|
- These lights represent information beamed from the satellite-tracking systems.
- Bu ışıklar uydu takip sistemlerinden gelen bilgileri temsil ediyor.
- Put two poker tables together and put lights around them.
- İki poker masasını bir araya getirin ve etraflarına ışık koyun.
- Put two poker tables together and put lights around them.
- İki poker masasını bir araya getirin ve etraflarına ışıklar koyun.
- Put two poker tables together and put lights around them.
- Bir çift poker masasını yanyana koyun ve çevresine ışık koyun.
- Tom turned on the lights.
- Tom ışıkları yaktı.
- Suddenly, all the lights went out.
- Birdenbire, bütün ışıklar söndü.
- Could you turn off the lights?
- Işıkları kapatır mısın?
- Leave the lights on!
- Işıkları açık bırak!
- Tom asked Mary to turn on the lights.
- Tom Mary'den ışıkları açmasını istedi.
- The lights turned off.
- Işıklar kapandı.
- Would anyone mind if I turned on some lights?
- Bazı ışıkları açsam bir sakıncası var mı?
- There're no lights.
- Hiç ışık yok.
- I've never seen so many lights.
- Hiç bu kadar çok ışık görmemiştim.
- Keep the lights on.
- Işıkları açık tut.
- Do you want the lights left on?
- Işıkların açık kalmasını ister misin?
- What's the matter with the lights?
- Işıkların nesi var?
- The lights aren't on.
- Işıklar açık değil.
- The Christmas tree was blazing with lights.
- Noel ağacı ışıklarla parlıyordu.
- He turned off all the lights at eleven.
- Saat on birde bütün ışıkları kapattı.
- Could you dim the lights a little?
- Işıkları biraz kısabilir misin?
- Suddenly, all the lights went out.
- Aniden bütün ışıklar söndü.
- Why did you turn the lights off?
- Neden ışıkları kapattın?
- The lights went out.
- Işıklar söndü.
- These lights are beautiful!
- Bu ışıklar çok güzel!
- Red and blue lights flashed behind them.
- Kırmızı ve mavi ışıklar arkalarında parladı.
- Would you like me to turn on the lights?
- Işıkları açmamı ister misin?
- What are all those lights for?
- Bütün bu ışıklar ne için?
- Why did you have the lights turned off?
- Neden ışıkları kapattırdın?
- I dimmed the lights.
- Işıkları kararttım.
- Suddenly, red and blue lights start flashing behind us.
- Birden arkamızda kırmızı ve mavi ışıklar yanıp sönmeye başladı.
- Could you turn off the lights?
- Işıkları kapatabilir misiniz?
- Leave the lights on.
- Işıkları açık bırak.
- Tom entered the room and turned on the lights.
- Tom odaya girdi ve ışıkları açtı.
- Are you going to leave the lights on?
- Işıkları açık bırakacak mısın?
- When Tom drove by Mary's house, he noticed that the lights were still on.
- Tom, Mary'nin evinin önünden geçerken ışıkların hâlâ açık olduğunu fark etti.
- I forgot to turn off the lights.
- Işıkları kapatmayı unuttum.
- Tom flashed his lights at Mary.
- Tom ışıklarını Mary'ye doğru tuttu.
- Suddenly all the lights went out.
- Birdenbire tüm ışıklar söndü.
- I'd appreciate it if you'd turn off the lights.
- Işıkları söndürürsen, minnettar olurum.
- Why did the lights go out?
- Işıklar neden söndü?
- Don't forget to turn off all the lights before going to bed.
- Yatmadan önce bütün ışıkları kapatmayı unutma.
- Turn off the lights.
- Işıkları kapat.
- There are no lights on in that building.
- O binada hiç açık ışık yok.
- Turn off the lights when you leave the room.
- Odadan çıkarken ışıkları kapatın.
- Is it OK if I turn on the lights?
- Işıkları açarsam sorun olur mu?
- The lights in the kitchen burned all night.
- Mutfağın ışıkları bütün gece yandı.
- He saw the lights.
- Işıkları gördü.
- When Tom drove by Mary's house, he noticed that the lights were still on.
