| 1 |
call for help |
yardım çağırmak |
v. |
|
- I screamed and called for help and chased the perpetrators as far as the park.
- Bağırdım, yardım çağırdım ve failleri parka kadar kovaladım.
- Tom tried to call for help.
- Tom yardım çağırmaya çalıştı.
- Why didn't you call for help?
- Neden yardım çağırmadın?
- Why didn't Tom call for help?
- Tom neden yardım çağırmadı?
- I'm going to call for help.
- Yardım çağıracağım.
- Tom decided to call for help.
- Tom yardım çağırmaya karar verdi.
- Layla called for help.
- Layla yardım çağırdı.
- Layla called for help.
- Leyla yardım çağırdı.
- Sami never called for help.
- Sami hiç yardım çağırmadı.
- I should've called for help.
- Yardım çağırmalıydım.
- Tom called for help.
- Tom yardım çağırdı.
- Don't bother calling for help.
- Yardım çağırmaya zahmet etme.
- Tom took out his cell phone and called for help.
- Tom cep telefonunu çıkarıp yardım çağırdı.
- Sami never called for help.
- Sami asla yardım çağırmadı.
- He heard someone calling for help.
- Birinin yardım çağırdığını duydu.
- They would call for help.
- Yardım çağırıyorlardı.
- I'm calling for help.
- Yardım çağırıyorum.
- She heard someone calling for help.
- Birinin yardım çağırdığını duydu.
- He couldn't move and had to call for help.
- O hareket edemiyordu ve yardım çağırmak zorunda kaldı.
- He was running and calling for help.
- Koşuyor ve yardım çağırıyordu.
- Why don't you just call for help?
- Neden yardım çağırmıyorsun?
- He couldn't move and had to call for help.
- Hareket edemedi ve yardım çağırmak zorunda kaldı.
- We could've called for help.
- Yardım çağırabilirdik.
- Tom took out his cell phone and called for help.
- Tom cep telefonunu çıkardı ve yardım çağırdı.
- Can you call for help?
- Yardım çağırabilir misin?
- Let's call for help.
- Yardım çağıralım.
- Someone is calling for help.
- Birisi yardım çağırıyor.
- Call for help.
- Yardım çağır.
- Fadil called for help.
- Fadıl yardım çağırdı.
Show More (26)
|
| 2 |
call for help |
yardım istemek |
v. |
|
- I screamed and called for help and chased the perpetrators as far as the park.
- Çığlık atıp yardım istedim ve failleri parka kadar kovaladım.
- Tom called for help.
- Tom yardım istedi.
- Tom heard someone calling for help.
- Tom yardım istemek için seslenen birini duydu.
- They would call for help.
- Onlar yardım istediler.
- Tom decided to call for help.
- Tom yardım istemeye karar verdi.
- Let's call for help.
- Yardım isteyelim.
- He called for help.
- Yardım istedi.
- He called for help.
- O yardım istedi.
- Tom heard Mary call for help.
- Tom, Mary'nin yardım istediğini duydu.
- She called for help.
- Yardım istedi.
- Someone is calling for help.
- Biri yardım istiyor.
- Tom heard someone calling for help.
- Tom birinin yardım istediğini duydu.
- He was running and calling for help.
- Koşuyordu ve yardım istiyordu.
- Tom heard Mary call for help.
- Tom Mary'nin yardım istediğini duydu.
- I had trouble making him hear me calling for help.
- Yardım istediğimi ona duyurmakta zorlandım.
- Don't bother calling for help.
- Yardım isteme zahmetine girme.
Show More (13)
|
| 3 |
call for help |
yardım çağrısı yapmak |
v. |
|
- We could've called for help.
- Yardım çağrısı yapabilirdik.
- She heard someone calling for help.
- O, yardım çağrısı yapan birini duydu.
Show More (-1)
|
