own right - English Turkish Sentences
English Turkish
own right (birinin) kendi hakkı n.
  • To look the other way is to throw away our own rights and our claim to call ourselves civilised.
  • Bunu görmezden gelmek, kendi haklarımızı ve kendimize medeni deme iddiamızı bir kenara atmak demektir.
  • It is our task to ensure that citizens are also given resources to campaign themselves for their own rights.
  • Vatandaşlara kendi hakları için mücadele edebilecekleri kaynakların verilmesini sağlamak da bizim görevimizdir.
  • It is our task to ensure that citizens are also given resources to campaign themselves for their own rights.
  • Bizim görevimiz vatandaşlara kendi hakları için mücadele edebilecekleri kaynakların da verilmesini sağlamaktır.
Show More (0)
own right (birinin) kendi başarısı n.
  • It forms an ecosystem, an entity in its own right, rich in its environment and in its culture.
  • Bir ekosistem oluşturur, kendi başına bir varlıktır, çevresi ve kültürü bakımından zengindir.
  • Terrorism has been identified as a phenomenon that should be condemned in its own right and eradicated.
  • Terörizm, kendi başına kınanması ve ortadan kaldırılması gereken bir olgu olarak tanımlanmıştır.
Show More (-1)