| 1 |
give off |
yaymak |
v. |
|
- The rose gives off a sweet smell.
- Gül tatlı bir koku yayar.
- The meat was giving off a terrible smell.
- Etler berbat bir koku yayıyordu.
- This flower gives off a strong fragrance.
- Bu çiçek güçlü bir koku yayıyor.
- Garlic gives off a strong odor.
- Sarımsak güçlü bir koku yayar.
- This flower gives off a strong fragrance.
- Bu çiçek güçlü bir güzel koku yayar.
- These wild flowers give off a nice smell.
- Bu kır çiçekleri hoş bir koku yayıyor.
- Plants give off oxygen as they make food.
- Bitkiler besin üretirken oksijen yayarlar.
- Trees give off oxygen and absorb carbon dioxide.
- Ağaçlar oksijen yayar ve karbon dioksit emer.
- The flowers give off a strong odor.
- Çiçekler güçlü bir koku yayarlar.
- The small animal gave off a bad smell.
- Küçük hayvan kötü bir koku yayıyordu.
- The flowers give off a strong odor.
- Çiçekler güçlü bir koku yayıyor.
- The meat was giving off a terrible smell.
- Et, korkunç bir koku yayıyordu.
- The flowers give off a very pleasant scent.
- Çiçekler çok hoş bir koku yayıyor.
- This gas gives off a bad smell.
- Bu gaz, kötü bir koku yayıyor.
- The hair-dressing liquid gave off a strong smell.
- Saç yapımı sıvısı güçlü bir koku yaydı.
- This flower gives off a sweet fragrance.
- Bu çiçek tatlı bir koku yayıyor.
Show More (13)
|
| 2 |
give off |
bırakmak |
v. |
|
- And what, do I give off the impression that I am unable to take care of myself?
- Peki, kendime bakamayacağım izlenimini mi bırakıyorum?
- And what, do I give off the impression that I am unable to take care of myself?
- Ne yani, kendi başımın çaresine bakamayacakmışım gibi bir izlenim mi bırakıyorum?
Show More (-1)
|
| 3 |
give off |
çıkarmak |
v. |
|
- Plants give off oxygen as they make food.
- Bitkiler yemek yaparken oksijen çıkarır.
Show More (-2)
|