- Tom, Mary'nin evine gittiğinde, ışıkların hâlâ açık olduğunu fark etti.
- Turn off the lights and go to sleep.
- Işıkları kapat ve uyu.
- The lights went down and the curtain went up.
- Işıklar söndü ve perde açıldı.
- Can we turn some lights on?
- Işıkları açabilir miyiz?
- You left the lights on.
- Işıkları açık bıraktın.
- Tom fell asleep as soon as the lights went out.
- Tom ışıklar söner sönmez uykuya daldı.
- We decorated the Christmas tree with lights.
- Noel ağacını ışıklarla dekore ettik.
- I'd appreciate it if you'd turn off the lights.
- Işıkları kapatırsanız memnun olurum.
- Do you want the lights on or off?
- Işıkları açmak mı yoksa kapatmak mı istiyorsun?
- Tom dimmed the lights.
- Tom ışıkları kararttı.
- All at once the lights went out.
- Işıkların hepsi aynı anda söndü.
- Tom usually sleeps with the lights on.
- Tom genellikle ışıklar açıkken uyur.
- You should turn off the lights when you leave a room.
- Bir odadan çıktığınızda ışıkları kapatmalısınız.
- There are still some lights on upstairs.
- Üst katta hâlâ bazı ışıklar var.
- Tom usually sleeps with the lights on.
- Tom genelde ışıklar açık şekilde uyur.
- The lights in the bathroom aren't working.
- Banyodaki ışıklar çalışmıyor.
- Turn off the lights and go to sleep.
- Işıkları kapat ve uyumaya git.
- I was driving by and saw your lights on.
- Arabayla geçiyordum ve ışıklarınızı açık gördüm.
- Why aren't there any lights?
- Neden hiç ışık yok?
- Somebody left the lights on.
- Birisi ışıkları açık bırakmış.
- Please turn off the lights.
- Lütfen ışıkları kapatın.
- Please turn out the lights.
- Lütfen ışıkları söndürün.
- Tom left the lights on all night.
- Tom bütün gece ışıkları açık bıraktı.
- Somebody left the lights on.
- Biri ışıkları açık bıraktı.
- Tom asked me to dim the lights.
- Tom ışıkları söndürmemi istedi.
- Tom's lights were out, so I didn't knock on his door.
- Tom'un ışıkları yanmıyordu, o yüzden kapısını çalmadım.
- Please turn out the lights when you leave.
- Lütfen çıkarken ışıkları söndürün.
- Hit the lights and let's go.
- Işıkları yak da gidelim.
- I love Christmas lights.
- Noel ışıklarına bayılırım.
- Tom went inside the dark room and switched on the lights.
- Tom karanlık odaya girdi ve ışıkları açtı.
- All the lights were on.
- Bütün ışıklar açıktı.
- These lights are beautiful!
- Bu ışıklar güzel!
- Layla saw blue lights flashing behind her car.
- Leyla, arabasının arkasında yanıp sönen mavi ışıkları gördü.
- Turn the Christmas tree lights off when you leave the house.
- Evden çıkarken Noel ağacının ışıklarını kapat.
- Turn off the lights.
- Işıkları kapatın.
- Red and blue lights flashed in Tom's rearview mirror.
- Tom'un dikiz aynasında kırmızı ve mavi ışıklar parladı.
- The lights are on.
- Işıklar açık.
- All the lights went out.
- Bütün ışıklar söndü.
- All of a sudden, all the lights went out.
- Aniden bütün ışıklar söndü.
- Do you mind me leaving the lights on?
- Işıkları açık bırakmamın bir sakıncası var mı senin için?
- I slept with the lights on.
- Işıklar açık uyudum.
- The lights turned off.
- Işıklar kapalı.
- Tom flipped on the lights.
- Tom ışıkları yaktı.
- The lights are now off.
- Şimdi ışıklar kapalı.
- Why did you turn off the lights?
- Neden ışıkları kapattın?
- Did you turn off the lights?
- Işıkları kapattın mı?
- What time do you turn off the lights?
- Işıkları ne zaman kapatıyorsun?
- Could someone get the lights?
- Biri ışıkları açabilir mi?
