Trade/Economic
zaruri tüketim malı
impulse good
n.
165
Trade/Economic
yerli malı haftası
local products week
n.
166
Trade/Economic
yerli malı belgesi
domestic goods certificate
n.
167
Trade/Economic
yerli malı haftası
week of domestic goods
n.
168
Trade/Economic
giffen malı
giffen good
n.
169
Trade/Economic
malı diğer alıcılar teklif yapmadan önce satın alma fırsatı
first refusal
n.
170
Trade/Economic
(satın alınmış malı) tekrar satmak
regrate
v.
171
Trade/Economic
bir malı başka bir mal elde etmek için talep etmek
derived demand
v.
172
Trade/Economic
bir ürünü/eşyayı/malı piyasaya sürmek
introduce a product into the market
v.
173
Trade/Economic
bir ürünü/eşyayı/malı piyasaya sürmek
launch a product
v.
174
Trade/Economic
malı gümrük antreposuna koymak
bond
v.
175
Trade/Economic
malı geri çağırmak
product recall
v.
176
Trade/Economic
kar etmek amacıyla elde bulunmayan malı ilerde teslim etmek üzere satmak
sell short
v.
177
Trade/Economic
malı toplatmak
product recall
v.
178
Trade/Economic
malı gümrükten çekmek
clear goods from customs
v.
179
Trade/Economic
satışa sunmadan önce bir malı her yönden denemek
pre-test
v.
180
Trade/Economic
sermaye malı için yapılan harcamalara gider hesabı yerine sabit değerler hesabında yer vermek
capitalise
v.
181
Trade/Economic
satışa sunmadan önce bir malı her yönden denemek
pretest
v.
182
Trade/Economic
sermaye malı için yapılan harcamalara gider hesabı yerine sabit değerler hesabında yer vermek
capitalize
v.
183
Trade/Economic
(malı) adil ticaret anlaşması çerçevesinde pazarlamak
fair trade
v.
184
Trade/Economic
(dayanıklı tüketim malı fiyatına) usulsüz zam yapmak
pack
v.
185
Trade/Economic
bir malı başka mal veya hizmetlerin üzerine para vererek tedarik etmek
part-exchange
v.
186
Trade/Economic
devlet malı
ret state-owned
adj.
187
Trade/Economic
devlet malı
state-owned
adj.
188
Trade/Economic
kiraladığı malı başkasına kiraya veren
subtenant
adj.
189
Trade/Economic
nakitle öde ve malı götür
cash and carry wholesaler
expr.
190
Trade/Economic
malı ver parayı al
pitch and pay
expr.
Law
191
Law
malı vs. devralan kimse
cessionary
n.
192
Law
amme malı
public domain
n.
193
Law
çalınmış malı alma
receiving stolen goods
n.
194
Law
devlet malı
state property
n.
195
Law
devlet malı
crown property
n.
196
Law
kamu malı
public property
n.
197
Law
kamu malı
crown property
n.
198
Law
kıymeti düşük bir malı yüksek kıymette sigorta ettirme
gambling policy
n.
199
Law
malı haczedilen kişi
distrainee
n.
200
Law
malı mülkü elinden alınan kişi
disseisee
n.
201
Law
rehin amacıyla başkasına ait malı hapseden kimse
seizor
n.
202
Law
rehin amacıyla başkasına ait malı hapseden kimse
distrainer
n.
203
Law
rehin amacıyla başkasına ait malı hapseden kimse
distrainor
n.
204
Law
rehin amacıyla başkasına ait malı hapseden kimse
forecloser
n.
205
Law
rehin amacıyla başkasına ait malı hapseden kimse
confiscator
n.
206
Law
kiracının malı başkasına kiraya vermesi
undertenancy
n.
207
Law
malı teminat olarak verme
deposit
n.
208
Law
ipotekli malı haczetmek
foreclose a mortgager
v.
209
Law
malı taşıyana teslim etmek
consign
v.
210
Law
parayı ödemediği için ipotekli malı sahibinin elinden almak
foreclose
v.
Politics
211
Politics
devlet malı
state property
n.
212
Politics
devlet malı
public property
n.
213
Politics
devlet malı
government property
n.
214
Politics
kamu malı
public good
n.
215
Politics
kamu malı
public property
n.
216
Politics
tüketim malı
consumption product
n.
217
Politics
bir topluluğun özgür üyelerinin ortak malı olan toprak parçası
mark
n.
