vicdan

Bedeutungen von dem Begriff "vicdan" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 17 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	vicdan	conscience n.
I did everything that I could, so my conscience is clear. Elimden geleni yaptım, bu yüzden vicdanım rahat. More Sentences
General
2	General	vicdan	scruple n.
He acted wrongly and without scruples. Hatalı ve vicdansızca davranmıştır. More Sentences
3	General	vicdan	conscience n.
This proves that a) he has a conscience and b) he is also a campaign leader. Bu da a) vicdan sahibi olduğunu ve b) aynı zamanda bir kampanya lideri olduğunu kanıtlamaktadır. More Sentences
Law
4	Law	vicdan	conscience n.
It is a choice with far-reaching implications, one to be made on the basis of conscience. Bu, geniş kapsamlı sonuçları olan ve vicdan temelinde yapılması gereken bir seçimdir. More Sentences
Technical
5	Technical	vicdan	conscience n.
Rich world states should search their own conscience. Zengin dünya devletleri kendi vicdanlarını sorgulamalıdır. More Sentences
Psychology
6	Psychology	vicdan	conscience n.
Today, after mature consideration and in complete accord with my conscience, I have voted 'no'. Bugün, olgun bir değerlendirmenin ardından ve vicdanımla tam bir uyum içerisinde 'hayır' oyu kullandım. More Sentences
General
7	General	vicdan	the inner man n.
8	General	vicdan	inwit n.
9	General	vicdan	inner man n.
10	General	vicdan	heart n.
11	General	vicdan	remorse n.
12	General	vicdan	inner conscience n.
13	General	vicdan	moral compass n.
14	General	vicdan	graciosity n.
15	General	vicdan	sentiment n.
Idioms
16	Idioms	vicdan	the inner man/woman n.
Religious
17	Religious	vicdan	syneidesis [obsolete] n.

Bedeutungen, die der Begriff "vicdan" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 127 Ergebniss(e)

	Kategorie	Türkisch	Englisch
Common Usage
1	Common Usage	vicdan azabı	remorse n.
Remorse overwhelmed Layla. Vicdan azabı Layla'yı boğdu. More Sentences
General
2	General	vicdan azabı	guilty conscience n.
Do you have a guilty conscience? Vicdan azabı çekiyor musun? More Sentences
3	General	vicdan azabı	bad conscience n.
I frequently have a bad conscience about answering questions that no one has heard. Kimsenin duymadığı soruları yanıtlamaktan dolayı sık sık vicdan azabı çekiyorum. More Sentences
4	General	vicdan rahatlığı	clear conscience n.
These are not designed to give it a clear conscience and they must not be forgotten. Bunlar vicdanları rahatlatmak için tasarlanmamıştır ve unutulmamalıdır. More Sentences
5	General	vicdan azabı	pangs of conscience n.
He felt the pangs of conscience. Vicdan azabı çekti. More Sentences
6	General	vicdan yapma	conscience n.
I felt a pang of conscience at blaming him when he was actually innocent. Aslında masum olduğu halde onu suçladığım için vicdan azabı çektim. More Sentences
