travma - Türkisch Englisch Wörterbuch

travma

Bedeutungen von dem Begriff "travma" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 6 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
travma trauma n.
Their trauma is heightened every day that we fail to give them a satisfactory response.
Onlara tatmin edici bir yanıt veremediğimiz her gün yaşadıkları travma daha da artıyor.

More Sentences
Psychology
travma trauma n.
Likewise, a whole society can also undergo a severe trauma.
Aynı şekilde bütün bir toplum da ağır bir travma yaşayabilir.

More Sentences
Sport
travma trauma n.
There are no signs of trauma on Tom's corpse.
Tom'un cesedinin üzerinde hiçbir travma belirtisi yok.

More Sentences
Medical
travma traumatism n.
travma insult n.
travma traumata n.

Bedeutungen, die der Begriff "travma" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 124 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
travma yaratmak traumatize v.
The violent incident had traumatized the witnesses.
Yaşadıkları şiddet içeren olay tanıklarda travma yaratmıştı.

More Sentences
Medical
psikolojik travma psychological trauma n.
This accident has caused him psychological trauma.
Bu kaza onda psikolojik travmaya neden oldu.

More Sentences
travma geçirmek traumatize v.
Sami was covered in blood and traumatized.
Sami kanlar içindeydi ve travma geçirmişti.

More Sentences
travma geçirmek traumatise v.
This is a splendid initiative for disabled and traumatised children who are cared for by a children's centre in Munich.
Bu, Münih'teki bir çocuk merkezi tarafından bakılan engelli ve travma geçirmiş çocuklar için muhteşem bir girişimdir.

