| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | unambiguous adj. | kesin | ||
|
There is an unambiguous link between human trafficking and prostitution. İnsan ticareti ve fuhuş arasında kesin bir bağlantı vardır. More Sentences |
||||
| General | unambiguous adj. | açık | ||
|
We continue to need unambiguous common rules for legal immigration. Yasal göç için açık ve net ortak kurallara ihtiyaç duymaya devam ediyoruz. More Sentences |
||||
| General | unambiguous adj. | net | ||
|
Our report on the preparatory work of the Convention is unambiguous. Sözleşmenin hazırlık çalışmalarına ilişkin raporumuz açık ve nettir. More Sentences |
||||
| General | unambiguous adj. | anlamı açık | ||
| General | unambiguous adj. | tam | ||
| General | unambiguous adj. | belirsizliğe yer vermeyen | ||
| General | unambiguous adj. | belirsizliğe mahal vermeyen | ||
| General | unambiguous adj. | anlaşılır | ||
| Englisch | Türkisch | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | clear and unambiguous definition n. | açık ve belirsizliğe yer vermeyen tanım |
| General | clear and unambiguous definition n. | açık ve belirsizliğe mahal vermeyen tanım |