- Don't turn off the lights.
- Işıkları kapatmayın.
- You can save energy by turning off the lights when you leave a room.
- Odadan çıkarken ışıkları kapatarak enerji tasarrufu yapabilirsiniz.
- What happened to the lights?
- Işıklara ne oldu?
- Tom turned on the lights.
- Tom ışıkları açtı.
- The lights came back on.
- Işıklar geri geldi.
- I'd appreciate it if you would turn off the lights.
- Işıkları kapatırsanız memnun olurum.
- The street lights went on.
- Sokak ışıkları yandı.
- I can't sleep if the lights are on.
- Işıklar açıkken uyuyamam.
- The lights were out.
- Işıklar sönmüştü.
- Last night, I went to sleep with the lights on.
- Dün gece ışıklar açıkken uyudum.
- All the lights were on.
- Tüm ışıklar açıktı.
- Suddenly all the lights went out.
- Aniden ışıklar söndü.
- Tom left the lights on all night.
- Tom, bütün gece ışıkları açık bıraktı.
- Turn off the lights when you leave the room.
- Odadan çıkarsan ışıkları kapa.
- I'll turn on the lights.
- Işıkları açacağım.
- I've turned off most of the lights to save power.
- Enerji tasarrufu yapmak için ışıklardan bazılarını kapattım.
- Please leave the lights off.
- Lütfen ışıkları kapalı bırakın.
- Make sure to turn off all the lights before going out.
- Dışarı çıkmadan önce tüm ışıkları kapattığınızdan emin olun.
- Turn on the lights.
- Işıkları aç.
- Leave the lights off.
- Işıkları kapalı bırak.
- When you leave the room, please make sure you turn off the lights.
- Odadan çıkarken lütfen ışıkları kapattığınızdan emin olun.
- Why are the lights off?
- Işıklar neden kapalı?
- The lights are all off.
- Işıkların hepsi kapalı.
- You never turn off the music and the lights before going to bed.
- Yatmadan önce müziği ve ışıkları asla kapatmazsın.
- Tom was just sitting in dark when I entered the room and turned on the lights.
- Ben odaya girip ışıkları açtığımda Tom karanlıkta oturuyordu.
- Would it be OK if I turned off the lights?
- Işıkları kapatabilir miyim?
- Do you mind me leaving the lights on?
- Işıkları açık bırakmamın sakıncası var mı?
- What do those lights signify?
- O ışıklar ne anlama geliyor?
- Hey, can you turn the lights off?
- Hey, ışıkları söndürebilir misin?
- I'm sure I turned off the lights.
- Işıkları kapattığıma eminim.
- Could you dim the lights a little?
- Işıkları biraz karartır mısın?
- I love Christmas lights.
- Noel ışıklarını seviyorum.
- You left the lights on.
- Işıkları açık bırakmışsın.
- Turn the lights on, otherwise I can't work.
- Işıkları aç, yoksa çalışamam.
- You can turn out the lights now.
- Artık ışıkları kapatabilirsin.
- We decorated the Christmas tree with lights.
- Noel ağacını ışıklarla süsledik.
- Tom asked Mary to turn on the lights.
- Tom, Mary'den ışıkları açmasını istedi.
- Would anyone mind if I turned on some lights?
- Işıkları açsam sorun olur mu?
- Please turn off the lights when you leave the room.
- Lütfen odadan çıkarken ışıkları kapatın.
- The lights went out just now.
- Işıklar şimdi söndü.
- I usually sleep with the lights on.
- Genelde ışıklar açık uyurum.
- Who turned off the lights?
- Işıkları kim kapattı?
- What time do you turn the lights off?
- Işıkları saat kaçta kapatırsınız?
- The lights came back on.
- Işıklar tekrar yandı.
- May I turn off the lights?
- Işıkları kapatabilir miyim?
- I've turned off most of the lights to save power.
- Güç tasarrufu için ışıkların çoğunu kapattım.
- There are four lights!
- Dört tane ışık var!
- Tom entered the dark room and turned on the lights.
- Tom karanlık odaya girdi ve ışıkları açtı.
- Tom turned out the lights.
