Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | şaşırtıcı biçimde | surprisingly adv. | ||
Tom's French was surprisingly good. Tom'un Fransızcası şaşırtıcı biçimde iyiydi. More Sentences |
||||
General | şaşırtıcı biçimde | phenomenally adv. | ||
Idioms | ||||
Idioms | şaşırtıcı biçimde | as if by magic adv. |
Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | şaşırtıcı bir biçimde | surprisingly adv. | ||
The doll was surprisingly lifelike. Bebek şaşırtıcı bir biçimde canlı gibiydi. More Sentences |
||||
General | şaşırtıcı bir biçimde | startlingly adv. | ||
General | şaşırtıcı bir biçimde | strikingly adv. | ||
General | şaşırtıcı bir biçimde | scandalously adv. |