flare-up - English Turkish Sentences
English Turkish
flare-up hararetli tartışma n.
  • The argument escalated into a heated flare-up.
  • Konuşma alevlenerek hararetli bir tartışma halini aldı.
Show More (-2)
flare-up şiddetlenme n.
  • The patient experienced a flare-up of symptoms.
  • Hasta, geçirdiği semptomlarda bir şiddetlenme yaşadı.
Show More (-2)