7	General	vicdan muhasebesi yapan	soul-searching adj.
I've done some soul-searching. Biraz vicdan muhasebesi yaptım. More Sentences
Common Usage
8	Common Usage	vicdan azabı duymayan	remorseless adj.
General
9	General	vicdan azabı	prick of conscience n.
10	General	vicdan azabı	pressure of conscience n.
11	General	vicdan azabı	qualm n.
12	General	vicdan azabı	sting of conscience n.
13	General	vicdan rahatsızlığı	guilty conscience n.
14	General	vicdan azabı	regret n.
15	General	vicdan azabı	qualms of conscience n.
16	General	kötü vicdan	bad conscience n.
17	General	vicdan özgürlüğü	liberty of conscience n.
18	General	vicdan azabı	pricks of conscience n.
19	General	vicdan azabı	pangs of remorse n.
20	General	vicdan muhasebesi	casuistry n.
21	General	vicdan rahatsızlığı	qualm n.
22	General	vicdan azabı	compunction n.
23	General	vicdan hürriyeti	liberty of conscience n.
24	General	vicdan sancıları	pangs of conscience n.
25	General	vicdan muhasebesi	heart-searching n.
26	General	vicdan hürriyeti	freedom of conscience n.
27	General	iç vicdan	inner conscience n.
28	General	vicdan azabı	remordency n.
29	General	vicdan azabı	remorsefulness n.
30	General	vicdan azabı duymama	remorselessness n.
31	General	vicdan azabı çekmeme	remorselessness n.
32	General	vicdan azabı	twitch n.
33	General	vicdan azabı çekmeme	unrepentance n.
34	General	vicdan azabı çeken	repenter n.
35	General	vicdan azabı	commorse n.
36	General	vicdan azabı	prick [obsolete] n.
37	General	vicdan azabı çekmek	feel a twinge of guilt about something v.
38	General	(vicdan vb) rahatlatmak	unburden v.
39	General	vicdan azabı çekmek	suffer a twinge of conscience v.
40	General	vicdan azabı çekmek	feel guilty and full of remorse v.
41	General	vicdan azabı duymak	feel a twinge of guilt about (something) v.
42	General	vicdan azabı çekmek	felt remorse v.
43	General	katılaştırmak (vicdan)	sear v.
44	General	vicdan azabı çekmek	suffer a pang of conscience v.
45	General	vicdan azabı çekmek	have a guilty conscience v.
46	General	rahatlatmak (vicdan)	unburthen v.
47	General	vicdan azabı duymak	feel self-reproach v.
48	General	vicdan azabı duymak	be on a guilt trip v.
49	General	vicdan azabı çekmek	be on a guilt trip v.
50	General	vicdan azabı vermek	nag at v.
51	General	vicdan azabı duymak	remord [obsolete] v.
52	General	vicdan azabı vermek	twitch v.
53	General	vicdan azabı ile allak bullak etmek	scrupulize v.
54	General	vicdan azabı ile allak bullak etmek	scrupulise v.
55	General	vicdan azabı duymak	squirm v.
56	General	vicdan azabı çeken	remorseful adj.
57	General	vicdan azabı çeken	conscience-stricken adj.
58	General	vicdan azabı duyan	remorsed [obsolete] adj.
59	General	vicdan azabı çeken	remorsed [obsolete] adj.
60	General	vicdan azabı duymayan	remorseless adj.
61	General	vicdan azabı çekmeyen	unremorseful adj.
62	General	vicdan azabına neden olmayan	unremorseful adj.
63	General	vicdan azabı çekmeyen	unremorseless adj.
64	General	vicdan yapmayan	unscrupled adj.
65	General	vicdan yapmayan	unscrupulous adj.
66	General	vicdan azabı çekmeyen	glad adj.
67	General	vicdan azabı çeken	guiltsick adj.
68	General	aşırı vicdan azabı çeken	guilt-sick adj.
69	General	vicdan azabı duyan	conscious adj.
70	General	vicdan azabı çeken	compunct [obsolete] adj.
71	General	vicdan azabı çekmeyen	compunctionless [obsolete] adj.
72	General	vicdan azabından gelen	compunctious adj.
73	General	vicdan azabı çeken	compunctious adj.
74	General	vicdan azabı çekmeyen	fawe [obsolete] adj.
75	General	vicdan azabı çekerek	remorsefully adv.
76	General	vicdan azabı duyarak	remorsefully adv.
77	General	vicdan azabı duymadan	remorselessly adv.
78	General	vicdan azabı çekmeyerek	remorselessly adv.
79	General	vicdan azabıyla	repentingly adv.
80	General	vicdan azabıyla	compunctiously adv.
Phrasals
81	Phrasals	vicdan azabı çekmek	carry around v.
82	Phrasals	vicdan azabından kurtulamamak	carry around v.
83	Phrasals	(bir karardan) pişman olmak/vicdan azabı çekmek	struggle with (something) v.
Proverb
84	Proverb	kötü insanda bile vicdan vardır	honour among thieves
85	Proverb	vicdan hepimizi korkak yapar	conscience does make cowards of us all
86	Proverb	iyi bir vicdan en rahat yastıktır	a clean conscience is a good pillow
87	Proverb	vicdan azabı kişiyi itirafa teşvik eder	a guilty conscience needs no accuser
88	Proverb	vicdan azabı çeken biri dışarıdan birinin suçlaması olmadan da sonunda suçunu itiraf eder	a guilty conscience needs no accuser
89	Proverb	vicdan azabından kurtulmanın yolu suçunu itiraf etmektir	a guilty conscience needs no accuser
90	Proverb	kötü insanda bile vicdan vardır	there is honor among thieves
Colloquial
91	Colloquial	vicdan azabı	a pang of conscience n.
92	Colloquial	vicdan azabı	a twinge of conscience n.
93	Colloquial	vicdan meselesi	matter of conscience n.
94	Colloquial	vicdan azabı	a prick of conscience n.
95	Colloquial	vicdan rahatsızlığı	qualms n.
96	Colloquial	vicdan azabı çeken	racked with guilt adj.
97	Colloquial	vicdan azabı duyan	racked with guilt adj.
Idioms
98	Idioms	vicdan rahatlığı	clear conscience n.
99	Idioms	vicdan yaptıracak söz	a guilt trip n.
100	Idioms	vicdan azabı çektirmek	prick (one's) conscience v.
101	Idioms	vicdan azabı çektirmek	prick your conscience v.
102	Idioms	vicdan azabı çektirmek	your conscience pricks you v.
103	Idioms	vicdan muhasebesi yapmak	search (one's) conscience v.
104	Idioms	vicdan muhasebesi yapmak	search (one's) heart v.
105	Idioms	vicdan muhasebesi yapmak	search your heart/soul/conscience v.
106	Idioms	vicdan azabı hissetmesine neden olmak	cause (one) qualms v.
107	Idioms	vicdan azabı hissetmesine neden olmak	cause qualms v.
108	Idioms	çok vicdan azabı çekmek	feel sick at heart v.
109	Idioms	hiç vicdan azabı duymuyor musun?	how can you sleep at night? expr.
110	Idioms	hiç vicdan azabı duymuyor musunuz?	how can you sleep at night? expr.
111	Idioms	vicdan azabı içerisinde	in sackcloth and ashes expr.
Law
112	Law	din ve vicdan hürriyeti	freedom of thought and faith n.
113	Law	din ve vicdan özgürlüğü	freedom of religion and conscience n.
114	Law	vicdan hürriyeti	freedom of conscience n.
115	Law	vicdan azabı	qualms of conscience n.
116	Law	vicdan özgürlüğü	liberty of conscience n.
117	Law	vicdan emriyle verilen para	conscience money n.
118	Law	vicdan azabı	compunction n.
119	Law	vicdan mahkemesi	court of conscience n.
Politics
120	Politics	fikir ve vicdan hürriyeti	freedom of thought and conscience n.
121	Politics	vicdan özgürlüğü	right of conscience n.
122	Politics	vicdan özgürlüğü	freedom for conscious n.
Psychology
123	Psychology	insancıl vicdan	humanistic conscience n.
124	Psychology	ortak vicdan	collective conscience n.
125	Psychology	otoriter vicdan	authoritarian conscience n.
Religious
126	Religious	(roma katolik kilisesinde) vicdan muhasebesi	examen n.
Archaic
127	Archaic	(vicdan vb.) rahatlatmak	unburthen v.