yakışıksız

Bedeutungen von dem Begriff "yakışıksız" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 37 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	yakışıksız	inappropriate adj.
This behaviour towards a Head of State is improper and inappropriate. Bir Devlet Başkanına yönelik bu davranış uygunsuz ve yakışıksızdır. More Sentences
General
2	General	yakışıksız	inappropriate adj.
This was a most inappropriate statement towards this democratically elected all-party government. Bu, demokratik olarak seçilmiş tüm partilerden oluşan bu hükümete yönelik çok yakışıksız bir açıklamaydı. More Sentences
3	General	yakışıksız	unbecoming adj.
His unbecoming behaviour at the party shocked everyone. Adamın partideki yakışıksız davranışı herkesi şok etti. More Sentences
4	General	yakışıksız	unseemly adj.
This unseemly rush to judgment did nothing to improve the court's credibility. Bu yakışıksız acele karar, mahkemenin güvenilirliğini artıracak hiçbir şey yapmadı. More Sentences
5	General	yakışıksız	invidious adj.
The politician's invidious comments caused backlash from the public. Siyasetçinin yakışıksız yorumları kamuoyunun tepkisine neden oldu. More Sentences
6	General	yakışıksız	infra dignitatem n.
7	General	yakışıksız	lame n.
8	General	yakışıksız	incorrect adj.
9	General	yakışıksız	improper adj.
10	General	yakışıksız	undue adj.
11	General	yakışıksız	inept adj.
12	General	yakışıksız	malapropos adj.
13	General	yakışıksız	unmeet adj.
14	General	yakışıksız	out of style adj.
15	General	yakışıksız	indecent adj.
16	General	yakışıksız	indecorous adj.
17	General	yakışıksız	unhandsome adj.
18	General	yakışıksız	unsuitable adj.
19	General	yakışıksız	bad adj.
20	General	yakışıksız	unbehovely adj.
21	General	yakışıksız	unchaste adj.
22	General	yakışıksız	unfitted adj.
23	General	yakışıksız	ungodly adj.
24	General	yakışıksız	barnyard adj.
25	General	yakışıksız	unsorted [obsolete] adj.
26	General	yakışıksız	unsoundable [obsolete] adj.
27	General	yakışıksız	malappropriate adj.
28	General	yakışıksız	luscious adj.
29	General	yakışıksız	dishonest [obsolete] adj.
Phrases
30	Phrases	yakışıksız	out of place expr.
Idioms
31	Idioms	yakışıksız	in poor taste expr.
32	Idioms	yakışıksız	in bad taste expr.
Speaking
33	Speaking	yakışıksız	it ain't fittin' expr.
Law
34	Law	yakışıksız	obscene adj.
Archaic
35	Archaic	yakışıksız	undecent adj.
Slang
36	Slang	yakışıksız	scanless adj.
37	Slang	yakışıksız	gay adj.

Bedeutungen, die der Begriff "yakışıksız" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 28 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
General
1	General	yakışıksız olma	undecency n.
2	General	yakışıksız olma	unfittedness n.
3	General	yakışıksız davranış	wrongness n.
4	General	yakışıksız şey	impropriety n.
5	General	yakışıksız hal	deviance n.
6	General	yakışıksız hal	deviancy n.
7	General	yakışıksız özgürlük	freedom n.
8	General	yakışıksız olmak (davranış)	be off v.
9	General	yakışıksız olmak	be out of place v.
10	General	yakışıksız olmak	be out of line v.
11	General	yakışıksız bulmak	find off-putting v.
12	General	yakışıksız olmak	misbeseem v.
13	General	yakışıksız olmak	misseem v.
14	General	sevimli şekilde yakışıksız	adorkable adj.
15	General	bir hayli yakışıksız	malodorous adj.
16	General	yakışıksız bir isim verilmiş	misnamed adj.
17	General	yakışıksız bir şekilde	unchastely adv.
Colloquial
18	Colloquial	yakışıksız bir davranış olmak	be not the done thing [uk] v.
19	Colloquial	oldukça yakışıksız	off-the-wall adj.
Idioms
20	Idioms	çok ilgisiz (yakışıksız) durmak	look like a saddle on a sow v.
21	Idioms	(kaba/mantıksız/yakışıksız bir şeyi yapmaya) cesaret etmek	have the gall to do something v.
22	Idioms	yakışıksız şeyler söylemek	dip into the blue v.
23	Idioms	yakışıksız olmak	be in bad taste v.
24	Idioms	yakışıksız olmak	be in the worst possible taste v.
25	Idioms	yakışıksız olmak	be in the worst possible taste v.
26	Idioms	yakışıksız olmak	be in bad taste v.
27	Idioms	oldukça yakışıksız	off the wall adj.
Law
28	Law	yakışıksız yayın	obscene publication n.