- Tom ışıkları kapattı.
- I slept with the lights on.
- Işıklar açıkken uyudum.
- Suddenly, all the lights went out.
- Aniden, tüm ışıklar söndü.
- Tom flipped on the lights.
- Tom ışıkları açtı.
- You should turn off the lights when you leave a room.
- Odadan çıkarken ışıkları kapatmalısın.
- Why did you turn off the lights?
- Işıkları neden kapattın?
- She turned off the lights.
- Işıkları kapattı.
- Can we turn some lights on?
- Bazı ışıkları açabilir miyiz?
- The lights automatically turn off.
- Işıklar otomatik olarak kapanır.
- Tom is the one who turned on the lights.
- Tom ışıkları açan kişidir.
- Can we turn on some lights?
- Bazı ışıkları açabilir miyiz?
- I can't sleep with the lights on.
- Işıklar açıkken uyuyamıyorum.
- You forgot to turn the lights off.
- Işıkları kapatmayı unutmuşsun.
- The lights suddenly went out and it become dark.
- Işıklar aniden söndü ve karanlık oldu.
- We still haven't taken down our Christmas lights.
- Noel ışıklarımızı hâlâ indirmedik.
- She turned off the lights.
- O, ışıkları kapattı.
- I was driving by and saw your lights on.
- Arabayla geçerken ışıklarının açık olduğunu gördüm.
- I can't sleep with the lights on.
- Işık açıkken uyuyamam.
- Tom switched off the lights.
- Tom ışıkları kapattı.
- I turned the lights out.
- Işıkları kapattım.
- Lights, camera, action!
- Işıklar, kamera, motor!
- The lights are now off.
- Işıklar artık kapalı.
- Do not leave the lights on when you leave the room.
- Odadan çıkarken ışıkları açık bırakmayın.
- I'm sure I turned off the lights.
- Işıkları kapattığımdan eminim.
- I usually sleep with the lights on.
- Genellikle ışıklar açıkken uyurum.
- There're no lights.
- Işık yok.
- Layla saw blue lights flashing behind her car.
- Layla arabasının arkasında yanıp sönen mavi ışıklar gördü.
- Make sure that the lights are turned off before you leave.
- Gitmeden önce ışıkların kapalı olduğundan emin olun.
- Turn on the lights.
- Işıkları açın.
- Tom flashed his lights at Mary.
- Tom ışıklarını Mary'ye tuttu.
- All of a sudden, the lights went on.
- Birdenbire ışıklar yandı.
- The big building was blazing with lights.
- Büyük bina ışıklarla parlıyordu.
- The lights are on downstairs.
- Işıklar alt kattadır.
- Suddenly, all the lights went out.
- Aniden, tüm ışıklar kapandı.
- Would it be OK if I turned off the lights?
- Işıkları kapatmamın bir sakıncası var mı?
- Hey, can you turn the lights off?
- Hey, ışıkları kapatabilir misin?
- Tom clicked the lights on.
- Tom ışıkları açtı.
- All of a sudden, all the lights went out.
- Birdenbire, tüm ışıklar söndü.
- The lights have been burning all night.
- Işıklar bütün gece yandı.
- The lights automatically turn off.
- Işıklar otomatik olarak kapanıyor.
- Father makes sure that all the lights are off before he goes to bed.
- Babam yatmaya gitmeden önce bütün ışıkların kapalı olduğundan emin olur.
- He saw the lights.
- O, ışıkları gördü.
- Don't turn off the lights.
- Işıkları kapatma.
- Can we turn on some lights?
- Işıkları açabilir miyiz?
- Did you flash your lights?
- Işıklarını yaktın mı?
- I'd appreciate it if you would turn out the lights.
- Işıkları söndürürseniz memnun olurum.
- Are you going to leave the lights on?
- Işıkları açık mı bırakacaksın?
- Tom clicked on the lights.
- Tom ışıkları açtı.
- Would you mind if I turned off the lights?
- Işıkları kapatmamın bir sakıncası var mı?
- Tom turned off the lights.
- Tom ışıkları kapattı.
- I told you not to turn on the lights.
- Işıkları açmamanı söylemiştim.
