Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | zorluklar | challenges n. | ||
EU enlargement will also bring new challenges when transportation routes get longer. AB genişlemesi, ulaşım yollarının uzamasıyla birlikte yeni zorlukları da beraberinde getirecektir. More Sentences |
||||
General | zorluklar | distress n. | ||
He has been in financial distress for years. Yıllardır mali zorluklar içerisinde. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Politics | zorluklar | difficulties n. | ||
All of this coincides with the increased difficulties that the European economy has been displaying. Tüm bunlar Avrupa ekonomisinin giderek artan zorluklarla karşı karşıya kaldığı bir döneme denk gelmektedir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | zorluklar | rigors n. | ||
General | zorluklar | bed of nails n. | ||
General | zorluklar | rigours n. | ||
Idioms | ||||
Idioms | zorluklar | slings and arrows n. | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | zorluklar | intricacy n. |