Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | zamanında yapılan | timely adj. | ||
I hope that the investigation requested by Parliament will be undertaken in a thorough and timely manner. Parlamento tarafından talep edilen soruşturmanın kapsamlı bir şekilde ve zamanında yapılacağını umuyorum. More Sentences |
||||
General | zamanında yapılan | prompt adj. |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | tam zamanında yapılan | seasonable adj. |
General | tam yerinde ve zamanında yapılan | seasonable adj. |
Proverb | ||
Proverb | zamanında yapılan hatalar/düşüncesizlikler insanın peşinden gelmeye devam eder | old sins have long shadows |
Proverb | zamanında yapılan hatalar/düşüncesizlikler uzun süre insanın peşini bırakmaz | old sins have long shadows |
Colloquial | ||
Colloquial | zamanında yapılan yardım | yeoman service n. |
Technical | ||
Technical | durma zamanında yapılan defrost | off-cycle defrosting n. |