- When you leave the room, please make sure you turn off the lights.
- Odadan ayrıldığınız zaman ışıkları kapattığınızdan emin olun.
- These shoes have lights in them.
- Bu ayakkabıların içinde ışık var.
- Tom said that he was talking to Mary when the lights went out.
- Tom, ışıklar söndüğünde Mary ile konuştuğunu söyledi.
- Do you want me to turn off the lights?
- Işıkları kapatmamı ister misin?
- Last night, I went to sleep with the lights on.
- Dün gece ışıklar açık uyudum.
- Red and blue lights started flashing in the rearview mirror.
- Dikiz aynasında kırmızı ve mavi ışıklar yanıp sönmeye başladı.
- I turned on the lights.
- Işıkları açtım.
- What are all those lights for?
- Tüm bu ışıklar ne için?
- Tom turned out the lights.
- Tom ışıkları söndürdü.
- He turned off all the lights at eleven.
- O, saat on birde bütün ışıkları kapattı.
- Is it OK if I turn on the lights?
- Işıkları açsam sorun olur mu?
- The big building was blazing with lights.
- Büyük binanın ışıkları yanıyordu.
- Tom was just sitting in dark when I entered the room and turned on the lights.
- Ben odaya girdiğimde ve ışıkları açtığımda Tom karanlıkta oturuyordu.
- She turned off all the lights at ten.
- Saat onda bütün ışıkları kapadı.
- The lights were on, but nobody was home.
- Işıklar açıktı ama evde kimse yoktu.
- We could see the lights of the town in the distance.
- Uzaktan şehrin ışıklarını görebiliyorduk.
- Tom flipped off the lights.
- Tom ışıkları kapattı.
- Why did you turn the lights off?
- Işıkları neden kapattın?
- Tom didn't turn off the lights.
- Tom ışıkları kapatmadı.
- I left the lights on all night last night.
- Dün gece bütün gece boyunca ışıkları açık bıraktım.
- Remember to turn off the lights.
- Işıkları kapatmayı unutma.
- I can't sleep if the lights are on.
- Işıklar açıkken uyuyamıyorum.
- The lights have been burning all night.
- Işıklar bütün gece yanıyordu.
- Red and blue lights flashed in Tom's rearview mirror.
- Tom'un dikiz aynasında kırmızı ve mavi ışıklar yanıp sönüyordu.
- The lights went down and the curtain went up.
- Işıklar söndü ve perde yükseldi.
- Don't forget to turn off all the lights before going to bed.
- Yatmadan önce tüm ışıkları kapatmayı unutmayın.
- Tom's lights weren't on.
- Tom'un ışıkları yanmıyordu.
- Now the lights of the city were bright and very close, and the streetlights shone all night.
- Artık şehrin ışıkları parlak ve çok yakındı, ve sokak lambaları bütün gece parlıyordu.
- Tom is the one who turned on the lights.
- Işıkları açan Tom'du.
- Tom's lights are still on.
- Tom'un ışıkları hala açık.
- Keep the lights on.
- Işıkları açık tutun.
- Tom often leaves the lights on all night.
- Tom sık sık bütün gece ışıkları açık bırakır.
- Soon, in the great theatre, the lights will be put out, and the empty stage will be left to ghosts.
- Yakında büyük tiyatroda ışıklar söndürülecek ve boş sahne hayaletlere terk edilecek.
- Tom asked me to dim the lights.
- Tom ışıkları kısmamı istedi.
- What time do you turn the lights off?
- Işıkları ne zaman kapatıyorsun?
- Why did you have the lights turned off?
- Işıkları neden kapattın?
- Make sure to turn off all the lights before going out.
- Dışarıya çıkmadan önce tüm ışıkların kapatıldığından emin ol.
- What do those lights signify?
- Şu ışıklar neyi simgeliyor?
- Red and blue lights started flashing in the rearview mirror.
- Kırmızı ve mavi ışıklar dikiz aynasında yanıp sönmeye başladı.
- Make sure you turn off the lights.
- Işıkları kapattığınızdan emin olun.
- The lights are out.
- Işıklar söndü.
- Red and blue lights flashed behind them.