218
Politics
kamu malı ve müstakil malın birbirine dayalı bütünlüğünü etkilemek
scramble
v.
Insurance
219
Insurance
malı kurtaran kişi
salvor
n.
220
Insurance
varış limanının buzlanma nedeniyle malın boşaltılmasına elverişli olmaması dolayısıyla geminin en yakın bir diğer limanda malı boşaltabilmesi için yön değiştirmesine izin veren hüküm
ice deviation clause
n.
221
Insurance
poliçe sahibinin poliçe kapsamında ödeme alabilmek için sigortalı malı yok etme riski
moral hazard
n.
Technical
222
Technical
hadde malı kurşun levha
rolled lead
n.
223
Technical
tüketim malı
consumable
n.
224
Technical
(kuru süreç sırlamasında) sıcak malı kuru emaye tozuyla kaplamak
dredge
v.
Construction
225
Construction
kamu orta malı
public property
n.
226
Construction
kamu orta malı
common property
n.
227
Construction
kamu taşınmaz malı
entailed land
n.
Transportation
228
Transportation
malı teslim alan
ship-to party
n.
Marine
229
Marine
devlet malı gemi
public ship vessel
n.
230
Marine
malı durdurma hakkı
stoppage in transit
n.
231
Marine
malı durdurma hakkı
stoppage in transitu
n.
232
Marine
varış limanında malı gemiden almak için ödenen ücret
collecting free
n.
Tobacco
233
Tobacco
malı gönderen
consigner
n.
234
Tobacco
malı alacak olan
consingee
n.
Education
235
Education
yerli malı haftası
domestic products week
n.
236
Education
yerli malı haftası
domestic goods week
n.
History
237
History
aynı malı yeniden gasp eden kimse
post-disseizor
n.
Religious
238
Religious
dünya malı ve cinsel ilişkiden vazgeçen bir tarikata mensup kadın
monial
n.
Military
239
Military
anayurt dışı menkul ordu malı fazlası
foreign excess personnel property
n.
240
Military
garnizon ordu malı
post property
n.
241
Military
geçici ordu malı
nonmilitary property
n.
242
Military
gayrimenkul ordu malı
real property
n.
243
Military
hizmete elverişsiz ordu malı
unserviceable property
n.
244
Military
hurda ordu malı
scrap and waste
n.
245
Military
hizmete elverişli ordu malı
serviceable property
n.
246
Military
malı teslim alacak makam
consignee
n.
247
Military
ordu malı
military property
n.
248
Military
onarılmayan ordu malı
nonrepairable property
n.
249
Military
ordu malı
property
n.
250
Military
ordu donatım malı
ordnance property
n.
251
Military
sabit ordu malı
permanent property
n.
252
Military
standart olmayan ordu malı
nonstandard military property
n.
253
Military
tüketilebilir ordu malı
expendable property
n.
254
Military
abd'de donanma gözetimindeki devlet malı gemi
united states naval ship
n.
255
Military
abd'de donanma gözetimindeki devlet malı gemi
usns (united states naval ship)
n.
256
Military
ihtiyaç fazlası ordu malı
excess property
n.
Ottoman Turkish
257
Ottoman Turkish
miri malı
public domain
n.
258
Ottoman Turkish
mîrî malı
public domain
n.
Latin
259
Latin
cihaz malı
dos
n.
260
Latin
kamu malı
res publicae
n.
Archaic
261
Archaic
yağma malı
pillage
n.
262
Archaic
-malı
shouldest
v.
Slang
263
Slang
orta malı
alley cat
n.
264
Slang
orta malı
garden tool
n.
265
Slang
ortalık malı
garden tool
n.
266
Slang
yağma malı
boodle
n.
267
Slang
ortalık malı (kadın)
the town bicycle
n.
268
Slang
ortalık malı (kadın)
the village bicycle
n.
269
Slang
babasının malı olmak
hog cadillac
v.
270
Slang
malı götürmek
make out like a bandit
v.
271
Slang
malı götürmek
furnish money
v.
272
Slang
malı götürmek
grand slam
v.
273
Slang
malı götürmek
make a scoop
v.
274
Slang
malı götürmek
make a big haul
v.
275
Slang
malı götürmek
shoot the moon
v.
276
Slang
malı götürmek
get the bag
v.
277
Slang
malı çok olan
stinking
adj.
278
Slang
amına koyduğumun malı
fucking idiot
exclam.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of '-malı
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy