varsayım - Türkisch Englisch Wörterbuch

varsayım

Bedeutungen von dem Begriff "varsayım" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 40 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
varsayım hypothesis n.
This hypothesis, that the Community is breaking Treaty law is simply nonsense.
Topluluğun Antlaşma hukukunu çiğnediği yönündeki bu varsayım tek kelimeyle saçmalıktır.

More Sentences
varsayım assumption n.
It is not just an assumption by the Commission as many have claimed.
Pek çok kişinin iddia ettiği gibi bu sadece Komisyon'un bir varsayımı da değildir.

More Sentences
General
varsayım conjecture n.
In any case, you are wrong in your conjecture.
Her halükarda, varsayımınızda yanılıyorsunuz.

More Sentences
varsayım assumption n.
The Commission proposal works on the assumption that private firms will be involved, including financially.
Komisyon önerisi, özel firmaların finansal olarak da dahil olacağı varsayımına dayanmaktadır.

More Sentences
varsayım supposition n.
The whole Austria business did a lot of damage, because it was all about opinions and suppositions.
Tüm Avusturya meselesi çok zarar verdi çünkü her şey fikirler ve varsayımlarla ilgiliydi.

More Sentences
varsayım hypothesis n.
This is just a hypothesis.
Bu sadece bir varsayım.

More Sentences
Trade/Economic
varsayım assumption n.
With this proposal we are working on the assumption that by 2009 the fuel used in machinery will also be sulphur-free.
Bu teklifle, 2009 yılına kadar makinelerde kullanılan yakıtın da sülfür içermeyeceği varsayımı üzerinde çalışıyoruz.

More Sentences
Politics
varsayım assumption n.
Such an assumption is not only fatal, but also false.
Böyle bir varsayım sadece ölümcül değil, aynı zamanda yanlıştır.

More Sentences
Technical
varsayım supposition n.
The Commission's estimates are based on pure suppositions, with no solid foundation.
Komisyon'un tahminleri hiçbir sağlam temele dayanmayan saf varsayımlara dayanmaktadır.

More Sentences
Computer
varsayım assumption n.
It is not just an assumption by the Commission as many have claimed.
Birçoklarının iddia ettiği gibi bu sadece Komisyon'un bir varsayımı değildir.

More Sentences
Food Engineering
varsayım assumption n.
This is a naïve and dangerous assumption.
Bu naif ve tehlikeli bir varsayımdır.

More Sentences
Biochemistry
varsayım hypothesis n.
That's an interesting hypothesis.
O ilginç bir varsayım.

More Sentences
General
varsayım presume n.
varsayım guesswork n.
varsayım presumption n.
varsayım presupposition n.
varsayım guess n.
varsayım supposal n.
varsayım postulate n.
varsayım cast n.
varsayım perhaps n.
varsayım als ob [german] n.
varsayım assumpt [obsolete] n.
varsayım if n.
varsayım opination n.
varsayım posit n.
varsayım fiction n.
varsayım foreguess n.
varsayım premiss n.
varsayım suppose n.
varsayım supposure [obsolete] n.
varsayım surmisal n.
varsayım surmise n.
varsayım system n.
Computer
varsayım default n.
Math
varsayım hypotheses n.
Logic
varsayım postulatum n.
Linguistics
varsayım hypothesis n.
Philosophy
varsayım thesis n.
Archaic
varsayım presupposal n.

Bedeutungen, die der Begriff "varsayım" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 47 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yanlış varsayım false assumption n.
A restrictive international instrument certainly cannot be based on false assumptions.
Kısıtlayıcı bir uluslararası belge kesinlikle yanlış varsayımlara dayandırılamaz.

More Sentences
geçici varsayım working hypothesis n.
baskıcı varsayım repressive hypothesis n.
temel varsayım fundamental assumption n.
temel varsayım basic assumption n.
basit varsayım simple hypothesis n.
yanlış varsayım wrong assumption n.
hatalı varsayım wrong assumption n.
hatalı varsayım false assumption n.
kuramsal varsayım theoretical assumption n.
mantıklı varsayım logical assumption n.
temel varsayım constatation n.
temel varsayım beginning n.
hatalı varsayım misassumption n.
hatalı varsayım misconjecture n.
temelsiz varsayım idea n.
temel varsayım donnée n.
geçici varsayım construct n.
geçici varsayım veya konseptin verdiği sonuç construct n.
ön koşula dayalı varsayım precondition n.
etkisi veya geçerliği başka bir unsura dayanan varsayım precondition n.
kanıksanmış varsayım precondition n.
varsayım yapan kimse surmiser n.
varsayım yapmak make an assumption v.
varsayım yapmak make a hypothesis v.
varsayım ortaya atmak presume v.
varsayım niteliğinde hypothetical adj.
varsayım olarak kabul edilebilir presumable adj.
varsayım içeren suppositive adj.
(bağlaç) varsayım ifade eden suppositive adj.
varsayım ile presumptively adv.
Idioms
kaba varsayım rough estimate n.
Trade/Economic
diğer bütün şeyler sabitken yapılan varsayım ceteris paribus assumption n.
diğer şeyler sabit kalmak koşuluyla anlamında bir varsayım other things being equal n.
Law
hukuki varsayım fiction of law n.
hukuksal varsayım fiction n.
mantıksal varsayım logical presumption n.
Food Engineering
supap varsayım valve assumption n.
Statistics
doğrusal varsayım linear hypothesis n.
bir veya daha fazla parametre için aynı değerleri belirten (varsayım) simple adj.
Zoology
(süngerler) işlevsel farklılığı bulunmayan çoklu yapısal formlara ilişkin varsayım polymorphosis n.
Linguistics
görev temelli varsayım task based hypothesis n.
varsayım sınaması hypothesis testing n.
varsayım oluşturma hypothesis formation n.
varsayım ifade eden bağlaç suppositive n.
Philosophy
varsayım sanatı ars conjectandi n.
Slang
kaba varsayım wag [us] n.