Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | yararak ilerlemek | push through v. | ||
Tom pushed through the crowd. Tom kalabalığı yararak ilerledi. More Sentences |
||||
General | ||||
General | yararak ilerlemek | cut v. | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | yararak ilerlemek | push ahead (with something) v. |