Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | upstage v. | gölgede bırakmak | ||
The actor tried to upstage his co-star by stealing the limelight. Aktör, ilgiyi üzerine çekerek rol arkadaşını gölgede bırakmaya çalıştı. More Sentences |
||||
General | upstage adv. | sahne arkasına | ||
The actress moved upstage to create distance from the other characters. Aktris, diğer karakterlerle arasında mesafe koymak için sahne arkasına geçti. More Sentences |
||||
General | upstage n. | sahne arkası | ||
General | upstage v. | hiçe saymak | ||
General | upstage v. | küçük görmek | ||
General | upstage v. | üstündeki ilgiyi dağıtmak | ||
General | upstage v. | üstündeki ilgiyi başka yöne çevirmek | ||
General | upstage v. | ilgi odağından çıkarmak | ||
General | upstage adj. | kendini beğenmiş | ||
General | upstage adj. | sahne arkasındaki | ||
General | upstage adj. | kibirli | ||
General | upstage adv. | sahne arkasında | ||
Music | ||||
Music | upstage n. | sahnenin arka bölümüne doğru veya ait | ||
Theatre | ||||
Theatre | upstage v. | (başka bir oyuncuyu) sahne arkasına itmek |