More Sentences
General
araba kazasında kafa ve omurganın şiddetle sarsılmasından ileri gelen travma whiplash n.
edebiyatta psişik travma psychic trauma in literature n.
psişik travma psychic trauma n.
ağır travma severe trauma n.
ağır travma major trauma n.
travma sonrası stres bozukluğu post-traumatic stress disorder n.
travma ekibi aktivasyonu trauma team activation n.
duygusal travma emotional trauma n.
vücuttaki fiziksel ve duygusal travma birikimini gidermeye yönelik bir tür derin doku masajı hellerwork n.
ağır bir travma geçirmek suffer a severe trauma v.
ağır bir travma geçirmek go through a severe trauma v.
travma geçirmek go through a trauma v.
travma geçiriyor olmak be through a trauma v.
travma geçirmek be through a trauma v.
(travma/hastalık) yaşamak get v.
(özellikle tedavi veya teşhis amacıyla) travma geçirmiş biriyle görüşmek debrief v.
Colloquial
(ağır bir travma sonrası) bilincini yitirmek black out v.
kafasına yediği sert yumruktan dolayı travma yaşamak be punch-drunk v.
Idioms
kafasına aldığı bir darbeden dolayı travma yaşamak be on queer street v.
kafasına aldığı bir darbeden dolayı travma yaşayan on queer street expr.
Law
fiziksel ve duygusal travma pain and suffering [us] n.
Politics
kolektif travma collective trauma n.
toplumsal travma collective trauma n.
Telecom
toplamsal travma bozulması cumulative trauma disorder n.
Medical
travma ya da cerrahi kesiğe tepki olarak aşırı doku tamirinden kaynaklanan kabarık, kırmızı lifli doku oluşumu cheloid n.
travma ya da cerrahi kesiğe tepki olarak aşırı doku tamirinden kaynaklanan kabarık, kırmızı lifli doku oluşumu keloid n.
adli nitelikteki travma forensic trauma n.
ağır travma penetrative traumatic n.
birinci ve ikinci tip travma type 1 and type 2 trauma n.
birincil travma bakım çalıştayı primary trauma care workshop n.
cerrahi travma surgical trauma n.
cerrahi travma yoğun bakım ünitesi surgical trauma intensive care unit (sticu) n.
çocuk travma skoru pts (pediatric trauma score) n.
delici travma penetrating trauma n.
eksternal larengeal travma external laryngeal trauma n.
hafif travma mild trauma n.
ileri travma yaşam desteği kriterleri advanced trauma life support criteria n.
kaza ile oluşmuş travma accidental trauma n.
kısaltılmış travma skoru abbreviated injury score n.
lokal travma local trauma n.
künt toraks travma blunt thoracic trauma n.
maksillofasiyal travma maxillofacial trauma n.
künt travma blunt trauma n.
künt torasik travma blunt thoracic trauma n.
lombar spinal travma lumbar spinal trauma n.
minör travma minor trauma n.
multipl travma multiple trauma n.
minimal travma minimal trauma n.
orbital travma orbital trauma n.
ortopedik travma orthopedic trauma n.
penetran travma penetrating trauma n.
perineskrotal travma perineo-scrotal trauma n.
pediatrik travma pediatric trauma n.
penetran abdominal travma penetrating abdominal trauma n.
spinal travma spinal trauma n.
travma sonrası posttraumati n.
travma sonucu kulakta oluşan hematom perichondrial hematoma n.
travma dışı meydana gelen ani başlangıçlı karın ağrısı non-traumatic acute abdominal pain n.
travma tahtası trauma board n.
travma sonrası tetiklenen sistemik inflamatuar yanıt sendromu systemic inflammatory response syndrome triggered by trauma n.
travma tarafından tetiklenen sistemik inflamatuar yanıt sendromu systemic inflammatory response syndrome triggered by trauma n.
travma merkezi trauma center n.
travma sonucu kulakta oluşan hematom cauliflower ear n.
travma sonucu kulakta oluşan hematom traumatic auricular hematoma n.
triaj travma skorları triage trauma scores n.
travma dışı akut pankreatit nontraumatic acute pancreatitis n.
travma için karın odaklı sonografi fast (focused abdominal sonography for trauma) n.
travma sonrası gelişen stres hastalığı posttraumatic stress disorder n.
travma sonrası stres rahatsızlığı post-traumatic stress disorder n.
travma sonucu kulakta oluşan hematom hematoma auris n.
travma sonrası stres bozukluğu post-traumatic stress disorder n.
travma sonrası büyüme post-traumatic growth n.
travma yokluğu absence of trauma n.
üretral travma urethral trauma n.
vajinal doğuma bağlı travma trauma due to vaginal delivery n.
yenilenmiş travma skoru rts (revised trauma score) n.
travma pedi trauma pad n.
çok yönlü travma polytrauma n.
travma sonucu cilt altındaki kılcal damarlardan kan sızmasıyla renk değiştirmek ecchymose v.
majör travma sayılan classified as major trauma adj.
majör travma sınıfına giren classified as major trauma adj.
travma öncesi pretraumatic adj.
travma geçirmiş traumatised adj.
travma sonrası stres rahatsızlığı çeken shell-shocked adj.
travma geçirmiş traumatized adj.
travma sonrası posttraumatic adj.
travma dışı nontraumatic adj.
travma dışı non-traumatic adj.
travma sonrası stres rahatsızlığı çeken shellshocked adj.
travma anlamı veren ön ek traumat- pref.
Psychology
travma sonrası epilepsi traumatic epilepsy n.
akustik travma acoustic trauma n.
birincil travma primal trauma n.
cinsel travma sexual trauma n.
ikincil travma secondary trauma n.
karmaşık travma sonrası stres bozukluğu complex posttraumatic stress disorder n.
ruhsal travma psychic trauma n.
psikoseksüel travma psychosexual trauma n.
travma sonrası stres bozukluğu ptsd n.
travma sonrası stres rahatsızlığı posttraumatic stress disorder n.
travma sonrası kişilik bozukluğu posttraumatic personality disorder n.
travma sonrası amnezi posttraumatic amnesia n.
travma öncesi kişilik pretraumatic personality n.
travma sonrası stres bozukluğu posttraumatic stress disorder n.
travma sonrası stres bozukluğu (tssb) posttraumatic stress disorder (ptsd) n.
travma sonrası rahatsızlıklar posttraumatic disorders n.
tssb (travma sonrası stres bozukluğu) post-traumatic stress disorder (ptsd) n.
travma sonrası epilepsi posttraumatic epilepsy n.
yakınlık yoluyla travma sonrası stres rahatsızlığı posttraumatic stress disorder by proxy n.
zincirleme travma chain trauma n.
savaş sonrası travma yaşayan askerlerin bakması ama aslında görememesi thousand-yard stare n.
savaş sonrası travma yaşayan askerlerin bakması ama aslında görememesi two-thousand-yard stare n.
Pathology
obstetrik travma obstetric trauma n.
travma sonrası hafıza kaybı anterograde amnesia n.
travma sonrası hafıza kaybı posttraumatic amnesia n.
travma sonrası döneme ait anterograde adj.
Slang
travma mağduru damaged goods n.
bir erkeğin yaşadığı duygusal travma manpain n.
(ağır bir travma sonrası) bilincini yitirmek zonk out v.
Modern Slang
genellikle travma sonrası stres bozukluğu sonucu zaman zaman zeka yaşı düşen kimse age regressor n.