Turkish - English Sentences
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Sentences
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Hide
Details
Clear
History :
asociación de operadores públicos europeos de redes de telecomunicación
long-tailed hopping mouse
firme multiproduits
History
English
Turkish
1
stick together
birbirine yapışmak
v.
Were your eyelids
stuck together
when you woke up this morning?
Bu sabah uyandığınızda göz kapaklarınız
birbirine yapışmış
mıydı?
They were
stuck together
to maintain their own body heat.
Kendi vücut ısılarını korumak için
birbirlerine yapıştılar.
They were
stuck together
to maintain their own body heat.
Vücut ısılarını korumak için
birbirlerine yapışmışlardı.
Two pages of the book
stuck together.
Kitabın iki sayfası
birbirine yapışmış.
Show More (1)
2
stick together
bir arada kalmak
v.
We need to
stick together.
Bir arada kalmalıyız.
We'll
stick together.
Bir arada kalacağız.
We should
stick together.
Bir arada kalmalıyız.
Show More (0)