Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | well-prepared adj. | hazırlıklı | ||
Now, one has to be well-prepared. Şimdi, hazırlıklı olunmalı. More Sentences |
||||
General | well-prepared adj. | iyi hazırlanmış | ||
I think we were well-prepared. İyi hazırlandığımızı düşünüyorum. More Sentences |