uzatılmış - Türkisch Englisch Wörterbuch

uzatılmış

Bedeutungen von dem Begriff "uzatılmış" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 18 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
uzatılmış prolonged adj.
The session will be prolonged again.
Oturum tekrar uzatılacak.

More Sentences
uzatılmış lengthened adj.
The sleeves of this coat have to be lengthened.
Bu paltonun kollarının uzatılması gerek.

More Sentences
uzatılmış elongated adj.
uzatılmış extensive adj.
uzatılmış handed adj.
uzatılmış extended adj.
uzatılmış stretched adj.
uzatılmış elongate adj.
uzatılmış elongated adj.
uzatılmış extent [obsolete] adj.
uzatılmış long-drawn adj.
uzatılmış longspun adj.
uzatılmış drawn-out adj.
uzatılmış ext (extended) abrev.
uzatılmış extd (extended) abrev.
Trade/Economic
uzatılmış extended adj.
Technical
uzatılmış extended adj.
uzatılmış extended adj.

Bedeutungen, die der Begriff "uzatılmış" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 79 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
süresi uzatılmış extended adj.
You say that it is not effective, that it is not working properly and that the term of office should be extended.
Etkili olmadığını, düzgün çalışmadığını ve görev süresinin uzatılması gerektiğini söylüyorsunuz.

More Sentences
iyice uzatılmış outstretched adj.
He sat down with his leg outstretched.
Bacağını iyice uzatmış vaziyette oturdu.

More Sentences
Trade/Economic
uzatılmış garanti extended warranty n.
Never buy extended warranties.
Asla uzatılmış garanti almayın.

More Sentences
süresi uzatılmış extended adj.
You say that it is not effective, that it is not working properly and that the term of office should be extended.
Etkin olmadığını, düzgün çalışmadığını ve görev süresinin uzatılması gerektiğini söylüyorsunuz.

More Sentences
General
süresi uzatılmış extendedness n.
uzatılmış olma longsomeness n.
uzatılmış tartışma ya da tartışma toplantısı sederunt n.
uzatılmış süre extended period n.
süresi uzatılmış gösterim holdover n.
el uzatılmış encroached adj.
boyca aşırı uzatılmış long adj.
aşırı uzatılmış overextended adj.
fazla uzatılmış overextended adj.
vadesi uzatılmış consolidated adj.
yukarı uzatılmış (kollar) upstretched adj.
süresi uzatılmış (oyun, gösteri) holdover adj.
istenenden daha çok uzatılmış drawn-out adj.
çekilerek uzatılmış protensive adj.
uzatılmış bir şekilde extendedly adv.
uzatılmış olarak prolongedly adv.
uzatılmış olarak extensively adv.
Trade/Economic
vadesi uzatılmış borç consolidated debt n.
uzatılmış ön ödemesiz süre prolonged grace period n.
uzatılmış yarı ömür extended half-life n.
uzatılmış raf ömrü extended shelf life n.
vadesi uzatılmış tahvil extended bond n.
vadesi uzatılmış senet prolonged bill n.
vadesi uzatılmış borçlar consolidated debts n.
Law
(kiracının yapıda renovasyon gerçekleştirmesine izin vermek için düzenlenen) süresi uzatılmış kontrat improving lease [scotland] n.
Politics
uzatılmış anlaşmalar extended arrangements n.
uzatılmış anlaşma extended arrangement n.
Technical
yayın süresi uzatılmış radyo programı radiothon n.
rölantide uzatılmış kompresör extended compressor at idle n.
uzatılmış bakım extended maintenance n.
uzatılmış tranzisyon slender transition n.
uzatılmış rgb renk boşluğu extended rgb colour space n.
uzatılmış öznitelik extended attribute n.
uzatılmış geçiş slender transition n.
uzatılmış redüksiyon slender transition n.
uzatılmış bellek extended memory n.
uzatılmış rakorman slender transition n.
kutuplarda uzatılmış prolate adj.
Computer
uzatılmış xms* extended xms* n.
uzatılmış sabm sabm extended n.
uzatılmış xms extended xms n.
uzatılmış tür extended type n.
uzatılmış dosya sistemi desteği extended file system support n.
uzatılmış hata extended error n.
uzatılmış karakter eşlemesi extended character mapping n.
uzatılmış xms bellek extended xms memory n.
Informatics
uzatılmış bellek extended memory n.
Telecom
uzatılmış hücreler arası aktarım yön mesajı extended handoff direction message n.
Automotive
uzatılmış şasi extended chassis n.
uzatılmış kabinli kamyonet extended cab pickup n.
uzatılmış menzilli elektrikli araç extended range electric vehicle n.
uzatılmış otomobil stretchout n.
Aeronautic
çift motorlular için uzatılmış menzil operasyonları extended range twin engine operations n.
dilimin uzatılmış yüksekliği gore extension height n.
uzatılmış menzil operasyonu extended range operation n.
Medical
uzatılmış salım prolonged release n.
uzatılmış salımlı kapsül prolonged-release capsule n.
uzatılmış salımlı tablet prolonged-release tablet n.
uzatılmış salım extended release n.
uzatılmış salımlı granül prolonged-release granules n.
uzatılmış salımlı yumuşak kapsül prolonged-release capsule n.
uzatılmış salımlı göz damlası prolonged release eye drops n.
uzatılmış bolus extended bolus n.
uzatılmış salımlı göz damlası prolonged release n.
uzatılmış salımlı sert kapsül prolonged-release capsule n.
uzatılmış bakım extended care n.
Anatomy
khoisan kadınlarının karateristik özelliği olduğu düşünülen görece uzatılmış iç dudaklar tablier n.
History
(armacılıkta) avuç içini gösterecek şekilde açık ve uzatılmış el figürü apaume n.
(armacılıkta) avuç içini gösterecek şekilde açık ve uzatılmış el figürü appaume n.
(armacılıkta) avuç içi gözükür şekilde açık ve uzatılmış el appaume n.
Military
uzatılmış sahra hizmeti extended field service n.
uzatılmış faal görev extended active duty n.
Sport
uzatılmış tıp eğitimi akreditizasyon konseyi accreditation council for continuing medical education (accme) n.
(balede) kolları ve bir ayağı uzun çizgi şeklinde uzatılmış allongé adj.
Music
uzatılmış çalma ep n.