- Onların arkasında kırmızı ve mavi ışıklar yanıp sönüyordu.
- Father makes sure that all the lights are off before he goes to bed.
- Babam yatmadan önce tüm ışıkların kapalı olduğundan emin olur.
- Tom's lights were out, so I didn't knock on his door.
- Tom'un ışıkları sönüktü, bu nedenle onun kapısını çalmadım.
- Do you want the lights on or off?
- Işıkların açık mı kapalı mı olmasını istersin?
- Check your car before you drive to make sure that your lights are working.
- Işıklarınızın çalıştığından emin olmak için araç kullanmadan önce otomobilinizi kontrol edin.
- Have you seen the Christmas lights the neighbors put up?
- Komşuların koyduğu Noel ışıklarını gördün mü?
- Turn the Christmas tree lights off when you leave the house.
- Eve giderken Noel ağacı ışıklarını kapatın.
- The lights went out just now.
- Az önce ışıklar söndü.
- What time do you turn off the lights?
- Işıkları ne zaman kapattın?
- Have you seen the Christmas lights the neighbors put up?
- Komşuların astığı Noel ışıklarını gördün mü?
- Tom turned off the lights and closed the door.
- Tom ışıkları söndürdü ve kapıyı kapattı.
- Please leave the lights off.
- Lütfen ışıkları kapalı bırak.
- Tom turned off the lights and closed the door.
- Tom ışıkları kapattı ve kapıyı kapattı.
- Suddenly, red and blue lights start flashing behind us.
- Birdenbire, kırmızı ve mavi ışıklar arkamızda yanıp sönmeye başlar.
- Have you turned the lights off yet?
- Işıkları kapattın mı?
- You forgot to turn off the lights.
- Işıkları kapatmayı unuttun.
- There are four lights!
- Dört ışık var!
- Papa made sure all the lights were turned off before going to bed.
- Papa yatmadan önce tüm ışıkların kapatıldığından emin oldu.
- Soon, in the great theatre, the lights will be put out, and the empty stage will be left to ghosts.
- Yakında büyük tiyatroda ışıklar sönecek ve boş sahne hayaletlere kalacak.
- Why are all the lights out?
- Neden bütün ışıklar sönük?
- The lights went out, and we had to take candles everywhere.
- Işıklar söndü ve her yere mum götürmek zorunda kaldık.
- May I turn off the lights?
- Işıkları söndürebilir miyim?
- Make sure that the lights are turned off before you leave.
- Çıkmadan önce, ışıkların kapalı olduğundan emin olun.
- Tom turned the lights off.
- Tom ışıkları kapattı.
- You never turn off the music and the lights before going to bed.
- Yatmadan önce müzik ve ışıkları asla kapatma.
- I've never seen so many lights.
- Hiç bu kadar çok ışık görmedim.
- Papa made sure all the lights were turned off before going to bed.
- Babam yatmadan önce tüm ışıkların kapalı olduğundan emin oldu.
- Do not leave the lights on when you leave the room.
- Odadan ayrıldığınızda ışıkları açık bırakmayın.
- Just as Tom was about to speak, the lights went out.
- Tom tam konuşmak üzereyken ışıklar söndü.
- Please turn off the lights when you leave the room.
- Lütfen odadan çıkarken ışıkları söndür.
- The lights were off.
- Işıklar kapalıydı.
- I told you not to turn on the lights.
- Sana ışıkları açmamanı söyledim.
- All at once the lights went out.
- Bir anda ışıklar kesildi.
- Did you remember to turn off the lights?
- Işıkları kapatmayı unutmadın değil mi?
- I'd appreciate it if you would turn out the lights.
- Işıkları kapatırsan minnettar kalırım.
- Suddenly the lights went out.
- Aniden ışıklar söndü.
- She turned off all the lights at ten.
- Saat 10'da tüm ışıkları kapattı.
- There are still some lights on upstairs.
- Üst katta hâlâ ışıklar yanıyor.
- There are no lights on in that building.
- Bu binada hiç ışık yanmıyor.
- May I turn on the lights?
- Işıkları açabilir miyim?
Show More (272)
|
