1 |
shattered |
paramparça olmuş |
adj. |
|
- The skilled craftsman restored the shattered vase piece by piece.
- Yetenekli zanaatkâr paramparça olmuş vazoyu parça parça onardı.
- The teacup fell down and shattered.
- Çay fincanı düştü ve paramparça oldu.
- The vase fell to the floor and shattered.
- Vazo yere düştü ve paramparça oldu.
- I'm shattered.
- Paramparça oldum.
Show More (1)
|
2 |
shattered |
parçalara ayrılmış |
adj. |
|
- Tom dropped a cup on the floor and it shattered into a thousand pieces.
- Tom yere bir bardak düşürdü ve bardak binlerce parçaya ayrıldı.
- The priceless china shattered into fragments.
- Paha biçilmez porselen, parçalara ayrıldı.
- The glass shattered into pieces.
- Bardak parçalara ayrıldı.
Show More (0)
|
3 |
shattered |
parçalanmış |
adj. |
|
- The vase was shattered.
- Vazo parçalandı.
- The teacup fell down and shattered.
- Çay fincanı düştü ve parçalandı.
Show More (-1)
|
4 |
shattered |
kırılmış |
adj. |
|
- There was shattered glass everywhere.
- Her yerde cam kırıkları vardı.
Show More (-2)
|